Tgrt Haber

EYT'liler için hizmet başlangıcının tespiti davası

2 Temmuz 2024 11:31 | Güncelleme :2 Temmuz 2024 12:00

Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası bir günlük hizmet tespiti davası olarak da adlandırılmakta ve bu nedenle özü itibariyle hizmet tespiti davasının bir türü olarak kabul edilmektedir.

Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (Kurum) olup hizmet tespiti davasından özellikle bu konuda farklılık göstermektedir.

Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında talep konusu, ilk işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına geçmiş olmasına rağmen hizmet bildiriminin bulunmaması nedeniyle bildirgenin üzerindeki tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi istemini içermesi nedeniyle bu davalarda Kurum kayıtlarına geçmiş bir işe giriş bildirgesinin varlığı şarttır. Eğer davacı adına düzenlenen işe giriş bildirgesi bulunmadığı halde böyle bir dava açarsa bu dava tamamen hizmet tespiti davası olarak kabul edilmeli ve bu kapsamda değerlendirilerek karar verilmelidir. Hizmet tespiti davalarında sigortalı kısa veya uzun fark etmeksizin belli bir döneme dair çalışmanın tespitini istemekte olup, işveren yanında geçen ve Kuruma bildirilmeyen bir günlük çalışmanın dahi tespiti istenebilecektir. Başka bir deyişle işe giriş bildirgesinin bulunmadığı bir günlük tespitin istendiği bu davalar hizmet tespiti davaları kapsamında değerlendirilerek çözülmelidir.

HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

Hem 506 sayılı Kanun’un 79’uncu maddesi hem 5510 sayılı Kanun’un 86’ncı maddesi uyarınca hizmet tespiti davalarında dava açma süresi beş yıl olup, beş yıllık bu süre, hak düşürücü süredir. Sigortalılar olumlu tespit davası açarak çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde ispatlayabilirlerse, mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim gün sayıları hizmet cetvellerine eklenecektir.

Hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür. Sigortalı çalışmaya ilişkin belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması (işe giriş bildirgesi, kısmi hizmet bildirimi, prim ödemesi) veya Kurumca, fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilmeyecektir.

Bu durumda sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında hak düşürücü süreden söz etmek mümkün değildir. Çünkü bu davanın açılabilmesi için yukarıda da vurgulandığı üzere Kurum kayıtlarına geçmiş işe giriş bildirgesinin varlığı şarttır. Zaten davacı söz konusu ilk işe giriş bildirgesindeki işe başlama tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulünü talep etmektedir. Kurum kayıtlarına geçmiş ilk işe giriş bildirgesinin varlığı nedeniyle bu davalar hak düşürücü süreye uğramadan açılabilecektir.

Sigorta Giriş Bildirgesinin Bulunmaması Halinde Hak Düşürücü Süre

Yukarıda açıkladığımız gibi; kural, sigorta giriş bildirgesinin kuruma verilmiş olması halinde hak düşürücü sürenin işlemeyeceğidir. Bununla birlikte Yargıtay uygulamasında, aylık sigorta primleri bildirgesi, dört aylık sigorta primleri bordrosu, sigortalı hesap fişi gibi belgeler de giriş bildirgesi hükmünde sayılmaktadır. Yani işveren, işe giriş bildirgesi vermemiş olmakla birlikte, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde sayılan bu belgelerden birisini kuruma vermişse, yine hak düşürücü süreden söz edilemeyecek ve hizmet tespit davası açılabilecektir.

İşverenin, ilgili yönetmelikte sayılan belgelerden birisini vermemiş olmasına rağmen, sigortasız çalıştırma bir müfettiş raporu ile tespit edilmişse, bu tespit de bildirim hükmünde olup, hak düşürücü süreyi ortadan kaldırır.

Sonradan Sigorta Yapılması (Kuruma Geç Bildirim)

Yargıtay uygulamalarında, hak düşürücü süreyi ortadan kaldıran son durum ise, blok çalışma halinde kuruma geç bildirim yapılmasıdır. Aksine Yargıtay kararları bulunmakla birlikte, Yargıtay HGK 2017/2177 E, 2019/836 K sy kararında, işçinin işveren nezdinde daha önce çalışmaya başlayıp, kesintisiz çalışmasının sürdüğü daha geç bir dönemde sigortasının yapılmış olması halinde, hizmet tespit davası için hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini kabul etmiştir. Bu karar, belli bir süre çalıştıktan sonra sigorta girişi yapılmış olan kişilerin de, çalışmanın kesintisiz olması halinde, her zaman hizmet tespit davası açmasına olanak tanımaktadır.

İşe giriş bildirgesi 

SGK Kurum müfettiş Raporları 

TANIK 

Yargıtay tarafından hizmet tespit davasında dinlenecek olan tanıklara ilişkin bazı kurallar getirilmiştir. Yüksek mahkeme, hizmet tespiti davasında ifadesine başvurulacak olan kişilerin iş yerindeki ücret bordroları ile kuruma bildirilen dönem bordrolarında yer alan davacı ile birlikte çalışan bordro tanıkları olması gerektiğini belirtmiştir. 

Bordro tanığı ifadesinden anlaşılması gereken ise davacı ile aynı işyerinde çalışmış kişiler olması gerektiğidir. Davacıya aynı işyerinde çalışan kişilerin bulunmaması durumunda ise komşu işyeri sahipleri veya komşu işyerinde çalışan kişilerin ifadesine başvurulması gerekir. Hizmet tespit davalarında resen araştırma ilkesi uygulayacağından hakim gerektiğinde komşu iş yerinde çalışan kişileri sosyal güvenlik kurumu kayıtlarından tespit ederek ve tanık olarak duruşmaya çağıracaktır. 

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 08.06.2020 Tarihli, 2019/852 Esas, 2020/2018 Kararında  "Yapılacak iş, davalı şirketin en son merkez ticaret sicil adresi tespit edilerek dava dilekçesi tebliğ edilip, yargılamadan usulüne uygun olarak haberdar olması sağlandıktan sonra, iş bu davalının delil ve itirazlarını dikkate almak, göstereceği delilleri toplamak, sicilli davalı işyerine ilişkin araştırma yaparak, uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde davalıya ait işyerinden verilen dönem bordrolarını getirtmek ve dinlenen tanıkların bordro tanıkları olup olmadıklarını belirlemek, gerekirse yeniden başka bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, bordro tanıkları bulunmaz veya beyanları yeterli görülmezse, kurum, vergi idaresi, belediye ve emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.”  Açıklamalarına yer verilmiştir. 

Yargıtay’ca benzer kararlarda davacının çalıştığını iddia ettiği işyerine komşu olan işyerlerinin belediye, emniyet veya jandarma vasıtasıyla saptanması gerektiği, bu iş yerlerinde çalışmış kişilerin Bağ-Kur, Sosyal Sigortalar Kurumu veya diğer sosyal güvenlik kuruluşları kayıtlarından tespit edilen komşu işyeri sahiplerinin veya çalışanlarının bilgilerine başvurulması gerektiği belirtilmiştir. 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Küçük esnaf 2 Temmuz 2024 15:21

Bağkur SSK eşitliği bekliyor