İnsanı Yaşat Ki Devlet Yaşasın !
Büyük bir mutasavvıf olması yanında imparatorluğun kurucusu Osman Bey'in kayınpederi ve devletin ilk kadısı olan Şeyh Edebali'nin zikrettigi gibi; devletlerin varlığı ve bekası, insanına verdiği değerle sağlamlaştırılabilir. Aynı zamanda iyi bir hukuk eğitimi almış olan Şeyh Edebali, insanı yaşatma kavramının, adil bir devlet düzeninden geçtiğinin bilincinde olarak bu sözünü söylemiş olmalıdır.
Şeyh Edebali, Osmanlı’nın kuruluş aşamasında kadılık görevini icra ederken ve aynı zamanda insanı merkeze alan bir devlet yönetim anlayışını, Osman Bey'e nasihatları ile benimsetirken Türk devlet anlayışında gelecek yüzyıllara aktarılabilecek çok önemli bir düsturu da kazandırmıştır.
“İnsanı yaşat” düsturu ile yedi kıtaya hükmeden Osmanlı, en parlak devrini adaletin en sağlam işletildiği Sultan Süleyman döneminde yaşamıştır. Adaletiyle nam salan Sultan Süleyman’a Kanunî unvanı, adalete olan inancı sebebiyle ve adaleti uygulamadaki istikrarı ile verilmiştir. Osmanlı, tebaasına gösterdiği “Şeyh Edebali düsturu “ile bir devlet geleneği halinde adaleti, yuzyillarca yaşatmıştır.
Gelinen noktada bu devlet geleneği, değişen ve gelişen ülke dünya koşullarında elbette ki zaman zaman köhneleşmiş, zaman zaman yıpranmıştır. Ancak insanı yaşatma düsturu tüm dönemlerde varlığını korumuştur.
Çeşitli felsefe kuramlarında adalet ve insan kavramları çokça tartışılmış, hem devletler hem de milletler bu kavramları kendi bünyelerinde çağdaş düzenlemelerle her zaman gündemde tutmuşlardır. Çünkü insan tek başına yaşayabilen bir canlı değildir. İnsanın, adaletle dizayn edilmis bir topluma; adil bir toplumunda kaliteli, liyakatli insana ihtiyacı vardır. Bu ikisini bünyesinde var edecek, yaşatacak ve bekasını sağlamlaştıracak tek güç ise adaleti ve insanı merkezine almış güçlü, çağdaş, donanımlı büyük bir devlet anlayışıdır. İşte bu Şeyh Edebali düsturu geleneğinden hazır olarak gelen Türkiye devleti, geçmiş yüzyıllardan gelecek yüzyıllara, insanını ve adaletini sağlam adımlarla taşıyacaktır. Bu da sağlam bir Türkiye yüzyılı mimarisi ile olacaktır.
Türkiye Yüzyılı mimarisinde şimdiye dek birçok alanda yapılan reform çalışmalarına ek olarak; insanı merkeze alan yeni bir yargı reformu ile Adalet Bakanlığı, Türkiye'yi Adalet yüzyılı diye adlandırdığım müreffeh bir yüzyıla hazırlamıştır.
Değişen ve gelişen yeni dünya düzeni, elbette ki toplumsal yozlaşma, internet/ sosyal medya kontrolsüz kullanımı gibi ve eklenebilecek bircok sorunu gündeme getirmiştir. Bu sorunlara bağlı olarak ortaya çıkan suç oranlarındaki artış ve hâlihazırdaki ceza müeyyidelerinin bu konudaki eksikliği, bir yargı reformunun gerekliliğini elzem kılmıştır. Aynı zamanda ortaya çıkan suçlara verilen cezalarda toplumda tatminsizlik algısı oluşmuş ve adalete, yargıya toplumsal bir güvensizlik ortaya çıkmıştır.
Suç oranlarının artışı ve diğer birçok alanda ortaya çıkan sorunların nedenleri elbette ki birçok alanı yakından ilgilendiriyor. Özellikle eğitim başta olmak üzere sosyoloji, psikoloji, ekonomi gibi birçok alanda belki de derinlemesine bir ortaklaşa çalışmayı içerisinde barındırıyor. Halihazırda yapılandırılan Türkiye Yüzyılında bütün bu çalışmalar aşama aşama gündeme alınmalıdır.
Suç oranlarındaki artış, sadece Türkiye’de değil birçok dünya ülkesinde bugün tartışmasız birinci sırada yer alıyor ve devletler, kendi iç dinamiklerinde bu soruna çözümler üretmeye çalışıyor. Bu noktada belki de bu sacayağının en önemli kısmını adalet ve yargı planlaması, yasalar oluşturuyor. İşte bu anlamda yapılabilecek doğru adımlardan bir tanesi olan yargı reformu, bugün Türkiye devletinin masasında.Adalet Bakanlığı,bu konuda bir yargı reformu strateji belgesi hazırladı.
Bu Yargı Reformu Strateji Belgesi;
“12 bin kişiyle iç ve dış paydaş anketi yapılarak,
Yargı mensuplarıyla teşkilat toplantıları düzenlenerek, hakimler ve savcılar kurulu, sivil toplum kuruluşu ve barolar ve ilgili kurumlardan görüşler alınarak,
Adalet bakanlığı resmi siteleri üzerinden 56 binden fazla görüş ve öneri toplanarak” hazırlandı.
