Melih Gökçek'ten gündeme ilişkin önemli açıklamalar
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 17 Aralık Operasyonu'na dair çarpıcı iddialarda bulundu.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, operasyonlar, yolsuzluk iddiaları, ses kasetleri, yerel seçimler ve birçok konuda açıklama yaptı. TGRT Haber'e konuşan Gökçek, "Hükümet'i devirmek için 15 gün sonra insanları sokağa döküp, kan akıtacaklar" iddiasında bulundu.
"DÜNYAYI KAOSA SOKTULAR, TÜRKİYE'DE YAPAMADILAR"
Gökçek, faiz ve sermaye çevrelerinin dünyayı kaosa sürüklediğini savunarak, "Bütün bunlar gezi olayları ile başladı. Yaşananların arkasında faiz lobisi ve Amerika'daki neocon'lar var. Sorumlusu da otpor ve Gene Sharp'tır. Sırbistan'da, Ukrayna'da, Kırgızistan'da, Mısır'da, Brezilya'da, Meksika'da yaptılar. Her tarafta karışıklık çıkardılar, her yerde başarılı oldular; bir tek Türkiye'de yapamadılar. Oyunları bozuldu. Bunun bir tezgah olduğu, beynelmilel bir oyun olduğu ortaya çıktı. Çünkü bizde istikrar var" dedi.
"AMERİKA, ERDOĞAN'I BİTİRMEK İSTİYOR"
Amerikan Büyükelçisi'yle yaşadığı bir dialoğu anlatan Gökçek, "Dedim ki elçiye, 'Kasım-aralık aylarında Recep Tayyip Erdoğan'ın itibarını yerle bir edeceğiz. AK Parti diye bir şey kalmayacak, demişsiniz. Böyle bir şey söylediniz mi? Bunu yalanlarsanız memnun oluruz.' Ne yalanladı ne de tekzip etti. İstanbul'da bir ülkenin konsolos yardımcısı, bir profesöre, 'Endişe etmeyin Recep Tayyip Erdoğan seçimlere giremeyecek, itibarını bitireceğiz' diyor. Bunların üzerine biz nereden, ne gelecek diye beklerken; 17 Aralık'ta, birbirinden alakasız 5 dava, 'tek soruşturma' olarak önümüze kondu. Bir algı yönetimi ile faiz lobisi ve Amerika'daki neocon'lar, Türkiye'yi soymaya başladı, soyuyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
"TÜRKİYE'Yİ 300 KATRİLYON SOYDULAR"
'Kurşun girdi, henüz sıcaklığından hissetmiyoruz; ağrıyı sonra duyacağız' diyen Gökçek, "Ekonomik operasyon yapıldı. Ortaya bir ayakkabı kutusu kondu. Tamamen mizansen, tamamen algı yönetimi... İnsanların kafasını o kutuya endekslediler. Kutu, eşittir yolsuzluk, eşittir AK Parti, eşittir Başbakan. Mizansen bunun üzerine kurulmuş, çark böyle dönüyor, çalıp çırpıp yiyorlar yani... Bu algı üzerine Türkiye'yi 300 katrilyon soydular. Halk Bankası Genel Müdürü diyor ki; 'Ben bu parayı yurt dışında cami yapımı için ve aynı şekilde İmam Hatip Lisesi'nin inşaası için kullanacaktım. Makbuz karşılığında hayr için aldım.' Zaten bunu ispat edemese, serbest kalamazdı. Şimdi dışarıda ve parası da geri iade edilmek üzere... Ama ne oldu; insanların algısında ne kaldı? Daha kötüsü bugün piyasadaki faiz yüzde 11,8. Anımsar mısınız, CHP Milletvekili Sinan Aygün'ün evinde de 2,5 milyon Euro yakalanmıştı. Daha sonra da kendisine iade edilmişti" hatırlatması yaptı.
"İSTANBUL BANKALARI, AMERİKAN ORTAKLARI KAZANDI"
Operasyonların mali zararlarını çıkaran Melih Gökçek, kabaca hesap yaptı ve, "Eskiden cambazlar panayırlarda ipin üzerinde gösteri yapardı. Onlar düşme numarası yaparken; aşağıda cepçiler, insanları soyardı. 'Cambaza bak, cambaza bak; düşüyor' derdiler, herkes heyecanla elini kaldırır, düşeni tutacaklar ya; cüzdanlar giderdi tabii bu arada... Şimdi de 'kutuya bak, kutuya bak' diyorlar, bizi soyuyorlar. 300 katrilyon ülkeyi böyle soydular. Bu 300 katrilyon ne demek biliyor musunuz? 1 katrilyon demek, 1000 trilyon demek... Yani, bin tane trilyonu yanyana koyuyorsun, 1 katrilyon ediyor. 1 trilyon da bin tane milyarı yanyana koyuyorsun. İşin büyüklüğünü düşünebiliyor musunuz? Tam 300 katrilyon bizi soyuyorlar. 10 gün önce hazineden sorumlu bakan Ali Babacan açıkladı, 'Borsa'daki kaybımız 60 milyar Dolar' dedi. Yani Türkiye'deki şirketler 120 katrilyon küçüldü. Faiz, 4,5'tu; 11,8 oldu. Yani faiz 7 puan fark etti. Faizin 1 puan artmasının devlete getirdiği yıllık yük, 5 milyar Dolar... 7 puan ise 35 milyar Dolar, yani 70 katrilyon zarar demek... Kimin cebine gitti bu paralar? İstanbul'daki baronların bankalarına... Onların ortaklık yaptığı neoconlar'ın Amerika'daki bankalarına gitti paralar" dedi.
