Türkiye'de dil ve kimliğin önündeki engeller kalkıyor
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 'Demokratikleşme Paketi' kapsamında sağlanacak gelişmelerin sevinci yaşanıyor.
Bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar, "Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı"nın, TBMM'de kabul edilmesini memnuniyet verici bir adım olarak değerlendiriyor. AK Parti Diyarbakır Milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkan adayı Galip Ensarioğlu, AA muhabirine, kabul edilen tasarı maddeleri arasında seçimlerde her türlü propagandanın Türkçe'nin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde de yapılabileceği, farklı dil ve lehçelerle eğitim ve öğretim yapmak amacıyla özel okullar açılabileceğine ilişkin maddelerin de yer aldığını anımsattı.
Başlatılan çözüm süreci devam ederken, buna yönelik somut adımların atılmadığına ilişkin açıklamaların siyaseten yapıldığını ifade eden Ensarioğlu, doğru olmayan bu açıklamaların süreci zora sokabileceğini kaydetti. Ensarioğlu, sabaha kadar çalışan TBMM Genel Kurulu'nun "Demokratikleşme Paketi"ni çıkardığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Özel okullarda anadilde eğitimin önü açılmış oldu. Türkiye'nin ana dilde eğitim sorunu ortadan kalktı. Nihai hedef anayasa maddesinin bu yasakla ilgili kararının değişmesidir ki o bugünün işi değil çünkü Anayasayı değiştirecek çoğunluk yok. Nefret suçları, ayrımcılıkla ilgili maddeler çok çok önemlidir. Bütün farklıların yasalarla muhafaza edileceği bir düzenlemedir. Bununla birlikte Türkiye'de bir çok yasa da değişecek." Paket sayesinde Kürtçe propagandanın önünün de açılmış olduğunu bildiren Ensarioğlu, bu yüzden ceza alan siyasilerin yanı sıra hala yargılaması devam eden kişilerin bulunduğunu kaydetti.
Ensarioğlu, şöyle dedi:"Türkiye'de dil ve kimlik önündeki engeller kalkıyor. Bundan sonra olan bir takım talepler de siyasi ve ideolojik taleplerdir. Bunlar için de siyaset yapılır. Türkiye'de artık insanlarımızın ölmemesi ve var olan sorunlarımız için bir daha şiddete ve silaha ihtiyaç duyulmayacağı bir Türkiye inşa ediyoruz. Türkiye değişiyor, dönüşüyor, demokratikleşiyor ve normalleşiyor. Türkiye'de artık kimin ne sorunu varsa bunun için siyaset yapacak. Yeterli mi? Her zaman yetersizdir. Çünkü her zaman daha iyisi olmalıdır. İhtiyaç sürekli farklılaşır. Yetmez ama en azından bundan sonra siyasetin özgürce yapıldığı demokratik bir ortam var. Kimin ne talebi varsa siyaset içinde tartışacağız."
BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan da herkesin kendi ana dilinde eğitim almasını sağlama görevinin devletin yükümlülüğünde olduğunu söyledi.
Paket ile özel okullarda ana dilde eğitim yapılma imkanı doğduğunu dile getiren Aydoğan, şöyle konuştu:"Devlet okullarında da ana dilde eğitim olmalı. Farklı diller zenginliktir. Köylere Kürtçe isim verilmesinin de yolu açıldı. Ancak il ve ilçeler de bu kapsama alınmalıdır. Siyasi propaganda ve siyasi partilere yardım konularındaki değişiklikler de önemlidir. Tamamını değerlendirirsek, paketin içeriğindeki bazı şeyler olumlu ancak bazı şeyler yetersizdir."
Hüda-Par Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hüseyin Yılmaz ise ana dilde eğitim konusunu sürekli dile getirdiklerini, bu nedenle özel okullarda ana dilde eğitimin önünün açılmış olmasını olumlu bulduklarını söyledi.
