'Türk devletleriyle ilişkilerde fevkalade gelişmeler oluyor'

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1990 yılından sonra dünyanın olağanüstü siyasi gelişmelere şahit olduğunu, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla da bazı bağımsız devletlerin ortaya çıktığını belirtti.

Kafkasya'da özellikle Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Türk kültür tarihçileri açısından batı Türkleri arasında yer alan önemli bir parça olduğuna işaret eden Turan, "Hazar'ın doğusunda da Türkistan ülkeleri dediğimiz birtakım devletler bağımsız devlet haline geldiler. Nüfus kalabalıklığı itibarıyla Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve kısmen Türk olarak Tacikistan Cumhuriyeti vardır. Bu bölgede hatırı sayılır bağımsız bir yapı ortaya çıktı. Bu dünya tarihi için önemli bir gelişmeydi. Tabii Türkiye bunları ilk tanıyan devlet oldu." değerlendirmesinde bulundu.

Turan, o tarihten bugüne her alanda önemli gelişmeler olduğuna işaret ederek, "Son iki yılda önemli gelişmeler oluyor. Adlarını saydığımız Türk devletleri ile ekonomik ilişkilerin yanı sıra kültürel seviyede de fevkalade gelişmeler oluyor. Oradan öğrenciler geliyor, Türkiye'den oraya öğrenciler gidiyor. Ekonomik ilişkiler fevkalade gelişme sürecine girdi. Bunların içinde Azerbaycan'ı ayırmak lazım. Petrol boru hattı ve bunu takip edecek gelişmeler de gelecek görülüyor. Gelecek zaman diliminde Kazakistan, Türkmenistan ve belki Özbekistan da buna dahil olacak gibi görülüyor." diye konuştu.

"Ne Türkiye Devleti ne de akraba topluluk ve diğer cumhuriyetler yalnız değil"
Dünyada her devirde zaman zaman insanlığı rahatsız eden buhranların yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Refik Turan, bunalan dünyada yalnız kalmamanın büyük bir ilke olduğunun altını çizdi.

Turan, "Türk devletlerinin bağımsız olması Türkiye'nin bunlarla olan ilişkileri yalnızlığa kısmi de olsa merhem olacağının görüntüsü. 'Yalnız koyunu kurt kapar' diye Türkçe'de bir söz var. Bu çerçevede ne Türkiye devleti ne Azerbaycan ne Kazakistan ne de akraba topluluk ve diğer cumhuriyetler yalnız değil. Bunu derinden hissetmek dünyanın bunalan geleceğinde var olma ümidini daha da artırıyor ve ayrı bir değer taşıyor." ifadelerini kullandı.