"MAAŞINIZIN 4'TE 1'İNİ FAİZ LOBİSİ ALACAK"
Bankaların faiz musluğunu kapattıklarını ve bu gelirlerle vatandaşa hizmet ettiklerini anlatan Gökçek, "AK Parti iktidara geldiğinde faiz 40'ların üzerindeydi, 4,5'a kadar düştü. 10 yılda rakamın bu kadar küçülmesiyle, devletin faizci bankalara ödediği fiyat da 642 katrilyon Lira azaldı. Devlet faizi aşağı çekince İstanbul'daki baronların bankalarına 642 katrilyon vermedik. Bu rakam yatırım bütçesi olunca böylece yatırımlar da katlanarak büyüdü. Bugün faizler, operasyonlarla birlikte tekrar 11,5'a yükseldi. Buna dua edin, 21,5'a çıkmasın. Böyle giderse, öyle olacak. Adamlar Türkiye'yi batırmak istiyor. Sen köle gibi çalışacaksın bütün gün, paralar onların cebine gidecek. Enerji giderlerinde maliyet katlanacak. Elektrik yakarken, doğalgaz kullanırken, arabanıza benzin koyarken; yüzde 25 daha fazla para ödeyeceksiniz baronlara, neocon'lara... İstanbul'daki banka patronlarına maaşın 4'te 1'ini vereceksiniz" değerlendirmesinde bulundu.
"KUTULARIN İÇİNDE BİR YANLIŞLIK YOK"
'Bana göre; Melih Gökçek'in vicdanına göre, o kutuların içinde bir yanlışlık yok' ifadesini kullanan Melih Gökçek, sonra devam etti: "Neden bunları yapıyorlar, bu işi sonuna kadar götürmek istiyorlar? Neden 'AK Parti iktidarı uzaklaşsın' diyorlar. AK Parti öyle bir iktidar ki; 10 yılda 323 baraj yapmış. Ayda 2 tane baraj yapmışız neredeyse... 550 bin tane konut yaptık. Hızlı tren diye bir şeyi Türkiye hayal etmezdi, tren yaptık. 17 bin kilometre duble yol yaptık. Sınıflar 60 kişilikti, 30'a 20'ye düştü. Öğrencilerin i-Pad'leri dağıtıldı, kitapları bedava verildi. Fakir fukaranın cebine para koydu, hanımlara para verdi. Sağlıkta sorun kalmadı, kuyruk derdi, ilaç derdi bitti. Silah sanayiinde ileri gittik. Keşif uçağı yaptık, heronları yaptık, helikopteri yaptık, tank, top, füze yaptık, uzun menzilli füzeler yapılıyor. Uzaya uydular attık. Aldı başını gitti ülke, durmak bilmiyor. Neden istesinler ki; gelişmiş Türkiye'yi, çalışan AK Parti'yi..."
"GEZİ PLATFORMU, EZİLEN AMERİKA'NIN KÖLESİ"
Kanal İstanbul ve üçüncü havaalanı projeleri üzerine de konuşan Gökçek, "İstanbul'a yeni bir havaalanı yapılacak, senelik getirisi 15 milyar Dolar, 30 katrilyon, yani 30 tane 1 trilyon her sene... Kim karşı çıkıyor buna; Almanya ve İngiltere. Dünya havaalanları arasında Türkiye, 20'nci sırada, üçüncü hava limanı bitince, üçüncü sıraya yükseleceğiz. Bizimki tam aktarma noktası, dünyanın ortasında... Uçaklar niye gidip Londra'dan, Frankfurt'tan aktarma yapsın ki... Almanya, sana bırakır mı? İngiltere ve Almanya'nın ekonomisinden 15 milyar Dolar almaya kalkıyorsun. Bu Recep Tayyip Erdoğan çok oluyor... Ne yapıyor; bir de Kanal İstanbul yapacağım. Montrö Antlaşması iptal olacak. 5 milyar Dolar kazanacaksın yılda... Fransa, nükleer santral ile idare ediliyor. Biz yapmaya kalkıyoruz, yapamazsınız; 6 milyar Dolar kâr demek çünkü... Bütün bunlar yanyana konunca 30 milyar Dolar yapıyor, 60 katrilyon. Gezi Platformu da bunlara karşı çıkıyor. Ezilen Amerika, ezilen İngiltere, ezilen Almanya adına karşı çıkıyorlar. Onlar Amerika'ya, İngiltere'ye ve Almanya'ya kölelik yapmakla meşguller" dedi.
