Gündem

Yenidoğan Çetesi davasında 3'üncü duruşma! Sanıklar hakim karşısında: 'Benim yaşatabildiğim bebek olmadı'

İstanbul'da yenidoğan bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek üzerlerinden haksız kazanç sağlayan ve uyguladıkları deneysel tedavi yöntemleriyle bebeklerin ölümüne neden olan Yenidoğan Çetesi sanıklarının yargılandığı davanın 3'üncü duruşması görüldü.

KAYNAK:
IHA
|
GİRİŞ:
18.02.2025
saat ikonu 09:07
|
GÜNCELLEME:
19.02.2025
saat ikonu 08:37

İstanbul​'da anlaşmalı oldukları hastanelere bebek sevkleri yaparak haksız kazanç sağlayan Yenidoğan Çetesi davası devam ediyor. 10 bebeğin ölümüne neden olan çetenin üye ve yöneticileri 3'üncü kez hakim karşısına geçiyor. Örgüt yöneticisi İlker Gönen’in tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar etmesinin ardından 47 olan sanık sayısı 46 olmuştu.

Yenidoğan çetesi davasında yeni gelişme! Savcının değiştirilmesi talebi reddedildi - 1. Resim

CEZAEVİNDE İNTİHAR ETTİ

1.399 sayfalık iddianameye göre Çetin’in iki numaralı ismi Dr. İlker Gönen ikinci duruşmanın ardından tutukluluğun devam ettiği Antalya Döşemealtı Ceza İnfaz kurumu’nda 1 Şubat’ta çay bardağıyla bileklerini keserek intihar etti.

Doktor İlker Gönen’in Avukatı Aydın Mantar, duruşmaya çetenin lideri olduğu iddia edilen Doktor Fırat Sarı’nın avukatı olarak duruşmada yer aldı.

Yenidoğan Çetesi davasında şoke eden savunma! Fırat Sarı'nın sözleri hayretler içerisinde bıraktı - 2. Resim

BEBEK BAŞI SGK'DAN ÜST SINIRDAN ÖDEME ALDILAR

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK’dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı.

Yenidoğan Çetesi davasında ikinci duruşma! Savcının değiştirilmesi talebi reddedildi - 3. Resim


İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK’ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına kârlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi.

Yenidoğan skandalında yeni gelişme! Şoke eden konuşmalar ortaya çıktı! - 1. Resim

DURUŞMANIN KAPALI OLMASI TALEP EDİLDİ

Sanık yoklamalarının ardından kaldığı cezaevinde yaşamına son veren tutuklu sanık İlker Gönen'in avukatı söz aldı. Gönen'in avukatı "Siz beni hala toplumun önüne atmaya çalışıyorsunuz. Yargılamanın başından beri 'Yargılatacağız' dedik ancak ben abime verdiğim sözü tutamadım. Bu vebal soruşturmanın en başından beri geleneksel ve sosyal medyada, adli makamlarca yargısız infaz. Geçen sefer reddi hakim talebinde bulunurken duruşma zaptında açık açık 'Bebekleri öldürüyorsunuz' cümlesine dayanmak istemiştik. Buradaki insanların en azından yargılanıyormuş gibi hissi oluşsun ancak bunu da başaramadık. Reddi hakim taleplerimiz reddedildi. Bu saatten sonra bu salonda bu dosyaya intikal eden izleyiciler, basın, adını bilmediğimiz parti temsilcileri, müvekkilleri karalayanlar, buraya şov yapmaya gelen barolar, tüm sanıklara eziyet eden görevliler, bebek katili diyen herkes bu salonda İlker Gönen’in sandalyesinin boş olduğunu görüyor. Müvekkillerin can güvenliği açısından duruşmanın kapalı yapılmasını talep ediyorum. Mahkemede üye hakime hanımın CMK 30. maddesi gereğince çekilmesini talep ediyorum" dedi.

Yenidoğan çetesi skandalını araştıran komisyon için karar

"KİMSEYE ULAŞAMADIĞI İÇİN MÜDAHALE ETMİŞ"

Opara bebeğin ölümü ile ilgili ifade veren tanık hemşire olan Şenay Çalıkoğlu, “Bebek devlet hastanesinden gelmişti. Ertesi gün ben gittiğimde herkes bebeğin başında kan almaya çalışıyordu. Nabzını hissedemediğini söylediler. Zaten monitörler hep yanlış gösteriyordu. Gece kimseye ulaşamadıklarını söylediler. Tuğçe hemşire sabaha kadar oradaydı. Kimseye ulaşamadığı için kendisi müdahale etmiş” dedi.

Mahkeme başkanının sorusu üzerine tanık çocuk doktoru Şeyhmus Çelik’in bebek geldiğinde orada olmadığını bebeğe genelde Doğukan hemşirenin müdahale ettiğini söyledi.

“BENİM 500 GRAM BEBEĞİ YAŞATABİLDİĞİM OLMADI"

Hemşirenin ardından Güney Hastanesi’nde çocuk doktoru olan Oktay Torun tanık olarak dinlendi. 19 yıldır çalıştığını söyleyen tanık, “Ben Kaya bebeği hiç görmedim. Ben poliklinik yapıyordum. Ben yoğun bakıma yatacak kişileri yoğun bakım hemşiresine teslim ediyordum. Yenidoğanın ilk muayenesini yapıyordum. Gece Yenidoğan bakımda hiç nöbet tutmadım” dedi. Fırat Sarı işi bıraktıktan sonra kendisinden yoğun bakıma bakmasının istendiğini anlatan tanık, “Ancak ben istemedim. Bu yüzden anlaşamayarak hastaneden ayrıldım. 19 sene çalıştığım hastaneden mobbing uygulanarak yarılmak zorunda kaldım. 500 gram bebeği yaşatmak çok zor. Geçmişte 7 yıl yenidoğan yaptım, benim 500 gram yaşattığım bebek yok” dedi.

