Yasa dışı dinleme davasında avukatlar salonu terk etti
Paralel yapıya yönelik aralarında emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın da bulunduğu 143 sanıklı yasa dışı dinleme davasında sanık avukatları, duruşuma salonunu terk etti.
Paralel yapıya yönelik 23’ü tutuklu 143 sanıklı casusluk ve yasa dışı dinleme davasının görülmesine devam ediliyor. İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar ile bazı tutuksuz sanıklar hazır bulundu.
Duruşmada söz alan sanık avukatları reddi hakim talepleri yönündeki usulün tamamlanmadığı yönünde itirazda bulundular. Mahkeme heyeti, "reddi hakim" taleplerinin bir üst mahkeme olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ince de reddedildiğini belirtilerek iddianamenin okunmasına geçilmesine hükmetti.
Mahkeme heyetinin bu kararına bazı sanıklar da tepki gösterirken Eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer, mahkeme heyetine seslendi. Sanık sandalyesinden mahkeme heyetine seslenen Yılmazer, "Avukatlarımın duruşma salonundan çıkmasını talep ediyorum. Onlar görevlerini yapamıyorlar. Ben böyle bir yargılamayı kabul etmiyorum. Böyle bir tiyatro izlemek istemiyorum" ifadelerini kullandı.
“YARGILAMAYA SICAK BAKMIYORSUNUZ”
Mahkeme heyetinin kısa bir ara vermesinin ardından söz alan sanık avukatlarından Turgay Demirci, mahkeme heyetinin duruşmada yapılan itirazları usulüne ilişkin değerlendirmediğini öne sürdü. Avukat Demirci, "Biz tutuklu müdafileri olarak bu kadar itiraz etmemizin bir sebebi olmalı. Heyetinizin bunu dikkate almasını istiyoruz. Sayın heyetinizin yargılamaya sıcak bakmadığını düşünüyoruz. Taleplerimizi dikkate almadığınızı düşünerek duruşma salonundan çıkıyoruz" dedi.
AVUKATLAR SALONU TERK ETTİ
Bunun üzerine mahkeme heyeti ile sanık avukatlarını arasında sözlü tartışma yaşandı. Tartışmanın ardından bütün sanık avukatları duruşmadan ayrıldı. Avukatların salondan çıkışı esnasında bazı avukatlar müştekilerden Atilla Aktin'in kendilerinin fotoğrafını çektiği söyledi. Aktin ise tepkiler üzerine fotoğrafı sildiğini belirtti.
MÜŞTEKİ DURUŞMADA FOTOĞRAF ÇEKTİ İDDİASI
Bu olayın tutanağa geçirilmesini isteyen sanık avukatlarından İsmail Yıldırım, Aktin hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması gerektiğini kaydetti. Ancak Mahkeme heyeti başkanı Hacı İbrahim Gözükara, müşteki Aktin’in söz konusu fotoğrafı sildiğini söylediğini belirtti. Avukat Yıldırım ise "İstihbarat şube elemanı bir kişi gelip duruşmada fotoğraf çekiyor. Bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulması ve işlem yapılmasını talep ediyorum. Heyetiniz de fotoğraf çektiğini kabul ediyor. Silinen fotoğraflar geri getirilebilir, teknoloji bu konuda birçok imkan sunuyor” dedi. Tepkilerin ardından başkan Gözükara, olayın tutanağa geçirildiğini ve bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulacağını söyledi.
“AVUKATIM OLMADAN İDDİANAMENİN OKUNMASINA GEÇİLMESİN”
Sanık avukatları salonu terk ettikten sonra, mahkeme başkanı Gözükara, iddianamenin okunacağını söyleyince, sanıklar heyeti alkışlayarak protesto etti.
Avukatının duruşmada bulunmadığını söyleyen tutuklu sanık Hayati Başdağ söz alarak, "Biz bu davanın hukuka ve usule uygun yürümesini istiyoruz. Duruşma salonunda avukatım bulunmuyor. Avukatım olmadan iddianamenin okunmasına geçilmesini istemiyorum" dedi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı İbrahim Gözükara, sanık avukatlarının duruşmadan çekilmediğini belirterek, kendi istekleriyle duruşma salonundan ayrıldıkları gerekçesiyle iddianamenin okunmasına geçilmesini kararlaştırdı. Perşembe gününe kadar sürecek olan duruşmaya iddianamenin okunmasıyla devam ediliyor.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede tutuklu bulunan 23 kişinin yanı sıra 120 şüphelinin de ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs'' ve ''silahlı örgüte üye olmak'' suçlarından tutuklanması talep edilmişti.
Tutuklu bulunan eski emniyet müdürleri Erol Demirhan ve Ali Fuat Yılmazer'in de aralarında bulunduğu tüm şüpheliler hakkında ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen iddianamede, şüphelilerden Yılmazer hakkında ayrıca bin 924 yıla kadar, Demirhan hakkında ise 5 bin 735 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.