Söylentilere inanan defineciler kazı alanını talan etti
Nif Dağı’ndaki 800 ton altın söylentisi 1999 yılından bu yana kazı çalışmalarının sürdüğü alanı adeta köstebek yuvasına çevirdi. Ortaya çıkarılan tarihi dokunun büyük zarar görmesi kazı çalışmalarının da sonlandırılmasını gündeme getirdi.
Nif Dağı'nda 800 ton altın olduğu söylentisi hayaline kapılan defineciler, İzmir'in Torbalı ilçesinde 1999 yılından bu yana İstanbul Üniversitesi Klasik arkeoloji Bölümü tarafından yürütülen kazı çalışmalarının yapıldığı arkeolojik alanı adeta köstebek yuvasına çevirdi.
İzmir’in Torbalı ilçesine bağlı Dağkızılca köyündeki Nif Dağı civarında 1999 yılından beri süren arkeolojik kazılar söylentilere inanan define avcıları tarafından sonlandırılmak üzere. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Elif Tül Tulunay öncülüğünde sürdürülen kazılar, bölgede altın arayan defineciler tarafından adeta baltalandı. Geçtiğimiz günlerde Dağkızılca’daki kazı evine yerleşerek çalışmalara başlayan Elif Tulunay ve ekibi kazı alanı olarak belirledikleri Karamettepe’de büyük bir şoka uğradı. Karamattepe’nin köstebek yuvasına döndüğünü gören Tulunay, hem definecilere hem de onları bu bölgeye çeken asılsız söylentileri yayan televizyon programlarına isyan etti.
“Sorumsuzca ve cahilce yapılan televizyon yayınları”
Bölgede 1999 yılından beri kazı çalışmaları yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Tulunay, bu seneki Kaçak kazıların daha önce hiç rastlamadıkları boyutta olduğunu belirterek, “Nif Dağı’ndaki hayali altınlarla ilgili öyle cahilce ve sorumsuzca yayınlar yapıldı ki. Sabah kuşağında çok izlenen bir televizyon programının bayan sunucusu Nif Dağı’nı gösteriyor, Karabel Anıtı’nı gösteriyor ve altına da ‘Nif Dağı’nda 800 ton altın’ yazıyor. Bu gibi asılsız söylentiler nedeniyle her yerde kaçak kazı arttı. Bu kadar akılsızca bir şey olmaz. Taşın içinde altın arıyorlar, kandırılmaktan bıkmadılar. Anlayamıyorum. Dolandırıcının biri diyor ki ‘bana para ver sana altının yerini göstereyim.’ Vatandaş da arabasını satıyor, evini satıyor sonra da parasını kaptırıyor. Bir kere yaptıkları suç, ikincisi o adam altının yerini gerçekten biliyorsa gider kendisi alır. Sana neden versin? Bunu anlayamıyorlar ve hepsi dolandırılmış. Yurt çapında bir dolandırıcılık vakası bu Nif Dağı’ndaki altın yalanı adı altında. Yaptıkları şey altın yumurtlayan tavuğu kesmekten farksız. Kendilerine maddi ve manevi geri dönüşüm sağlayacak her türlü iyiliği, güzelliği baltalıyorlar” dedi.
“Artık biz burayı adam edemeyiz”
Kazı bölgesinde gerçekleştirilen kaçak define avcılığından sonra civarda tamiri mümkün olmayan deformasyonlar oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Tulunay, “Bizim bin bir emek harcayıp göz nuruyla, el emeğiyle gün ışığına çıkardığımız her şeyi tahrip etmişler. Artık biz burayı adam edemeyiz. Tek şansımız var, üstünü örteceğiz kazılarımız bittikten sonra aynısını yukarıya inşa edeceğiz. Aktoprak’ta o şekilde bir arkeo park yapıldı mesela, onun gibi yapacağız. Elbette ona da imkan ve para olursa. Burasının artık korunacak yeri kalmamış. Kazı sezonumuz zehir oldu” şeklinde konuştu.
Başkan Görmez: “Söylentilere aldanıp tarihi yağmalıyorlar”
Torbalı Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez de yoğun güvenlik önlemlerine rağmen kaçak kazıların önüne geçilemediğini belirterek, şu uyarılarda bulundu:
“Hayali haritalara, söylentilere, sosyal medya ve bir TV programı da eklenince Nif Dağı kazı alanında bu üzücü durum yaşandı. Çok değerli tarihi alanlar acımasızca yağmalanıyor. Olay ancak vatandaşın bilinçlenmesiyle çözülür. Bölgemizde oldukça zengin tarihi kalıntılar mevcut. Yıllardır aynı sorunu yaşıyoruz. Özellikle Torbalı dışından geliyorlar. Çok sayıda gözaltı oldu. Lakin polisiye tedbirlerle önüne geçilecek gibi görünmüyor. Zamanlarını, enerjilerini, paralarını hem boşa harcıyorlar hem de tarihi dokuya zarar veriyorlar.”