Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'de İsrail dahil hiçbir ülkeyle çatışma niyetlerinin olmadığını söyledi. İsrail Başbakanı Netanyahu'nun ABD imkanlarıyla tüm dünyaya meydan okuduğunu belirten Hakan Fidan, "ABD Netanyahu'ya ayar vermeli" çağrısında bulundu. ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik övgülerine de değinen Bakan Fidan, "Trump Cumhurbaşkanımıza saygı duyuyor. İyi ilişkileri var" diyerek iki liderin en kısa sürede görüşeceğini ifade etti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. İsrail'in Suriye'de karmaşa çıkarma girişimlerinin kabul edilemez olduğunu vurgulayıp, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun "Suriye'de Türkiye ile çatışmak istemiyoruz" şeklindeki sözlerine cevap verdi. Bakan Fidan, İsrail de dahil olmak üzere Suriye'de hiçbir ülke ile çatışma niyetlerinin olmadığını belirtti. Fidan, Türkiye'ye uygulanan CAATSA yaptırımları konusunda yeni ABD yönetiminin çalıştığını da söyledi.
Bakan Fidan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Suriye bağımsız bir ülke ve yeni bir Suriye ile karşı karşıyayız. Bizim bölge ülkeleriyle bir araya gelerek kurduğumuz platform, güvenlik sorunlarını mercek altına alan bu platform çok işe yarıyor. İsrail'in bölgedeki emellerini kullanarak Suriye'de karmaşa çıkarması kabul edilebilir değil. Türkiye olarak, Suriye'de çatışma niyetimiz yok. Milli güvenliği tehdit edecek bir iç karışıklığa maruz kalmasını izleyemeyiz. Sadece bakmakla yetinmeyiz. Türkiye olarak ön alıcı tedbirlerle daha başlamadan sorunu sönümlendirmemiz gerekiyor. Suriye ile bizim birçok alanda iş birliğimiz var. Her şey çok yeni başlıyor. Birçok alanda atılması gereken adımlar var. Suriye, Türkiye'nin desteğiyle birçok sorunların üzerinden gelme niyetinde. Bunu da bölgedeki ülkeler biliyor. Belli miktar güvenlik iş birliği olur, terörle mücadeleyi bölgesel sorun ilan ettik.
Suriye'nin ihtiyacı olan birçok alanda Türkiye'nin destek vermesi doğaldır. Suriye bölgesel bir anlaşma yapmak isterse kendilerinin bileceği bir iştir. Kendi güvenlik değerlendirmelerimize ikili işbirliğimize hizmet edecek her konuya açığız. İsrail, son 4 aydır sistemli şekilde Beşar Esad'ın ülkeyi terk ettiği günden itibaren düzenli ordunun kullanacağı ne kadar hava üssü varsa hepsini tahribat ediyor. Sistemli şekilde yapıldığını görüyoruz. Biz bize saldırmayan hiçbir ülkeye açıktan saldırmayız. Bize etkisi dokunacak bir istikrarsızlık alanı oluşuyorsa, biz sessiz kalamayız. Adımlarımızı atarız. Gazze'yi esas alan bir Ortadoğu perspektifine baktığımızda ABD'nin Netanyahu'ya tabiri caizse ayar vermesi, bir çerçeve çizmesi gerekiyor. Trump iktidara gelirken hem Filistin, hem Ukrayna'da savaşları sonlandırmayı vaat ederek geldi. Hem Ukrayna'da hız kazandı hem de Gazze'de bir adım attı, umarım ikincisi de gelir. İsrail'e bir çerçeve çizilmesi gerekiyor.
Bu kendi aralarında bir iktidar savaşı aslında. Burada patron kim savaşı. Burada artık adının konması gerekiyor. Siyonizme sempatisi vardır vs. ama günün sonunda şunu duymak istemez, 'Bu da İsrail'in adamı çıktı'. Cumhurbaşkanımızın karar vereceği bir konu. Benim değerlendirmem şu olur, burada bizim birinci önceliğimiz bölgede herkes kendi güvenlik önlemlerini yerine getirirken kimse kimseyle çatışmamalı. Suriye'de de operasyonlar yaparken, o bölgede uçak uçuran İsrail'le belli bölgede çatışmasızlık olması gerekiyor. Bunu temin edici teknik temasların olması normal. Muhalif unsurların birbirini yanlış anlamasını önleyici teknik temasların olduğunu söyleyebilirim. İhtiyaç oldukça, iki ayda üç ayda bir mesela. Bizim prensipte mutabık kaldığımız husus bölgedeki aktörler orada sadece İsrail değil, Rus askeri gücü var doğuda Irak askeri unsurları var bunlarla bir koordinasyon halinde olmak operasyon yaparken atılması adımlar bunlar.
