Atalay, 'Çözüm sürecinde hızlanma ve yavaşlama doğal'
Atalay, 'Çözüm sürecindeki hızlanmaları, yavaşlamaları olağan karşılamak gerekir' dedi.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanan ve kamuoyunda "Demokratikleşme Paketi" olarak bilinen Temel Hak ve Hürriyetlerin Genişletilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın tümü üzerinde hükümet adına söz alarak, tasarı hakkında bilgi verdi.
Tasarının özgürlüklerin artırılması açısından önemli olduğunu belirten Atalay, Türkiye'nin 11 yılda demokratikleşme, sivilleşme ve normalleşme anlamında büyük kazanımlar elde ettiğini, temel hak ve özgürlük alanlarını genişleten, gündelik hayatı kolaylaştıran, toplumda güveni pekiştiren çok sayıda reform gerçekleştirildiğini söyledi. Reformların; çok boyutluluğu, ilgilendirdiği geniş siyaset yelpazesi ve derin etkileri itibariyle "Sessiz Devrim" olarak anılmayı hak ettiğini dile getiren Atalay, "Son 11 yılda hukuk ve demokrasi alanında yaşadığımız sessiz devrimle birlikte yukarıdan dayatmacı, ceberut, kibirli devlet ve siyaset anlayışı artık gerilerde kaldı" diye konuştu. Atalay, artık insanı için var olan, bütün vatandaşlarına karşı aynı mesafede duran devlet anlayışı olduğunu ifade ederek, meşruiyetin kaynağının sadece millet olduğunu, herhangi bir vesayet kalkanının söz konusu olmadığını belirtti.
Atalay, paketteki "Andımız"ın kaldırılması, kamuda kılık kıyafet özgürlüğü, Mor Gabriel'deki arazilerinin iadesi gibi idari konuların hayata geçirildiğini anımsattıktan sonra tasarının getirdiği yeniliklerden bahsetti. Pakette, genel ve yerel seçimlerde her türlü propagandanın farklı dil ve lehçelerde de yapılabilmesi, siyasi partilerin eş genel başkanlık sistemini uygulayabilmesi, beldelerde teşkilat kurma zorunluluğunun kaldırılmasının yer aldığını anlatan Atalay, Hazine yardımı için gereken oy oranının da yüzde 7'den yüzde 3'e düşürüldüğünü kaydetti.
Atalay, seçim barajı ile ilgili sundukları alternatiflerin tartışılmadığı ve üzerinde durulmadığı için pakette yer almadığını belirtti. Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yerlerin belirlenmesinde sivil toplum ve sendikaların da görüşü alınacağını ifade eden Atalay, kapalı yer toplantı saatlerinin de en geç 23.00'ten 24.00'e uzatılacağını, hükümet komiseri uygulamasına son verileceğini söyledi.
Paketle farklı dil ve lehçelerde eğitim ve öğretim yapmak amacıyla özel okullar açılmasına imkan tanındığını anlatan Atalay, "Dünya örneklerini inceledik ve ana dillerde, farklı lehçelerde özel okulların açılması da ilk defa ülkemizde bu şekilde gündeme gelmiş oluyor" dedi. Beşir Atalay, eğitim ve öğretim hakkının kullanılmasının engellenmesi, kamu hizmetlerinden yararlanılmasının engellenmesi, bireysel ibadetlerin engellenmesi ve yaşam tarzına müdahale suçlarına ilişkin cezaların artırıldığını dile getirerek, "nefret suçları" kavramının da ilk kez Türk Ceza Kanunu'na gireceğini söyledi. Atalay, köy isimlerinin değiştirilmesi için referandum yapılması ile fitre, zekat ve kurban derisi gibi tasarruflara karışılmamasının da pakette yer aldığını kaydetti.
Tasarının çözüm süreciyle alakalı olduğunu dile getiren Atalay, şöyle devam etti:
"Süreç şu anda yürüyor ve çözüm sürecinin nihai hedefi terörün tamamen sonlandırılması. Çözüm süreci ülkemizde silahı aradan çıkarma, sözü, düşünceyi, siyaseti devreye alma sürecidir. Çözüm süreci çok büyük bir hassasiyetle, büyük dikkatle, yaralı duyguları tamir etme, karşılıklı güven tesis etme ve kardeşlik hukukunu yüceltme süreci olarak devam ediyor ve milletimiz tarafından da büyük onay görüyor. Özellikle, Doğu, Güneydoğu bölgeleri on yıllardır özledikleri normalleşme görüntülerini bu süreç sayesinde yaşıyorlar.
Çözüm sürecinin tıkandığı, kilitlendiği eleştirileri dile getiriliyor. Benzer sorunları yaşayan ülkelere bakıldığında bu tür süreçlerin inişli çıkışlı olduğu görülmektedir. Bu nedenle süreçteki hızlanmaları, yavaşlamaları olağan karşılamak gerekir. Bunlara bakarak umutsuzluğa kapılmamak, telaşa düşmemek gerekir. Hem samimiyetimiz hem de kararlılığımız devam ediyor. Unutulmamalıdır ki yaklaşık yarım asırdır devam eden terör problemini çözebilmek anlık bir mesele değil. Sabır, zaman ve emek istiyor. Çözüm sürecini yürütme konusunda kararlılık tamdır. Çözüm süreci hedeflerine ulaştığında siyaset kurumu daha güçlenmiş olacaktır ve bundan sonra sorunlar siyaset kurumu içinde konuşulacaktır."