Tgrt Haber

Zirve Katliamı davasında 'paralel darbe' savunması

10 Aralık 2014 16:53
Zirve Katliamı davasında 'paralel darbe' savunması

Zirve Yayınevi katliamıdavasının tutuklu sanığı Bülent Aral, davayı "paralel yapı" ve "darbe" ile ilişkilendirdi.

Aral, savunmasında, "Bazı isimlerin ifadeleri hiç alınmadı. Ortada hükümete karşı yapılacak darbeyi ben açıkça gördüm. Şimdi her şey paralelle Ergenekon'a yıkılarak işin içinden çıkılmak isteniyor. Şu anda en şüpheli insanlar ortada yoklar. Kovuşturmanın genişletilmesi, Hüseyin Yelki'nin ifadelerinin incelenmesi gerekiyor. Darbe teşebbüsünü biz gördük, bildirdik" dedi. Zirve Yayınevinde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 98. duruşması yapıldı. Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un şehir dışında olması nedeniyle Mehmet Adil Saraçoğlu başkanlık yaptı. Adli kontrol kararı doğrultusunda elektronik kelepçe takılan tutuksuz sanıklar Emre Günaydın, Salih Gürler ve Abuzer Yıldırım'ın katıldığı duruşmada, tutuklu sanıklar eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Ruhi Abat ve Binbaşı Haydar Yeşil ile tutuksuz yargılanan Hüseyin Yelki, Levent Ercan Gelegen, Murat Göktürk, Abdullah Atılgan, Adil Akçay, Mehmet Çolak ve Adem Gedik hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan Varol Bülent Aral, Adana F Tipi Cezaevi'nden, elektronik kelepçeyle takip edilen tutuksuz sanıklardan Hamit Çeker, Elbistan Adliyesi'nden, Cuma Özdemir de Darende Adliyesi'nden video konferans sistemiyle duruşmaya dahil oldu.

Önceki duruşmalarda bazı kurum ve kuruluşlardan talep edilen belge ve dokümanlara ilişkin bilgilerin verildiği duruşmada, sanıklarla avukatlarıntalepleri dinlendi.

Adli kontrolün kapsamının genişletilmesi talebi

Elektronik kelepçe takılan tutuksuz sanıklar Günaydın, Gürler, Özdemir, Çeker ve Yıldırım, adli kontrolün kapsamının genişletilmesini istedi. Adli kontrolün ev hapsi gibi bir uygulama olduğunu ileri süren Gürler, hastaneye dahi gidemediğini belirtti.

Salih Gürler, adli kontrolün kapsamının genişletilmesi taleplerinin reddedilmesi halinde diş doktoruna gitmek için izin verilmesini talep etti. Emre Günaydın da adli kontrol çerçevesinde yarım saat dışarı izni verilmesini istedi. Cuma Özdemir de adli kontrol kapsamında mahkemenin uygun göreceği bir kamu kurumunda çalışmak istediğini söyledi.

Tutuksuz sanıklardan Hüseyin Yelki, tutuklu sanık Ruhi Abat'ın misyonerlikle ilgili akademik çalışmalarının olduğunu öne sürerek, bunların mahkemece incelenmesini istedi.

Tutuklu sanıkların talepleri

Tutuklu sanık Varol Bülent Aral, kovuşturmanın genişletilmesini talep etti.

Davayla ilgili bazı isimlerin ifadelerinin hiç alınmadığını ileri süren Aral, "Ortada hükümete karşı yapılacak darbeyi ben açıkça gördüm. Şimdi herşey paralelle Ergenekon'a yıkılarak işin içinden çıkılmak isteniyor. Şu anda en şüpheli insanlar ortada yoklar. Kovuşturmanın genişletilmesi, Hüseyin Yelki'nin ifadelerinin incelenmesi gerekiyor. Darbe teşebbüsünü biz gördük, bildirdik" ifadelerini kullandı.

Tutukluluk halinin sona erdirilmesi gerektiğini savunan Aral, "Saçma sapan tutukluluk kaldırılmazsa bu mahkemenin adil olduğuna inanmam" dedi.Bazı isimlerin de davaya eklenmesi gerektiğini ifade eden Aral, "Bu gidişle tetikçiler asla konuşmayacak. Bu insanların dışarıda olmaları hukuksuzdur. Bunlar ödüllendiriliyor. Yeni cinayetlere perde açılıyor. Bu tetikçilerin bir an önce içeri alınması gerekiyor. Yoksa hiçbir gerçek aydınlatılamaz" iddiasında bulundu.

Aral, tutuklu sanıklardan Mehmet Ülger'in talebi alınırken Mahkeme Başkanı Saraçoğlu tarafından sessiz olması konusunda uyarıldı. Bunun üzerinevideo konferans sistemiyle duruşmaya katılmasını eleştiren Aral, Saraçoğlu'na yönelik küfürlü sözler sarf etti ve tehditte bulundu. Saraçoğlu, bunun üzerine Aral'ın duruşmaya video konferans sistemiyle katılmasını sonlandırdı.

Tutuklu sanıklardan emekli Albay Mehmet Ülger ise 2005-2008 yılları arasında İl Emniyet Komisyonu toplantılarının ıslak imzalı tutanaklarının mahkemeye getirilmesini istedi. Malatya'ya 2005 yılında bin 350 İncil getirildiğini savunan Ülger, "Bununla ilgili muhtemelen Malatya Emniyeti istihbarat servisi bilgi veriyor. Ülkücüler harekete geçiyor. O yüzden ıslak imzalı toplantı tutanakları gelsin" dedi.

Sanık Ruhi Abat da "Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi (TUSHAD) örgütünün paralel yapının kod adı" olduğunu ileri sürdü. Fabrikasyon belgeler üretildiğini iddia eden Abat, iddianameyi hazırlayan savcı İsmail Aksoy'un taraflı olduğunu öne sürerek, davadan el çektirilmesini istedi.

Tahliyesini talep eden Abat, "Burada benim bir saat bile olsa bu delillere göre içeride durmam, vicdansızlıktır, hukuksuzluktur. Cinayetin asli faillerinin hiçbirini tanımıyorum. Doğrudan ya da dolaylı hiçbir irtibatım olduğuna dair delil yok. Dinler arası diyalogla ilgili makale yazmışım, paralel yapı denen musibetin hedefi olmuşum" iddialarında bulundu.

Tutuklu sanık Binbaşı Haydar Yeşil ise dosyada sahte içerikli belgeler üretildiğini savundu. Yeşil, tahliyesini talep etti.

Duruşma 24 Aralık'a ertelendi

Sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyesini talep etti. Müdahil avukat Ali Koç ise Zirve Yayınevindeki cinayetleriyle ilgili ilk iddanameyle, örgüt kapsamında hazırlanan ikinci iddianame çerçevesindeki davaların birbirinden ayrılmasını istedi.

Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, daha önce talep edilen ancak gelmeyen bazı belge ve dokümanların tekrar ilgilikurumlardan istenmesine, adli kontrolün kapsamının genişletilmesi taleplerinin ayrı ayrı reddine ve duruşmanın 24 Aralık'a ertelenmesine karar verdi.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...