Sıkça Sorulan Sorular

Yenidoğan Çetesi nasıl ortaya çıktı?
CİMER üzerinden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne gelen ihbarın 21 Mayıs 2023'te Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. Söz konusu çalışmalar kapsamında 28 Eylül 2023'te İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce il genelindeki tüm kamu, özel ve vakıf üniversitesi sağlık tesislerine olağan/olağan dışı yenidoğan yoğun bakım denetimlerinde temin edilen bilgi ve belgelerin (tutanak, epikriz, gözlem formu, tahlil, tetkik, hasta dosyaları vb.) incelenmesi, değerlendirilmesi, karara bağlanması, münferit veya ortak rapor hazırlanması amacıyla "Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim Değerlendirme Komisyonu" kurulması istendi. Yine soruşturma kapsamında şüphelilerin kimlik ve adreslerinin tespiti yapılıp mağdur ve tanıkların ifadeleri alındı. İlgili kurumlardan da evrak ve bilgi istenilen soruşturmada somut delillerin toplanmasının ardından harekete geçildi. 26 Nisan 2024'te İstanbul ve Tekirdağ'da, kimlikleri belirlenen şüphelileri yakalamak için eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonlarda toplam 47 kişi gözaltına alınırken, 22'si tutuklandı, ayrıca tanık ve mağdur ifadeleri alındı. Mayıs ayında, söz konusu özel hastanelerden Medilife Sağlık Hizmetleri Hastanesinin faaliyeti askıya alındı. 23 Ağustos'ta Sağlık Bakanlığı Müfettişliğince hazırlanan uzman görüşü raporunda, çocuk hekiminin, pratikte hemşirenin izlemine bırakılan yenidoğan bebeklerin yüzde 90'ının hayat haklarının ellerinden alındığı da raporda yer aldı. 30 Ağustos'ta tutuklu şüphelilerin avukatı Aylin Arslantatar, soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E'yi aradı ve daha sonra makam odasına giderek hakkında suikast planlandığını, babasına ve annesine zarar verileceğini söyledi. Savcı Y.E, bunun üzerine bünyesinde görev yaptığı Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulundu, soruşturma başlatıldı. Sonrasında Avukat Aylin Arslantatar ve Mustafa Kemal Zengin'in savcıyla görüşmeyi talep etmesi üzerine, mahkemeden alınan izinle makam odasına kayıt cihazı yerleştirilerek, görüşme kayıt altına alındı. Soruşturma sürecinde, eylül ayında ise Bağcılar Özel Şafak Hastanesinin faaliyeti askıya alındı. 9 Ekim'de soruşturmasını tamamlayan Savcı Y.E. fezlekesini hazırladı. Fezlekede, bebeklere yapılması gereken ancak yapılmayan tedavi ve bakım yöntemlerine yer verilerek, hastaya pasif ötenazi (Türkiye'de aktif ve pasif ötenazi uygulanmamaktadır. Kalp atımı tespit edilen her yenidoğan uygun canlandırma ve tedavileri alma hakkına sahiptir.) uygulandığı ve yenidoğan bebeklerin yüzde 90'ının hayat haklarının ellerinden alındığı vurgulandı. 11 Ekim'de, Savcı Y.E'nin tehdit edilmesine ilişkin soruşturmada, kimliği belirlenen şüphelileri yakalamak için operasyon düzenlendi ve şüpheliler gözaltına alındı. 14 Ekim'de emniyette işlemleri tamamlanan şüphelilerden 4'ü serbest bırakılırken, aralarında 2 avukatın da bulunduğu 8 zanlı Büyükçekmece Adliyesi'ne sevk edildi. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği 8 şüpheliden 5'inin tutuklanmasına, 3'ü hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi. 16 Ekim'de fezlekenin gönderildiği Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı iddianame hazırladı. İddianamede, ölen 10 bebek "maktul", 5 kişi "müşteki", Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü "suçtan zarar gören", 19 hastane ve sağlık şirketi "malen sorumlu", 47 kişi de "şüpheli" olarak yer aldı. Doktor şüpheli Fırat Sarı'nın elebaşısı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini doktor şüpheli İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtilen iddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yaparak SGK'den üst sınırdan ödeme almak olduğu aktarıldı. Şüpheli Fırat Sarı'nın elebaşısı olduğu suç örgütünün Akabe Sağlık Tesisleri AŞ'ye ait özel Avcılar Hospital, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri AŞ'ye ait Özel Avrupa Şafak Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Medilife Sağlık Hizmetleri ve Yonca Sağlık Hizmetlerine bağlı Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ve Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Refik Arslan AŞ'ye bağlı Özel Bağcılar Şafak Hastanesi, Beymed AŞ'ye ait Özel Birinci Hastanesi, Doğamed AŞ'ye ait Özel Doğa Hospital, Reyap AŞ'ye ait Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi, Ekip Sağlık AŞ'ye ait Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Esenler Güney Hastanesi ve Silivri Kolan Hastanesi'nin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini kiralayarak işletmesini devraldığı ve söz konusu hastanelerin tamamında doktorlar yerine hemşirelerin sağlık hizmeti sunduğu aktarıldı. İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. Aralarında doktor, hemşire ve sağlık görevlilerin de bulunduğu 18 şüpheli hakkında da bebeklerin ölümüne ilişkin "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi. Bu arada, Savcı Y.E'nin tehdit edilmesine ilişkin soruşturma devam ediyor.
ETİKETLER
#Gündem
YorumYORUM YAZ
Uyarı
Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.