Tgrt Haber

Türkiye'nin kara lastikleriyle tanıdığı Recep Gökçe hikayesini anlattı

24 Eylül 2015 04:42
Türkiye'nin kara lastikleriyle tanıdığı Recep Gökçe hikayesini anlattı

“Serçe parmaklarımın kemikleri kırılmıştı. Doktorum parmaklarıma değmesin diye ayakkabıların o bölümünü kesmemi söyledi. Ben de kestim. Aciz gibi yansıtmaları zoruma gitti”

Türkiye, geçtiğimiz yıl 28 Ekim’de karaman Ermenek’teki maden faciasında yaşamını yitiren 18 işçiden biri olan Tezcan Gökçe’nin annesi Ayşe Gökçe’nin “Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?” sözleri, baba Recep Gökçe’nin de cenaze töreninde ayağındaki yırtık kara lastikleriyle gözyaşlarına boğulmuştu. Maden faciasının 1’inci yıldönümü öncesinde, acılı anne ve baba ile Ermenek’teki evinde yaşadıklarını anlattı. Baba Gökçe, eşine ve kendisine bağlanan 140 TL’lik yoksulluk maaşı ve bahçesinde ürettiği sebzelerin satışından kazandığı gelirle, gelini ile 3 torununa bakmaya devam ediyor. Recep Gökçe, oğlunu gördüğü son Sabahı, “Oğlumun borcu yoktu. Sadece emekliliğine 2 ay kalmıştı. Bunun için her gün o çukura iniyordu. Daha önce çalıştığı madenden 1500 TL maaş alıyordu. Burası ise 2 bin TL veriyor, yol masrafını karşılıyor diye cazip geldi. Bir buçuk senedir yalvarıyordum, işi bırakması için. O sabah da evin köşesinden yürüyüşünü gördüm en son, ‘Oğlum gitme, gitme’ diye söylendim. Gidiş o gidişti. 25 milyarlık bir cihazı alsalardı bugün evlatlarımız yanımızda olacaktı belki de. Mahkemeden sonra bize dolaylı olarak para teklif ettiler. Bizim canımız gitti, para geri mi getirecek? 4 gün sonra haber geldi, ocağın başına gittik. İçeriye girmeme izin verdiler ama kara deliği görünce ‘Parası da kalsın, ben buraya girmem’ dedim” diye anlattı.
 
Baba Recep Gökçe, cenaze günü ayağına giydiği yırtık lastiklerle ilgili de “Cenaze günü ayağımdaki kara lastikler olay oldu. İki ayağımdaki serçe parmaklarımın kemikleri kırılmıştı. Doktorum, serçe parmaklarıma değmesin diye giydiğim ayakkabıların o bölümünü kesmemi söyledi. Ben de lastikleri kestim. Zaten emekli maaşımı aldığımda yenilerini alıp onları çöpe atacaktım. Bu şekilde aciz gibi yansıtmaları zoruma gitti. Hemen lastikleri benden alıp yok ettiler. Bir çift iskarpin ile bir çift lastik getirdiler giymem için. Böyle olacağını bilseydim birinden emanet ayakkabı alır, cenazeye öyle giderdim” diyor.
 
"TABUTA SARILI BAYRAĞA BAKIP GÜNLÜK AĞLIYORUM"
 
Gökçe Ailesi’nin 2 katlı evlerinin bahçesinde oğulları Tezcan Gökçe’nin tabutuna sarılan Türk bayrağı asılı. ‘Benim oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?’ şeklindeki sözleriyle herkesi yasa boğan anne Ayşe Gökçe “Her sabah sessiz sedasız çıkar giderdi evden. Emekliliğine az kalmıştı. Cennet Dağı’nın arkasında kaldı oğlum. Bayrağa bakıp aylık değil, günlük ağlıyorum. Torunlarım çeşmeden su alıp babalarının mezarına gidiyorlar üç günde bir dedeleriyle” diye konuşuyor. Tezcan Gökçe’nin eşi Ayşe Gökçe ise çocuklarına hem annelik hem babalık yapıyor. Çocukları ve kendisi için bağlanan 1349 TL’lik dul ve yetim aylığı ile geçinmeye çalışan acılı eş, şirket sahibinin kendilerine para teklif etmesine içerlediğini söylüyor.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...