Emeklilik yaşının özellikle kadınlarda çocuk sayısına göre esnetilmesine yönelik düzenleme yolda.
Biliyoruz ki annelik dünyanın en ağır ve en zor işlerinden biri. 7/24 mesai, izin yok, molası yok. Bir de çalışan anneleri düşünün. Hem işyerinde hem de evde ayrı mesai ve mücadele veriyor. Sabah kalk, kahvaltıyı hazırla, çocuğu okula bırak, işe koş, toplantıya gir, eve gel, yemek yap, ödevlere yardım et, bulaşıklar. Dert bitmiyor.
Bu kapsamda torba yasada yer alan tasarıya göre, burada ağır işlerde uygulanan yıpranma payı sistemine benzer bir modelin uygulanması bekleniyor. Ağır işlerde çalışanlara yıpranma payı veriliyor da, annelerin bu tempoda yıpranmadığını kim söyleyebilir? Torba yasa içinde anneleri sevindirecek bir düzenleme geliyor.
Sosyal güvenceye kavuşturulacak ev kadınları ve anneler için yıpranma (Fiili Hizmet Zammı) benzeri bir uygulama hayata geçecek. Anneler ve ev kadınları ödedikleri prim sayısına göre her yıl ek prim günü kazanacak. Örneğin dört yıl prim ödeyen bir anne beş yıl prim ödemiş gibi olacak.
Şöyle ki, çocuk sayısına göre annelere erken emeklilik hakkı tanınacak. Ayrıca, prim ödemelerinde de bir kolaylık sağlanacak. Yapılan prim desteği süresi kadar kısım emeklilik yaş şartından da düşülecek. Böylece anneler daha az prim ödeyerek daha genç yaşta emekli olabilecek. Bu modelin hayata geçirilmesiyle, çocuk sayısına göre emeklilik yaşından indirim yapılırken, prim de eklenecek.
Yani diyelim ki dört yıl prim yatırdınız, sistem size “Sen zaten iki işte birden çalışıyorsun” diyerek beş yıl prim ödemişsiniz gibi kabul edecek. Aynı şekilde, bu yıpranma payı sayesinde emeklilik yaşınız da geriye çekilecek. Burada ağır işlerde uygulanan yıpranma payı sistemine benzer bir modelin uygulanması bekleniyor. Bu modelin hayata geçirilmesiyle, çocuk sayısına göre emeklilik yaşından indirim yapılırken, prim de eklenebilecek.
Ne güzel olur değil mi? Nihayet devlet, anneliği sadece “fedakarlık” olarak görmenin ötesine geçip, gerçek bir meslek gibi değerlendirmeye başlayacak. Bu yasa hayata geçerse, anneler artık “Ömrümüz çalışmakla geçti, emekliliği görebilecek miyiz acaba?” demekten kurtulacak. Çünkü annelik bir sevgi meselesi olduğu kadar, ciddi bir emek meselesi de! Ve unutmayın, mutlu bir kadın, mutlu bir aile; mutlu aileler de güçlü bir toplum demek.
Emeğimizin karşılığını almak hepimizin hakkı! Şimdi gözümüz kulağımız Meclis’te…