Trafik kazasıyla gelen mani söyleme hastalığı Ümmani teyzenin evine neşe getirdi
Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde 2004 yılında bindiği köy otobüsü kapısının seyir halindeyken açılması sonucu yola düşen 44 yaşındaki Ümmani Uysal, bir ay yoğun bakımda kaldıktan sonra hayata yeniden tutundu. Kazadan sonra sol kolunda istem dışı titreme meydana gelen Ümmani Uysal’da bir de mani söyleme isteği uyandı. Sağlığında ara sıra mani söyleyen Uysal, kaza sonrası çevresindeki insan ve hayvanlarla mani söyleyerek iletişim kurmaya başladı. Doktorların “Kafana bir şey takmayacasın” tavsiyesini yerine getirmek için manilere tutunan Uysal, söylediği manilerle hem gülüyor, hem de güldürüyor.
Eşine, “Afiyet olsun, cebin parayla dolsun, çalış senin de olsun” diyerek çay veren Uysal, çay içerken de “Oldu mu Osman Ağa, camekanda olur domates ile bostan, bana bağırır mısın yoksa Osman” diye takıldı.
Kolundaki istem dışı titreme nedeniyle İstanbul’a tedaviye giden ve 10 gün evinden uzak kalan Manici Uysal, baktığı hayvanlarla da maniler söyleyerek hasret giderdi.
Kedisini, “Ben bunu sever överim, kötüleri döverim. Güzel güzel dursana, tatlı çıksana, insanlara baksana” diyerek sevdi. Tavuklarına yem atarken “Tavuklarım güzel güzel sarı, olmuş insanlar koca karı. Yeğenimin adı Iraz, tavuğum var horoz, gel sana yedireyim tavuk değil horaz. Gel gel, gel ciğerim gel” diyerek çağırdı. Ahırda baktığı buzağına, “Beni özledin mi, gelecek diye gözledin mi? Ala buzağım ala, ah ben de çıktım yola. Çok sevdim coştum, buzağımın yanına nasıl koştum. Kimse bilemez bu dünyada ölemez. Bunu nasıl özlediğimi kimse bilemez” diyerek öptü. Keçisini de öpüp koklayan Uysal, “Tatlım, ben çok özledim seni. İstanbul’un dağları uzak, koydular önümüze bir tuzak. Çok özledim bakmadılar mı sana?” diyerek sevdi. Uysal keçi yavrusuna da “Vuy benim tatlı keçim, küçük sarışan, yok mu sana karışan, kötülerle barışan?” sözleriyle öpüp kokladı.
Başına gelenleri anlatan Ümmani Uysal, 2004 yılında arabaya bindiğinde kapısının açıldığını ve sürüklendiğini söyledi. Hastaneye gittiğinde kendisini bilmediğini belirten Uysal, bir ay yoğun bakımda kaldıktan sonra kendine geldiğini dile getirdi. Muayene olduğu doktorun kafasına bir şey takmaması gerektiğini söylediğini belirten Uysal, “Önceden de mani söylemeyi severdim ama kaza sonrası arttı. Birini gördüğümde gönlüm açılsın diye mani söylüyorum. Görenler de ‘Bu ne tatlı kadın, ne güzel söylüyor’ diyerek seviniyorlar. Her şeye bir şey uydurmaya çalışıyorum. Bu rezilliğe alışıyorum. İnsan içinden gelmeyince böyle söyleyemez. Sen de iki dörtlük söyle bakayım. Sağ kuş candan özür dilemez, bu Ümmani’nin ne çektiğini kimse bilemez. Genç yaşta insanlar ölemez, bu güzel sözlere insanlar nasıl gülemez? Her şeye gülecek ama vadesi gelen ölecek. Genç demez koca demez bakmaz gözünün yaşına, acı katar tatlı aşına, oturmuş da ağlar garipler kendi başına” dedi.
Kolundaki istem dışı titremenin geçmesi için tedavi olmak isteyen Uysal, “Evlerinin önü zeytin ağacı, toplandı yanıma bir sürü bacı, getirdi yanıma oklava ile sacı, vurdular başıma tacı, köyümüzün insanı çok şeyin ilacı, doktorlar bulamadı bize ilacı. İnşallah bu saatten sonra bulur, ben de elin önünde titremekten kurtulurum. Tedavimiz biter, bu rezillik bize yeter” diye konuştu.
Eşiyle çok iyi olduğunu belirten Uysal, eşine de “Allah razı olsun çok efendi, dediğimizi tutar, verdiğimizi yutar. Birbirimize kötülük düşünmeyiz. Maniyle bazı kızar, bazı döver, bazı söver ama idare edeceğiz, bu dünyadan gideceğiz. O da topal, var evimizin önünde limonla portakal, sen de orda kal, sen de sohbete dal.
Devlet yetkililerinden yine manilerle yardım isteyen Uysal, şunları söyledi: “İnşallah bu devletimiz bu garibe bi hak tanır, bizi gören inşallah iyi sanır. Deli deli konuştuk diye bize kızmasınlar, ölmeden kabrimizi kazmasınlar.”
Ümmani Uysal’ın eşi Osman Uysal ise eşin geçirdiği kazadan sonra sürekli olarak mani söylediğini belitti. Eşinin kendisine çay verirken ve sofra kurarken bile mani söylediğini söyleyen Osman Uysal, “Birbirimize bazı kızsak da maniler yüzünden tartışamıyoruz. Sürekli gülüyoruz. “ dedi.