Türk akademisyenden Türkiye'deki feministlere Gazze tepkisi: Arendt yüzünüze tükürürdü
Türkiye'deki feministlere akademi dünyasından "Gazze'de yaşanan katliama sessiz kalma" tepkisi geldi. Gazze'de İsrail'in katlettiği kadın ve çocukların sayısının 15 bini geçtiğini belirten Sosyolog Doç. Dr. Adem Palabıyık, "Ülkemizde feminizmin savunuculuğunu yapan kesimlerden hiç ses çıkmıyor. Hannah Arendt yaşasaydı, ülkemizdeki feministlerin yüzüne bakmazdı, tükürürdü" dedi.
Sosyolog Doç Dr. Adem Palabıyık, Filistin-İsrail savaşında katledilen ve şehit edilen kadın ve çocuklara Türkiye'deki feminist grupların sessiz kaldığı eleştirisinde bulundu
Bitlis Eren Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Palabıyık, İsrail'in 2 aydan fazladır kadın ve çocukları katlettiğini belirterek "Batı halkları bu konuda iyi bir sınav veriyor ama ülkemizdeki feministler bu konuda oldukça kötü sınav verdi ve vermeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Şimdiye değin İsrail'in 15 binden fazla çocuk ve kadını katlettiğini hatırlatan Palabıyık, "Gazze'de, Hitler'in yaptığı gibi soy kurutma girişimine başlayan İsrail, savunmasız olan insanları hiç acımadan öldürüyor. Hastaneleri bombalıyor, küvezdeki bebeklere kurşun sıkıyor. Kız ve erkek çocuklarını kaçırıyor. Hatta İsrail'in çocuk ticareti yaptığına dair önemli iddialar var. Asıl amaç, Gazze'de herhangi bir geleceğin olmaması üzerine yapılan planların işlemesidir, bu amaç doğrultusunda İsrail terörü hiç kimseyi tanımıyor" diye konuştu.
BATILI FEMİNİSTLERLE İLE KIYASLADI
İsrail'in uluslararası kuralları hiçe sayarak, çocuk ve kadın haklarını ayaklar altına aldığını söyleyen Palabıyık "Elbette Batı liderleri de buna sessiz ve ses çıkarmayacak gibi görünüyor. Buna rağmen halk, katliama sessiz kalmıyor, özellikle Batı toplumlarında en ön saflarda yer alan kadınlar ve Feminist kesimler bu konuda bayraktarlık yapıyor. Çok ilginçtir ki, ülkemizde Feminist diye geçinen dernek veya kesimlerin sesi oldukça kısık kaldı. Hatta hiçbir protestoda yer almıyorlar" dedi.
"KONU MÜSLÜMAN KADIN OLUNCA..."
Binlerce kadının katledilmesine rağmen feminist kesimin hiçbir şey yokmuş gibi tavır almayı sürdürdüğünü dile getiren Palabıyık, "Buna rağmen başka meselelerde ise sesleri çıktıkları kadar bağırıyorlar ama konu Müslüman kadınlar olunca Türkiye'deki feministler sessizliğe bürünüyorlar. Bunu anlamak zor değil aslında, çünkü ülkemizdeki feministler ne batıdan ne de feminizmin kaynaklarından beslenmiyor. Onlar, heterodoks ve merkezi değiştirilmiş bir düşüncenin peşinden gidiyorlar. Onlar için hiçbir feminist öğreti geçerli değil, bunlara suni veya yapay feministler denilebilir" yorumunda bulundu.
ÜNLÜ KURAMCILARDAN ÖRNEKLER VERDİ
Feminizm kuramcılarının böyle bir hataya düşmediklerini belirten Palabıyık, "Ne Arendt, ne de Bavouior ne de Butler'in bu tür hatalara düştüğünü görmedik. Çünkü onlar, kadın mücadelelerinin dini ve ırk kökenli bir ayrımını yapmadılar. Elbette Arendt'te bazı Yahudi imaları görebiliriz ama Eichman davasındaki tavrı ortadaydı. Emile Zola ile birlikte Eichman'ı savunurken bir taraftan da İsrail'in nefretini kazandı" ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki Feminist anlayışa sert eleştiriler getiren Palabıyık, şunları söyledi: "Bizde feminist geçinen kesimler bana kalırsa hiçbir teorisyeni anlamamış. Bir yaban anlayışla toplumu analiz etmeye çalışıyorlar. Ülkemizdeki feministler yerellikten kurtulamadı. Uluslararasılaşamadı ve küresel bir sisteme entegre olamadı. Batı normlarına dair söyleyecek sözleri de bir teori olarak ortaya koyamadılar ve yıllardır Batı'nın samanlığından beslenen varlıklar olarak düşüncelerini oluşturmaya çalıştılar."
"Türkiye'de feminizm çalışmalarının merkezinde hiçbir zaman insanlığın onuruna yakışan tercihlerin olmadığını ve feminizmin, LGBT gölgesi altında ilerlemeye başladığını belirten Palabıyık, "Feminist kesimlerin bir özelliği de ülkemizde, devlet bekasına yönelik olumsuz tavır takınmasıdır" ifadesini kullandı.
