Tgrt Haber

Terör örgütü elebaşı Gülen'in "üç tay" talimatı

27 Eylül 2018 12:17
Terör örgütü elebaşı Gülen'in "üç tay" talimatı

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in, yargıyı ele geçirmek için sivil imamlara, "3 tay var; Yargıtay, Danıştay, Sayıştay. Buraları ya tamamen ele geçirmemiz lazım ya da bunlardan kurtulmamız lazım" talimatını verdiği ortaya çıktı.

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç  edilen ve tutuklanan eski yüksek yargı üyelerinin yargılandığı davada tanık  olarak dinlenen örgütün "genel sohbetçisi" olduğunu söyleyen Nesip Yılmaz, örgütü  anlattı.

Sivil imam Yılmaz, 30 yıl örgütte "genel sohbetçi" konumunda görev  yaptığını, yargı ve emniyet üniteleri için sohbetler düzenlediğini belirtti.
 
Örgüt içinde "genel sohbetçinin", örgüt liderinin yanında kalmış,  vaazlarını ezberlemiş, bunları birebir insanlara aktarabilen kişiler olduğunu  ifade eden Yılmaz, "molla" ve "nasih" de denilen bu konumda bulunan kişilerin  ayrı tutulduğunu, il imamlarının üzerinde konumlandırıldıklarını aktardı.
 
Örgütün önceleri kamu yararına çalışan bir cemaat şeklinde  algılandığını, ancak devletin üst düzey kadrolarını ele geçirmeye, devleti  yönetmeye talip olunca farklı bir pozisyona büründüğünü söyleyen Yılmaz, şu  beyanda bulundu:
 
"Örgüt liderinin yanında bulunduğumuzda devlet içinde yargı, emniyet,  askeriye ve mülkiyenin önemli olduğunu belirtirdi. Bunlar önce hususi hizmet,  sonraları mahrem yapı olarak isimlendirildi. Örgüt lideriyle bir görüşmemizde, '3  tay var; Yargıtay, Danıştay, Sayıştay. Ya oraları tamamen ele geçireceğiz, bizim  olacak ya da bunlardan kurtulmamız lazım' dedi. Bunu bizzat duydum."
 
Nesip Yılmaz, örgütün 2007 öncesinde Türkiye'yi 7 bölgeye ayırdığını,  2007'den sonra ise bunu 5 bölgeye düşürdüğünü, imam endeksli örgütte bu kişilerin  talimatı dışına çıkılamadığını anlattı.
 
Yargının sivil imamları
 
Askeriye, mülkiye, adliye ve emniyette de mahrem yapılanmalarının  bulunduğunu, 2001-2002 yıllarında bu mahrem yapıların kendi içindeki imamlarının  başına birer sivil imam getirildiğini vurgulayan Yılmaz, "Selim" kod adlı Ahmet  Çağlayan ve Samsun'daki kapatılan Feza Eğitim Kurumları Genel Müdürü "Faik" kod  adlı Fatih Elçik'in, bir dönem yargının sivil imamlığını yaptıklarını kaydetti.
 
Yılmaz, yargı ve emniyetteki sivil imamların, 2003-2004'ten itibaren  örgütün talimatlarını ilettiklerini, askeriyedeki yapılanmanın daha farklı  olduğunu ifade etti.
 
Örgütün 17-25 Aralık sürecinden sonra, özellikle dershanelerin  kapatılması sürecinde moral ve motivasyon olarak çökmeye başladığını, 2014 yerel  seçiminde de örgütün istediği başarıyı elde edemediğini dile getiren Yılmaz, AK  Parti'nin seçimden başarıyla çıkması üzerine, örgütün çözülmesini önlemek ve  yargıdaki örgüt mensuplarının morallerini yükseltmek için sohbetler yapılması  talimatının geldiğini kaydetti.
 
Bu sırada verilen himmetlerin de azaldığına değinen Yılmaz, örgütün  mali kaynaklarından biri olan himmet konusunda daha sıkı önlemler alınmaya  çalışıldığını kaydetti.
 
Yılmaz, önceleri himmet adı altında toplanan paraların yüzde 10'unun  doğrudan örgüt liderine gönderildiğini, 2014'ten sonra bunun yüzde 20, hatta daha  yukarı çekildiğini bildirdi.
 
Yargı mensuplarına moral sohbetleri
 
Ankara'da yargı mensuplarının motivasyonunu artırmak için 2014'ten  itibaren Eylül ve Ekim aylarında düzenli sohbetler yaptığını belirten Yılmaz,  buralara gruplar halinde yargı mensuplarının katıldığına işaret ederek,  "Sohbetlerde, örgüt liderinin yanında kaldığım için, moral ve motivasyonu  artırmak amacıyla bu sıkıntıların geçeceğini söyler, tedbirleri anlatırdım."  dedi.
 
"Neden pişmanlık duydunuz da beyanda bulundunuz?" sorusu üzerine Nesip  Yılmaz, şunları söyledi:
 
"Örgüt başta bir cemaatti. Toplumda hemen her kesimden rağbet görürdü.  İnsanlar, cemaat olarak kabul etmişti. Allah rızasına dayalı, Allah rızası için  çalışırdı. Öğrenci yetiştirirken de amaç buydu, köylerde, işçiler arasında  çalışılırken de amaç buydu. Sonradan bu rıza birilerini memnun etmeye döndü. Kim  en çok himmet verirse, kim daha çok insan kazandırırsa bir üstünü memnun edecek,  yerini yükseltecekti. Bana gelen insanlar himmet adı altında toplanan paraları  vermekte zorlandıklarını söylemeye başladı. Bu insanlara 'Zekat düşüncesiyle  veriyorsanız verin' dedim. Bu sözlerim sebebiyle de örgüt içinde soruşturma  geçirdim. Her ünitenin müfettişi vardı. Sıkıntı olunca imamı da üniversite  rektörünü de sigaya çekerdi. Bu tip mevzular artmaya başladı. Asıl amaç ve  gayeden uzaklaşıldığını görünce konuşmaya başladım, bazı şeyleri söyledim,  çatışmalar oldu, yer değişikliği yapıldı. 30 yılda 6 bölgede çalıştım."

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...