Kürtçe'nin önündeki engellerin kaldırılıp ikinci dil olarak kabul edilmesini talep ettiklerini kaydeden Yılmaz, "Siyasi partilere yardımın yüzde 7'den yüzde 3'e indirilmesi, köylere eski isimlerin verilmesi ve ibadetle ilgili maddeleri olumlu buluyoruz. Paket genel olarak olumlu ancak bize göre eksik yönleri var" ifadelerini kullandı. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, paket ile çok sayıda önemli değişimin yapıldığını belirterek, bunun pozitif bir gelişme olduğunu söyledi.
Bu önemli gelişmelerin tüm sorunun çözüm kapasitesine sahip olmadığını ifade eden Elçi, şöyle konuştu:
"Bunlar tarihi sorunların çözümüne giden yolda kilometre taşlarıdır. Daha önce de ifade etmiştik Kürtçe veya farklı dillerde anadilde eğitim kamusal bir yükümlülüktür. Şimdilik özel okullarda da olsa Türkçe dışındaki dillerde eğitim yolunun açılması önemlidir. Türkiye'de normalleşmeyi sağlayacak düzenlemelerdir. Özel okullarda da olsa Kürtçe eğitimin toplumu bölmediğini aksine bütünleştirdiğini, toplumun devlete olan güvenini güçlendirdiği görülecektir." Başkan Elçi, bu düzenlemelerin Kürt sorununun tümüne çözüm bulmakta yetersiz olduğunu ancak çözüm yolunda bir adım olduğunu sözlerine ekledi. Dicle Üniversitesi (DÜ) Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun da farklı dillerde siyasi propaganda yasağının kaldırılmasının çok önemli olduğunu dile getirdi.
Bölgedeki siyasetçilerin, haklarında dava açılmasına rağmen bu yasağı deldiğini belirten Coşkun, şu ifadeleri kullandı: "Özel okullarda Kürtçe eğitim imkanının sağlanması da önemli. Ben bunu kamusal eğitime bir ön adım olarak değerlendiriyorum. Bu anlamdaki yolu açan bir unsur. Siyasi partilerin hem faaliyetlerinde hem üye olma koşullarında bir takım düzenlemelere kolaylık getirilmesini olumlu karşılıyorum. Bunlar elbetteki Türkiye'deki beklenen demokratikleşme adımları değil. Halen yapılması gereken çok önemli şeyler var. Örneğin seçim barajı halen olduğu gibi duruyor. Ama bu adımlar da olumlu. Dolayısıyla Türkiye'deki demokratikleşme sürecini kuvvetlendiren adımlardır." Ortadoğu Koleji Yönetici Zülküf Küçükbayrak ise ana diliyle eğitimin en temel hak olduğunu belirterek, yapılan değişikliği olumlu bulduklarını söyledi. Velilerden Kürtçe eğitim için talep geldiğini ancak bu talebi karşılama konusunda yetersiz kaldıklarını bildiren Küçükbayrak, şunları kaydetti:
"Çünkü Milli Eğitim Bakanlığının formasyon eğitimi şartı var. Bu anlamda halen Diyarbakır'da da olsa yeterli eleman olmadığı için bu işin uzağında kaldık. Ama temin ettiğimiz anda velilerin taleplerini karşılayacağız. İnsanlar kendi ana dillerinin yanında o ülkenin pazarına açılacak dile de ihtiyacı var. Ana dilin yanında o ülkenin dilini de öğrenmelidir. Kürtçe ve Türkçe'nin birlikte öğrenilmesi gerekiyor." Nûbihar Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Çevik, paketin kabul edilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu vurgulayarak, özel okulların yanı sıra devlet okullarında da ana dilde eğitim yapılması gerektiğini söyledi. Dünyadaki demokratik ve insan haklarına saygılı ülkelerde bu tür hakların tamamen sağlandığını dile getiren Çevik, şu ifadeleri kullandı:
"Paketin kabul edilmesi önemli fakat bunun devamının gelmesi lazım. Geçmişe oranla kıyasladığımız vakit Türkiye şartlarında çok olumlu ve önemli gelişmeler olduğunu görüyoruz. Bu konuda yapılan şeyleri takdir etmemek mümkün değil."