"KÜRESEL AKTÖRLERİN AYAĞINA BASTIK"
'Arkadaş bu Recep Tayyip Erdoğan'ın gitmesi lazım' diye ironi yapan Melih Gökçek, "Ortadoğu'da ne kadar masum devlet varsa onlara yardım yapıyor. Gidiyor Afrika'ya 2,5 milyar Dolar yardım yapıyor. AK Parti'nin büyüklüğü şu örnekte de ortaya çıkacak. MHP-Anap-DSP koalisyonu zamanında deprem oldu Türkiye'de... İnsanlar camilerde, yardım parası topladı. Devlet, o yardım paralarını, kasa boş olduğu için maaşlarını ödeyemediği memurlara, işçilere dağıttı biliyor musunuz? Milletin depreme yardım için topladığı paraya devlet el koydu. AK Parti iktidara geldi, sosyal yardım olarak 10 yılda 107 katrilyon Lira dağıttı. 1 katrilyon, bin tane trilyon demek tekrar ediyorum; 107 tane bin trilyon yardım yapmışız insanlarımıza... AK Parti bu, fakir fukarayı kucakladı. IMF borcu bitti. Küresel aktörlerin ayağına bastık" ifadelerini kullandı.
"ÇILDIRACAĞIM, KILIÇDAROĞLU 'DÜRÜSTLÜK SEMBOLÜ' OLDU"
Gökçek, Başbakan'ın uluslararası güçlere meydan okuduğuna dikkat çekerek, "Başbakan sıkıntılı bir adam... Sen gideceksin İsrail'e 'One Minute' diyeceksin. Yav, hayret ediyorum; şu Kemal Kılıçdaroğlu, geldi dürüstlüğün sembolü oldu, çıldıracağım ya... Bir gün bir yakalasam televizyonda da, onun SSK Genel Müdürlüğü'nde yaptıklarının hepsini söylesem... Geçen seçim, en az 20-30 tane somut iddiada bulundum, hiçbirisine cevap veremedi. Bir tane somut örnek vereyim Kılıçdaroğlu'nun yolsuzluklarına, 25 Dolar'a kalbe takılan stent var. Onları yıllarca 'Kemal Kılıçdaroğlu' imzası ile 2 bin 500 Dolar'a, 100 katı zararla satın aldık" iddiasında bulundu.
"1 MİLYAR DOLAR, EVE SIĞMAZ, KAMYONLA TAŞINMAZ"
Başbakan'ın oğlu ile yaptığı konuşmaların yer aldığı ses kasetleri için 'baştan aşağı montaj' diyen Gökçek, "Çıldırmamak elde değil. Montaj olduğu, kesin... Başında diyor ki; 1 milyar Dolar. 1 milyar Dolar, bir odaya, bir eve sığar mı; merak ediyorum. 1 milyar Dolar kaç ton ediyor bilmiyorlar galiba... 11 tonluk parayı nasıl taşıyacak bu Başbakan'ın oğlu ya... Bir kamyonda taşınmaz, eve sığmaz. Efendim; evdeymiş, evden taşınmış falan... Bu taşınıyor biliyorsun, sesleri dinliyor, takip ediyorsun; savcı, polis zaten senin yanında, yakalatsana yolda... Neden yakalatmıyorsun durdurulan TIR'lar gibi... 1 milyar Dolar'ı alıp ne yapacak, nerede harcayacak Başbakan ya... Tape'de Başbakan diyor ki; 'Oğlum dinleniyorsunuz.' Bu Başbakan o kadar saf ki; bunu deyip de her şeyi konuşuyor telefonda... Yok böyle bir şey... Belediye başkanıyken de; 1 milyar Dolar'ı olduğundan bahsediliyordu, o para hiç bitmedi" diye konuştu.
"TÜRKİYE, UKRAYNA GİBİ KARTON DEVLET DEĞİL"
Melih Gökçek, Başbakan'ın Türkiye'ye çağ atlattığını savunarak,"O gitsin istiyorlar. Seçimlere kadar bu işler durulmaz. Ankara ve İstanbul'u seçimde kaybettirmek ilk hedef... AK Parti iktidarını devireceğiz, Başbakan gidecek sonraki savaş... Herkesle ilgili başka kasetler de çıkar. Olaylar artarak, kızışarak devam eder. 15 gün içinde hükümet devrilecek. Buna uğraşıyorlar. 15 Mart'tan sonra halkı sokağa dökecekler, marijnal gruplar olaylar çıkaracak. Kan gövdeyi götürüyor mizansenleri yapacaklar. Türkiye Cumhuriyet, Ukrayna gibi karton devleti değil. Bizim halkımız sağduyulu... Başarılı olamayacaklar. Başbakan benim can kardeşim. Onu yarı yolda bırakmam. Batacaksak, beraber batarız. Onun doğru olduğunu biliyorum ve birlikte çıkacağız. Bu demokrasi sınavını da verirsek, Başbakan buradan da yüzde 45-50'lerle çıkarsa, ondan sonra yurt dışındakiler de duracak, susacak" dedi.