Tüm bu çalışmalar doğrultusunda; hazırlanan Yargı Reformu Strateji Belgesinde ve sonrasında hazırlanacak Yargı Paketlerinde; cezasızlık algısını ortadan kaldıracak düzenlemeler yer alıyor.
Türkiye Yüzyılında hukukun üstünlüğünü esas alan, demokratik, sivil yeni bir anayasa için çalışmalar yapılacak.
Hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması için yeni insan hakları eylem planı hazırlanacak.
Yeni mahkemeler kurularak faaliyete geçirilecek.
Uyuşturucu kullanma ve ticareti suçuna ilişkin ihtisas mahkemeleri belirlenecek.
Temyiz ve istinaf incelemelerinin en geç 6 ay içerisinde sonuçlandırılması sağlanacak.
Bazı uyuşmazlıklar için doğrudan temyiz sistemi getirilecek.
Duruşmaların kesintisiz devamı ilkesine uyulacak ve kanunda gösterilen istisnai hallerde duruşmaların en fazla 2 ay ertelenebilmesi sağlanacak.
Yargılama faaliyetlerini destekleyici yapay zekâ sistemleri geliştirilecek.
Hukuk fakültesi mezunlarının görev yapacağı noter yardımcılığı müessesesi sisteme kazandırılacak.
Hukuk fakültelerine girişte başarı sıralamasının yükseltilmesi sağlanacak.
Türkiye Adalet Akademisi bünyesinde “Hukuk Araştırmaları Merkezi” kurulacak.
Adalet personelinin kariyer imkânları artırılarak Devlet Memurları Kanununda adalet hizmetleri sınıfı oluşturulacak.
Başta bankacılık ve bilişim sistemi kullanılmak suretiyle işlenen dolandırıcılık ve hırsızlık suçları olmak üzere, ceza yargılamasında el koyma ve müsadereden kaynaklanan sorunların çözümüne yönelik düzenlemeler yapılacak.
Suçların önlenmesi amacıyla telefon aboneliği kurulması kimlik doğrulama yöntemleriyle sıkı kurallara bağlanacak.
Belirli süre içinde telefon abonelik kayıtları güncellenmeyen hatlar iletişime kapatılacak.
Hapis cezasını üst sınırı iki yıldan fazla olmayan ve tutuklama yasağına tabi olan suçlarda kişinin davranışlarının yeniden bir suç işleyeceği hususunda kuvvetli şüphe oluşturması, suçun işleniş şekli, suçun kamu düzenini ağır şekilde bozma tehlikesi gözetilerek tutuklama tedbirine başvurulabilmesine yönelik düzenleme yapılacak.
Maktu oranlı denetimli serbestlik uygulaması, cezaların caydırıcılığı açısından yeniden değerlendirilecek.
Trafikte işlenen suçlar ile trafik güvenliğini tehlikeye uğratan kabahatlerin yaptırımları, caydırıcılığın göz önünde bulundurulması suretiyle yeniden belirlenecek.
Trafikte saldırı amacıyla araçtan inme gibi davranışların, sürücü belgesinin geri alınması da dâhil olmak üzere müstakil yaptırıma bağlanması sağlanacak.
Ölümlü veya yaralanmalı trafik kazalarında zaruret dışında olay yerinin terk edilmesi ayrı bir suç olarak düzenlenecek.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun, vücut dokunulmazlığına, hürriyete ve çevreye karşı işlenen suçların cezaları artırılacak.
Ses ve gaz fişeği atabilen silahların izinsiz taşınmasının yaptırımı artırılacak.
Kişilerin toplu olarak bulunduğu nişan, düğün ve asker uğurlaması gibi yerlerde ses ve gaz fişeği atabilenler de kapsama alınarak silahla ateş eden kişilere verilecek cezalar artırılacak.
Uyuşturucu madde bağımlıları için rehabilitasyona uygun müstakil ceza infaz kurumları oluşturulacak.
Mali sonuçları da dâhil olmak üzere boşanma hukukunun aksayan yönleri gözden geçirilecek, taraflar ile çocukların hak ve menfaatine uygun yeni bir boşanma usulüne ilişkin çalışma yapılacak.
Şiddet içermeyen aile uyuşmazlıklarında aile arabuluculuğu müessesesi getirilecek.
İdari uyuşmazlıklara ilişkin davalarda pilot dava uygulamasına geçilecek.
Alacaklı ile borçlu arasındaki hassas dengeyi gözetecek şekilde yeni bir icra ve iflas kanunu hazırlanacak.
Aile içi ve kadına yönelik şiddet suçları soruşturma büroları yaygınlaştırılacak.
Yaşlı ve engelli dostu, erişilebilir ve yeterli sosyal alanların bulunduğu adli hizmet binaları inşa edilecek.
Hukuk fakültelerinde hukuk klinikleri uygulamaları yaygınlaştırılacak.
Türkiye yüzyılı mimarisi ve adalet yüzyılı mimarisine katkı sunacak bu çalışmalarla Türkiye devleti, insanı merkeze alan bir devlet yönetim anlayışı benimsemiştir.Sadece yargı alanında değil birçok alanda yapılacak ek çalışmalarla 2025 ve ötesinde Türkiye, kendi bekasını sağlamlaştıracak ve Türkiye Yüzyılı olarak insanını müreffeh yarınlara ulaştıracaktır.
Sayfanın sonuna geldiniz!