Prof. Dr. Osman Bektaş'tan Trabzon için çağrı! Depremden sonra en büyük riski açıkladı
Kahramanmaraş merkezli depremin ardından enkaz altında kalan vatandaşlar için arama kurtarma çalışmaları sürerken uzman isimler farklı illerle ilgili uyarılarda bulundu. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Kahramanmaraş merkezli depremin ardından dikkatleri Doğu Karadeniz Bölgesine çekerek “Trabzon, Doğu Karadeniz sahili boyunca uzanan bir il. Sahilimiz gevşek kum, çakıldan oluşuyor. Bu tür yapılar zeminin yapıları depremi büyütme özelliğine sahiptir. Depremin ikincil özelliği bu heyelan sahalarını tetikleyebilir” ifadelerini kullandı.
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Kahramanmaraş merkezli depremin ardından dikkatleri Doğu Karadeniz Bölgesine çekti. Depremin yıkıcılığı sadece depremin büyüklüğüne bağlı olmadığını kaydeden Bektaş, “Trabzon 1960 yılından beri var olan eski deprem tehlikesi haritasına göre dördüncü derece deprem diye bilinir halk bu algıyla burada deprem olmaz mantığıyla yaşar. 500 kilometre güneydeki bir deprem Trabzon’u dahi etkiledi. Trabzon’u niçin bu kadar fazla etkiledi veya Rize’yi etkiledi özellikle Trabzon ve çevresinin jeoloji özelliğine bağlı. Trabzon, Doğu Karadeniz sahili boyunca uzanan bir il. Sahilimiz gevşek kum, çakıldan oluşuyor. Bu tür yapılar zeminin yapıları depremi büyütme özelliğine sahiptir. Yani deprem yıkıcılığı sadece depremin büyüklüğüne bağlı değildir zeminin özelliğine bağlıdır” diye konuştu.
"DEPREMİ OLDUĞUNDAN ÇOK DAHA FAZLA HİSSETTİRİR"
Trabzon’un gerek jeolojik yapısı gerek hitolojisi dolgusu, sahil kumları olan depremi olduğundan çok daha fazla hissettirdiğini belirten Bektaş, “Trabzon’un bir özelliği daha var Trabzon bir graben yani iki fayın çökmesiyle oluşmuş bir jeolojik yapıdır. Bu tür yapılara giren deprem dalgaları kolay kolay buradan çıkamaz ve var olan depremi daha fazla hissetmemize daha fazla yaşamamıza sebebiyet verir. Trabzon’un gerek jeolojik yapısı gerek hitolojisi dolgusu sahil kumları plaj özellikleri olabilecek olan depremi olduğundan çok daha fazla hissettirir. Bizim denize bakan yamaçlarımız bütünüyle heyelan bölgesidir. Depremin ikincil özelliği bu heyelan sahalarını tetikleyebilir ve olduğu gibi yamaçlardaki çok katlı binaları denize sürükler. Bu depremler bize bilimsel verilerden daha çok ikaz eden doğanın ikaz sesi diyelim. Bilim adamlarının söylediklerini uygulayıcılar pek dikkate almayabilir ama doğanın sesini herkes dinliyor ona göre önlem alınıyor” şeklinde konuştu.
TRABZON’UN DEPREME KARŞI YAPI STOKU NE DURUMDADIR?
Depreme karşı neler yapılması gerektiği konusunda bilgi veren Bektaş, “'Trabzon’da depreme hazır mıyız?' diye önce Valimiz, belediye başkanlarımız bunu tekrar bir daha sorgulaması gerekir. Biz gerçekten depreme hazır mıyız? Özellikle Trabzon’un depreme karşı yapı stoku ne durumdadır? Yapı stokumuz bugünkü AFAD’ın vermiş olduğu resmi deprem tehlikesi normlarına standartlarına uygun mudur? Neresi uygundur, neresi uygun değildir? AFAD’ın hazırladığı illerdeki doğal afet riskini azaltma çalışmasına göre belediye başkanımız valimiz şunu diyebilir mi? 6.6’lık bir deprem olduğu zaman Trabzon’un hangi mevkileri ne kadar yıkılır? oradaki binaların durumu nedir? Bunları anlamak için de mikro bölgelendirme çalışmaları yapılması lazım. Yani deprem dalgalarının 30 metre derinlikte ne kadar hızlı ne kadar etkin bir şekilde görev yaptığını anlamamız için bu haritaların ivedilikle yapılması lazım. Bu haritalar yapıldıktan sonra üzerindeki binalar ona göre inşa edilmesi lazım” diye konuştu.