Tgrt Haber

Tanktan halkın olduğu yere ateş ettiğini kabul etti

25 Eylül 2017 16:44
Tanktan halkın olduğu yere ateş ettiğini kabul etti

FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin devam eden davada savunması alınan eski üsteğmen Uçar, "Telsizden ateş emri geldi. A4 makineli tüfeği doldurdum, kalabalık ikiye ayrılmıştı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı duvarına doğru ateş ettim. Atışı, saat 12 istikametine, karşıdaki duvara 90 derecelik bir açı ile sağa sola gitmeyecek şekilde yaptık." dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Mamak 28. Piyade Tugay Komutanlığına bağlı tank taburu personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 64 kişinin yargılandığı davaya, sanık  savunmalarıyla devam ediliyor.

Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen  duruşma, sanık eski Uzman Erbaş Mehmet Çınar'ın savunmasıyla başladı.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) hiyerarşisinde en alt kademede bulunan  biri olarak emirleri sorgulama konumunda olmadığını savunan Çınar, 15 Temmuz  akşamı evinde bulunduğu sırada bölük komutanı sanık eski Yüzbaşı Hüseyin  Nişancı'nın emriyle birliğe geldiğini söyledi.

Karargaha geldiğinde tankların çalışır vaziyette olduğunu ifade eden  Çınar, Nişancı'nın emriyle mühimmat yüklemesi yapıldıktan sonra zırhlı araçlarla  karargahtan ayrıldıklarını kaydetti.

Tankta, kendisiyle birlikte eski astsubay Erkan Doğru, eski uzman  çavuş Kadir Özsağlam ve er M.Ö'nün bulunduğunu aktaran Çınar, nereye  gideceklerine dair bilgisinin bulunmadığını iddia etti.

Daha sonra telsizden görüştükleri Nişancı'nın, Genelkurmay Başkanlığı  karargahına saldırı olduğunu, önlem almak için gittiklerini söylediğini bildiren  Çınar, bölük komutanı Nişancı'nın görüşmenin devamında, "Engellere takılmayın,  barikatları ezerek geçin" talimatı verdiğini aktardı.

Karargaha geldiklerinde cep telefonundan haberlere baktığında  Genelkurmay Başkanının kaçırıldığına dair haberleri gördüğünü söyleyen Çınar,  ilerleyen saatlerde darbe girişimi olduğu bilgisini alınca kandırıldıklarını  anladıklarını ifade etti.

Genelkurmay'da bulunduğu süre boyunca darbe girişimini destekleyecek  bir tutum sergilemediğini savunan Çınar, "Komutanların direktifiyle hareket  ettik. Darbe olduğunu anlayınca da polise sığındık. Milletimin emrinde bayrağın  dalgalandığı her yerde görev yaptım. Bana emir verecek amirleri ben seçemem,  terör saldırısına karşı emniyet almak için onların emriyle Genelkurmay'a gittik."  ifadelerini kullandı.

"Barikatlara takılmayın ezerek geçin"

Sanık eski üsteğmen Mahmut Onur Uçar ise 15 Temmuz'da nöbetçi olduğu  için karargahta kaldığını söyledi.

Nöbetçi astsubayın kendisine alarm verildiğini bildirmesi üzerine  tabur komutanı sanık eski Yarbay Nuri Büyükyazıcı'yı aradığını belirten Uçar,  daha sonra karargahta olmayan bölük komutanlarını birliğe gelmeleri için  aradığını ifade etti.

Tank sürücülerini de çağırdıktan sonra teçhizatlı olarak içtima  alındığını ifade eden Uçar, bölük komutanının Genelkurmay Başkanlığına terör  saldırısı olduğunu, olaya müdahale etmek için gideceklerini söylediğini ifade  etti.

Uçar, "Kolluk Kuvvetlerinin Toplumsal Olaylarda Desteklenmesi (KOKTOD)  protokolü kapsamından bize verilen görev nedeniyle bu emri yadırgamadık. Emir  üzerine hazırlıklar yapıldıktan sonra tanklarla karargahtan çıktık." dedi.

Sıhhiye Köprüsüne geldiklerinden telsizden, "Barikatlara takılmayın  ezin geçin" anonsunu duyduğunu belirten Uçar, söz konusu ifadenin kim tarafından  söylediğini bilmediğini iddia etti.

"Uçaksavarla ateş ettim"

Genelkurmay Başkanlığı karargahına geldiklerinde, tabur komutanı  Büyükyazıcı'nın nizamiyeye en yakın tankın kimde olduğunu sorduğunu bildiren  Uçar, "Bende olduğunu söyleyince, telsizden ateş emri geldi. A4 makineli tüfeği  doldurdum, kalabalık ikiye ayrılmıştı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı duvarına doğru  ateş ettim. Atışı, saat 12 istikametine, karşıdaki duvara 90 derecelik bir açı  ile sağa sola gitmeyecek şekilde yaptım. İlk ateşi karşı duvara attıktan sonra  yere ateş ettim. Böylece kurşunlar, yerden duvara sekecek, bize gelecekti. Mermi  yorulduğu için halk zarar görmeyecekti." ifadelerini kullandı.

