'Yarı doğrularla yarı yanlışların birbirine bezenmiş hali'
Başbakan Yardımcısı Şimşek,"Muhalefetin argümanlarının çoğu, yarı doğrularla yarı yanlışların birbirine bezenmiş halidir. Biz bu sistemde denge, fren sistemini iyi öngördük." dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesindeki bir fabrikada yaptığı konuşmada, referandumun Türkiye için çok önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada zayıf hükümetlerle ülke idare etmenin uzun vadede ülkenin bekasını tehlikeye atabileceğine dikkati çeken Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletin güçlü desteğini arkasında hissetmesi lazım. Terörle mücadelede de yeni sistem çok daha güçlü bir şekilde destekleyici olur. Eleştirilere bakalım. Diyorlar ki; 'Bu sistem Türkiye'yi dikta rejimine götürür.' Yok öyle birşey. ABD'de, Fransa'da, Rusya'da götürüyor mu? Oralarda da başkanlık sistemi var. İktidara kim gelirse gelsin, farklı güç odakları var. Yasaları meclis yapar. Şimdi de öyle yeni sistemde de öyle. Cumhurbaşkanı, bürokrasi, bakanlar kurulu o kanunlara uymak zorunda mı? Evet. Anayasa, kanunlar ve mevzuat çerçevesinde o ülkeyi yönetmek zorundasın. Bugün cumhurbaşkanı, askerler tasarladığı için sorumsuzdur, hesap vermez. Vatana ihanet dışında cumhurbaşkanını suçlayamazsınız. Yeni sistemde bazılarının iddia ettiği gibi bırakın ülkenin dikta rejimine gitmesini, cumhurbaşkanı hesap verebilir hale gelecek. Mecliste 301 oyla soruşturma komisyonu açılabilecek. Soruşturma başlatılabilecek. 3'te 2 çoğunlukla Yüce Divan'a gönderilebilecek, icraatlarından dolayı hesap sorulabilecek."
Şimşek, yeni sistemle ilgili "Başkan yardımcıları olacak, bunlar seçilmemiş olacak, cumhurbaşkanına bir şey olursa onlardan biri ülkeyi yönetebilecek" dendiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Sadece 45 günlüğüne seçime gidene kadar. Bu kısmını söylemiyorlar. Bugün de Allah korusun Cumhurbaşkanına bir şey olsa kim vekillik yapıyor, cumhurbaşkanı seçilen birisi mi? Hayır. Muhalefetin argümanlarının çoğu yarı doğrularla yarı yanlışların birbirine bezenmiş halidir. Biz bu sistemde denge, fren sistemini iyi öngördük. Yasaların tekeli meclistir. Cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisi olmayacak. Meclisin yasa yaptığı bir alanda cumhurbaşkanı kararname çıkaramayacak. Yeni sistemde cumhurbaşkanının yetkileri artmıyor. Aynı yetkiler sadece bir elde toplanıyor. Onun için işin özü şu, anayasa değişikliğinin şahıslarla ilgisi yok. Anayasa değişikliği 2002'de yapılsaydı, cumhurbaşkanımız 2 kere seçilseydi bir daha seçilemezdi. Beğenirseniz oy vereceksiniz, beğenmezseniz vermeyeceksiniz. İddia ediyorum yeni sistem Türkiye'nin ekonomisini de de bölgesindeki güçlü konumunu da kesinlikle pekiştirecek. Çünkü eninde sonunda sistem büyük rol oynuyor. Parlementer sistemde olan bir sürü ülke var, başarılı olanlar da var, başkanlık sisteminde olup da başarılı olanlar da var. Fakat Türkiye'de şunu biz gördük, uzlaşma kültünü zayıf. Her şey siyah beyaz ama gerçek hayatta böyle değil. Yüzde 50 ve üzeri oy gerekeceği için bundan sonra cumhurbaşkanı seçilecek kişinin Türkiye'nin ortak paydası olan değerleri temsil etmesi gerekecektir. Bu sistem kutuplaşmayı artırmaz, uzlaşmayı artırır. Meclis yine etkin bir şekilde görevini yapacak. Partiler mecliste etkin rol oynayacak. Biz iki başlılığın yaşatacağı krizleri engellemek istiyoruz. Hükümet krizlerini engellemek istiyoruz. Millet olarak siz karar vereceksiniz. Biz size inanıyoruz, güveniyoruz. Bu bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Bu çift başlılığa son vermemiz gerekiyor. "