'PYD, Kürtlerin DAEŞ'i oldu'
SMDK ve ENKS üyesi Temo, terör örgütü PYD’nin yaptıklarının DAEŞ’ten farklı olmadığını belirterek 'Nasıl ki DAEŞ Arapların içinden çıktı, PYD de Kürtlerin DAEŞ’i konumuna geldi' dedi.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK) ile Kürt Ulusal Kongresi (ENKS) üyesi Abdülhamit Temo, Cenevre görüşmeleri, Halep'teki rejim saldırıları ve Kamışlı'daki son olaylarla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, muhalefetin şuan zor bir durumda olduğunu söyledi.
İstanbul'daki toplantılarında Cenevre görüşmelerinin neden durdurulduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunduklarını belirten Temo, Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın sözünde durmadığını savunarak, şunları kaydetti:
"Cenevre görüşmelerinde Rusya ve rejim savaşın durmasını istemedi ve Suriye’de siyasi bir değişikliğin olmasını engelledi. Bundan dolayı Cenevre görüşmeleri durdu. Muhaliflerin iki talebi vardı Cenevre görüşmelerinde, birincisi savaşın durması ve Esed'in saldırılarının durdurulması. İkincisi ise insani yardımın geçişine izin verilmesi ve bu çalışmaları yapanlara saldırılmaması. Doğrusu bu iki talep de yerine getirilmedi. Mistura söz vermişti, bu talepler yerine getirilecek diye. Ama yerine getirilmedi. Rejim bombardımanı devam ediyor. Son bir haftada Beşşar Esed’in yaptığını kimse yapmadı. Esed ve Rusya hastaneler dahil sivilleri bombalamaya devam ediyor. Halep’te son haftada yaşanan dram ortada. PYD öncülüğünde Demokratik Suriye Güçleri kuruldu biliyorsunuz. Bunların amacı Halep’ten Türkiye sınırına kadarki bölgeyi ele geçirmek. Rejim son dönemde Halep üzerine yoğunlaştı. Ruslarla beraber Halep'i tümüyle almak istiyor. Rejim ve Rusya, Halep’te savaş uçaklarıyla muhalifleri vuruyor, PYD ise karadan saldırıyor muhaliflere. PYD, dediğim Demokratik Suriye Güçleri tabi."
PYD'nin cesetleri teşhir etmesini DAEŞ’in yaptıklarından pek farklı olmadığını vurgulayan Temo, şöyle konuştu:
"Doğrusu PYD şuan çok kötü işler yapıyor. Savaş olur. Dünyanın çoğu yerinde savaşlar var ve oluyor. Ama savaşın bir kanunu var. Gidip adamları öldürüyorsun, onların cesetlerini alıp Afrin’e getirip halka sergiliyorsan bu çok kötü bir durum. Bu durumun hem Kürtler hem de Araplar üzerinde ciddi tesirleri olacak. Rejim ve Rusların amacı etnik bir savaş çıkarmak, Kürtler ve Araplar arasında, özelikle Sünni Araplarla. PYD şuan bu amaca hizmet etmek istiyor. Açık konuşmak gerekirse PYD’nin yaptıkları DAEŞ’in yaptıklarından pek farklı değil. PYD, Kürtlerin DAEŞ’i oldu. Nasıl ki DAEŞ Araplardan çıktı, PYD de bugün yaptıklarıyla Kürtlerin DAEŞ’i konumuna geldi. PYD öyle bir politika izliyor ki hem Kürtler arası bir savaş hem de Kürtler ile Sünni Araplar arasında bir savaşın çıkmasını istiyor. Biz bu durumdan korkuyoruz. Böyle giderse PYD yüzünden Suriye Kürtleri kendi arasında savaşacak, yine PYD yüzünden Kürtler ve Araplar savaşacak. PYD’nin son eylemlerinden tüm kesimler rahatsız. Ki hep PYD dedim konuşmamda ama biliyorsunuz ki PYD değil PKK. Tüm bunlara karar veren Kandil’dir. PKK, tıpkı Lübnan Hizbullah’ı gibi hangi devlet onlardan ne isterse onların dediklerini yerine getiren örgütler. Bugün de o durumu yaşıyoruz. Bugün PKK, Rusya-İran hattının bulunduğu siyaseti benimsemiş. Rusya-İran ise Esed’i destekliyor. İlginçtir ki Rusya, İran ve Esed, Mesut Barzani’nin politikasına karşı. PKK da bu güçlerle ittifakta. Bugün PKK, Suriye’de sadece Şii politikasına hizmet ediyor."
"Kamışlı'daki PYD-Rejim çatışması göstermelik"
Temo, geçen hafta Kamışlı'da yaşanan rejim ve PYD çatışmasının bir oyundan ibaret olduğunu, bu göstermelik çatışmanın hem iç hem de dış kamuoyuna mesaj içerdiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"PYD Kamışlı’da rejime saldırmıyor veya rejim PYD’ye saldırmıyor. PYD ve Rejim hiçbir zaman birbirine saldırmaz. Geçen sene de Haseke’de güya rejim ve PYD arasında çatışma çıkmıştı. Rejim, bir yeri PYD’ye vereceğini önceden söylüyor. PYD de göstermelik bir çatışma oluşturarak, o yeri savaşarak aldığını söylüyor. Halbuki o yeri rejim verecekti. Sonra medya yoluyla rejimle savaştıklarını söylüyorlar oysa öyle bir durum yok. Bu göstermelik çatışmadan çoğu kişi de ölüyor ama bu onlar için önemli değil. Kamışlı’da yaşanan olay şuydu, PYD Kamışlı hapishanesinin kontrolünün kendilerine verilmesini istiyordu. Bir de bir değirmen var. PYD onu da istiyordu. Rejim de verecekti zaten. Millete ‘biz bunları rejimden zorla aldık’ demek için bir çatışma başlatıyorlar. Oysa PYD 3 yıl önce o hapishaneyi ele geçirdiğini söylemişti. Ele geçiriyor sonra tekrar denetimi rejime bırakıyor. Tıpkı Kamışlı’da geçen hafta yaşanan o çatışma gibi. O göstermelik savaşta 17 sivil öldü. Geçen sen ise Haseke’deki göstermelik savaşta 30 sivil öldürülmüştü. Haseke’deki o savaş ise güya sınır kapısını PYD ele geçirecekti. Evet, Apocular sınır kapısının denetimini aldılar, Beşşar Esed’in posterlerini indirip kendi bayraklarını astılar ama hemen sonrasında muhaberat/rejim devriyesi gelip orada durdu. Göstermelik bir savaş verdikleri anlaşılmasın diye de sivillerin öldürülmesi gerekir. Bunun için rejim sivillerin bulunduğu yere bir kaç bomba atacak ve ölümlerine sebep olacak. Rejimden de 10-15 kişi ölüyor. Bir hafta geçmeden tekrar barıştılar. Halep’te zaten birlikte hareket ediyor. Kamışlı’da neden savaşsın? PYD bu göstermelik savaşla, halka bakın ben rejimle savaşıyorum ve zorla hapishane ile değirmeni ele geçirdim. Ve bunun için şehitler verdim. Bu Kürt kamuoyunu etkilemek için. İkincisi, Cenevre göreşmeleri... PYD Cenevre görüşmelerine muhalif kanattan katılmak için çok uğraştı. Ama her seferinden rejimden yana bir güç olduğu söylendi ve talebi reddedildi. Bu göstermelik savaşla ‘hayır ben rejim tarafı bir güç değilim. Onla savaşan bir grubum’ diyerek, Cenevre görüşmelerine muhalifler safında katılmayı talep edecek yine."