Bir zaman sonra Büyükyazıcı'nın tankı ana nizamiyeden dışarıya  çıkartarak Eskişehir yolundaki kamyonlara da ateş etmesi için emir verdiğini  söyleyen Uçar, "Tankı söylenen yere çektim. A4 makineli tüfekle söylediği yere  10-15 atım atış yaptım. Atış yaptığım esnada A4 tutukluk yaptı. Uçaksavarla atış  yapmamı söyledi ancak o da tutukluk yaptı. Bunun üzerine bölük komutanı Hüseyin  Nişancı gelerek tutukluluğu gidermeye çalıştı ancak gideremedi." diye konuştu.

İlerleyen saatlerde mürettebat değişikliği yaptıklarını, tanktan  ayrılarak nizamiyeden içeriye girdiklerini anlatan Uçar, sabah saatlerinde polise  teslim olduklarını ifade etti.

"Tanımadığım albay ve yarbay tanka bindi"

Sanık eski Yüzbaşı Ahmet Özkılıç ise akşam evinde bulunduğu sırada  tabur nöbetçi amiri Üsteğmen Uçar'ın arayarak alarm verildiğini söylemesi üzerine  karargaha geldiğini söyledi.

Karargaha geldiğinde kaos ortamını andıran bir koşuşturmacaya şahit  olduğunu dile getiren Özkılıç, garajlar bölgesine ulaştığında tankların  hazırlandığını ifade etti.

Tabur komutanı Büyükyazıcı'nın kendisine kaç tank hazırlayabileceğini  sorduğunu aktaran Özkılıç, gelişmeler hakkında bilgi almak için soru sorduğunda,  Büyükyazıcı'nın, "FETÖ üyeleri uçak ve helikopter kaçırarak Genelkurmay  Başkanlığına saldırdı. Genelkurmay Başkanı kaçırıldı, Genelkurmaya gitmemiz  gerekiyor." dediğini iddia etti.

Bu bilgiyi bölüğündekilerle paylaştığını söyleyen Özkılıç, Genelkurmay  Başkanlığına gitmek üzere kışladan ayrılacakları sırada daha önce görmediği bir  albay ve yarbayın yanlarına geldiğini belirtti.

Özkılıç, "Bu şahıslar için yanımdaki astsubay bana, 'Komutanım bunlar  4. Kolordu Komutanlığından gelmişler, Genelkurmay Başkanlığına bizimle  geleceklermiş. Bize kılavuzlama yapacaklar' dedi. Albay benim, yarbay ise  sağımdaki tanka bindi. Benim tankıma binen albay,  gözlemci olduğunu, tanktan  anlamadığını söyledi." dedi.

"Tanklar Genelkurmay'ın kapılarını kırarak içeri girdi"

Büyükyazıcı'nın bulunduğu tankı takip ederek kışladan ayrıldıklarını  söyleyen Özkılıç, Sıhhiye Köprüsüne geldiklerinde tanklara taş ve şişe atıldığını  ifade etti.

Tabur komutanına neler olduğunu sorduğunda, bunların FETÖ taraftarı  olabileceğini, durmadan ilerlemelerini istediğini ifade eden Özkılıç, Genelkurmay  Başkanlığına geldiklerinde silah seslerinin duyulduğunu anlattı.

Karargah girişinin araçlarla kapatıldığını, Büyükyazıcı'nın telsizden  nizamiyeyi kapatan otobüsün sürüklenerek içeri girilmesi emrini verdiğini ifade  eden Özkılıç, kapıların tanklar tarafından kırılmasıyla içeri girdiklerini  söyledi.

Bu sırada içeriden kendilerine ateş edilmesi nedeniyle havaya birkaç  el ateş ettiğini kaydeden Özkılıç, karargahta özel kuvvetler mensubu askerlerin  yanı sıra, Kara Harp Okulu öğrencileri, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığı  personeli ile birçok birlikten askerin bulunduğunu ifade etti.

Bu tablo karşısında karargahta büyük bir belirsizliğin hakim olduğunu,  kimin darbeci olduğunun anlaşılmasının mümkün olmadığını savunan Özkılıç,   "Süleyman uzman bana, 'Komutanım, Başbakan televizyonda FETÖ'cülerin bir  kalkışma içinde olduğunu söylüyor' dedi. Bu bilgiyi tabur komutanıyla paylaştım.  Komutan da 'Evet, FETÖ'cülere karşı buraya gedik ya' dedi." ifadelerini kullandı.

İlerleyen saatlerde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın  koruma astsubayı olduğunu söyleyen Mahir isimli bir askerin kendilerine darbe  girişimi olduğunu, kandırıldıklarını söylediğini aktaran Özkılıç, bunun üzerine  polise teslim olduklarını söyledi.

Duruşmaya sanık savunmalarıyla devam ediliyor.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...