Ramazan'da 90 derecelik ateşin başında zorlu mesai
Şanlıurfa’da sıcak havada 90 dereceyi bulan kalay ateşinin başında oruçlu halde mesailerine devam eden kalay ustaları zor şartlarda çalışmaya devam ediyor.
Türkiye’nin en sıcak illeri arasında yer alan Şanlıurfa’da, Ramazan ayında oruç tutan ustalar zor şartlar altında çalışmaya devam ediyor. Tarihi çarşılar bölgesinde kalaycı ustaları 80 ile 90 derece sıcaklıkta oruç tutarak kalay yapmayı sürdürüyor. Kalaycı ustaları, Ramazan ayının imtihan ayı olduğuna dikkat çekerek, gençlerin oruç tutmasını istedi. Küçük kaplar 10 dakikada, büyük kaplar ise 3-4 saatte kalaylanırken, ücretler ise 2 liradan 30 liraya kadar değişiyor.
60 yıllık kalay ustası 79 yaşındaki Mustafa Ozan, “Burada bakır kapları kalaylıyoruz. Kolay bir şey var mı orucunu tutacaksın. Allah'a şükür edeceksin. Allah'ın emridir oruç tutmak. Tutuğunuz zaman Allah da yardım eder. Hiçbir şey kolay değildir. 70 yıldır bu ateşin önündeyim. İki tane kalfa yetiştirdim. Onlar da dükkan açtı. Bizim de artık son çağımızdır, son devremizdir. Allah kısmet neyse onu veriyor. Allah deldiği boğazı aç bırakmaz. Az ya da çok demezsen Allah razı eder. Bu işlerle öyle lüks hayat yaşayamazsınız. Sizin de gördüğünüz gibi bütün vücudumuz elimiz yanmış, yanık olmuş. Biz artık buna alıştık. Kalaycılık önceleri çok kıymetli bir meslekti. 40 tane kalay dükkanı vardı. Şimdi sadece 3 tane var. Kalay ustalarının birçoğu rahmete kavuştu. Dükkanlarda kapandı. Zamanında hiç kimse de evladını getirip yetiştirmedi. Bu zor bir meslektir. Parası az ve zahmetli bir iştir. Ama beşeriyete hizmet işte yapmak zorundayız. Oruç tutmak kolay mı bu sıcağın önünde 60 derece güneş ve ateşin sıcaklığı birleşince artık siz düşünün. Sonuçta çoluk çocuk var, hiç kimseye muhtaç olmamak için çalışmak zorundayız” dedi.
“Bakır kapta pişen yemeğin tadı başkadır”
Kalay ustası Ozan, bakır kapta pişen yemeğin daha lezzetli olduğunu belirterek, “Bakır kapta pişen yemeğin tadı bir başka olur. Demir ya da plastik kaplarda yapılan yemeklerle bir değildir. Bakır kaplarda pişen yemekler, sizin vücudunuza şifa oluyor. Bugün bir kalay tasta su için lezzetini fark edeceksiniz. Dedelerimiz, atalarımız uzun yıllar yaşarlardı,nasıl yaşarlardı sizce onlar bakır kaplarda yemek yerlerdi. O zamanlar bakır kaplar vardı. Plastik falan yoktu. Şimdi her bir şey plastik ve demir kap olmuş.Oruç dediğinizde bir düşünün. Atalarımız da derdik ki bir insanın nefsini terbiye etmek istiyorsanız aç ve susuz bırakın” diye konuştu.
Babasının yaşının ilerlemesinden dolayı ara ara kendisine yardıma geldiğini belirten Mahmut Ozan ise mesleğe artık rağbetin olmadığını söyledi.
Bekir Basmacı - Sinan Özdemir