Bizim anormalleşmemiz Gazze sorunu üzerinden oldu. Cumhurbaşkanımız iradesini o şekilde ortaya koydu. Yine bugün 29 kişi öldürüldü. Geçtiğimiz yıl boyunca soykırım devam etti. Bu uzun zamandır devam eden bir sorun. İsrail'e bunu dedik, kasıtlı olarak sivillerin öldürülmesi, Gazze'de soykırım işlenmesi, bunu biz anlamayız, düzelmesi gereken budur. Mescid-i Aksa'yla ilgili ilhak konuları bizim için hassas konulardır. Bu sadece Türkiye için değil bölgenin sorunu. Bizim İsrail ve zulmüne karşı ortaya koyduğumuz tavır insanlık onurunun ortaya koyması gereken tavırdır. Suriye'de ihtiyaç oldukça çatışmasızlık durumu var ama temel sorun alanı Gazze'dir.
Bizim Suriye'de vatandaş olarak kaybımız yok. 8 Aralık'tan itibaren alt yapı ve üs yapı düzenli orduya ait vuruluyor. Bizim deklare ettiğimiz üs bölgemiz yok. Suriye'ye biraz saygılı olmamız gerekiyor. Onların da değerlendirmeleri duruşları önemli.
Trump, Cumhurbaşkanımıza saygı duyuyor. Cumhurbaşkanımızla kendisi arasında özdeşlik kuruyor. Bizim liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu başarılar, küresel lider oluşu, Trump gibi gerçek liderlik hususunda hassasiyet gösteren biri için örnek oluşturuyor. Cumhurbaşkanımızın da kendisine yönelik teveccühü var.
Liderlerin irade beyan ettiği bir konu. Ne zaman ve nerede olacağını şu an konuşuyoruz. Mümkün olan en kısa zamanda gerçekleşecek.
Takılmamızın bir gerekçesi vardı. Trump ve Cumhurbaşkanımızın görüşmesinden sonra başlatılan bir hareketin ivme kazandığını düşünüyorum. CAATSA bir kanun. Kanunda bir takım şeyler yapılması gerekebilir. Bu konuda hukukçular çalışıyorlar. ABD'deki yeni yönetim konuyu çalışıyorlar.
CAATSA meselesini bundan kaynaklıydı. CAATSA'nın başlangıç noktası S400'ler zaten. Şimdiki çözüm arayışımız bunu da içerecektir. Durduğumuz yer aynı. Bunu değiştirmiş durumda değiliz. Bunu değiştirsek ABD oradaki hukuki çerçeveyi değiştirmek durumunda kalmaz.
ABD'de yeni yönetim, Suriye dosyasını yeniden ele alıyor. Görüşünü oluşturmak için teker teker inceliyor. Onlara zaman vermek lazım. Bunlar yapılırken bir takım diplomatik adımların da atılması gerekiyor. PKK'nın ne olacağı meselesi ABD'nin en son derdi. Trump yönetimi bu konuyu değerlendiriyor. Bu noktada da temaslarımız devam ediyor.
Her şey kamuoyunu önünde cereyan ediyor. Çağrı yapıldı. Bu çağrıya uyulmasını bekliyoruz. Biz devlet olarak hiçbir zaman için kendi güvenliğimizi başkasının ne karar alıp almayacağına bırakmayız. Kurumlarımız bu yönde çalışıyorlar. Bunlar olayları sulhla çözme fırsatı olur. Biz bunu tercih ederiz ama bu olmuyor diye de kendi kabileyetlerimizi kullanmaktan geri durmayız. Bu konuyu çok detaylı konuşmak istemiyorum. MİT'i 13 yıl yönetmiş birisiyim, 2 yıldır da Dışişleri Bakanıyım. Bu konuya çok girmek istemiyorum. Siyaset merak için tartışılmamalı. Geçtiğimiz sefer de örgüt talimat almıştı. Örgütün dış ülkelerden aldığı talimat yöneticisinden aldığı talimatın önüne geçti. Bu ihtimal tabii ki şimdi de var. Ama dediğim gibi çağrı sürecini bekleyip görelim.
Suriye hükümeti çok yeni. Kendi hükümetini geçen hafta ilan etti. Gerçeklerle karşılaşıyorlar ve durumun farklılıklarını görüyorlar. Örgütün her zaman için anlaşıyormuş gibi görünüp anlaşmaması gördüğümüz bir şey. Bu hareket tarzına aşinayız. Suriye hükümetine bu konuda hassas ve dikkatli olması gerektiğini konusunda uyarılarda bulunuyoruz.
Irak'tan beklentimiz kafa karışıklığına gitmeden hassasiyet göstermesi gerekiyor. Sincar'ın temizlenmesi gerekiyor. Bağdat hükümeti ve Erbil'in sorumluluk alanları farklı olabiliyor. Bazıları bizimle Irak arasındaki konular. Bir de Bağdat ve Erbil arasındaki konular var.
Hamas başından beri sivil halkın çektiği zulmü gördükten sonra bir an önce ateşkese varılmasını arzu ediyor. Örgütsel hedeflerini bir kenara bırakarak, sivillerin acısının dinmesini istiyor. Biz de bunu söylüyoruz. Bunun için her türlü konuya evet diyorlar. Netanyahu, Hamas'ın bu çaresizliğini görüyor. Orada Filistinliler kaldığı sürece bir direniş hareketi üretilecek. Netanyahu bunu görüyor.
Bizim İsrail ile olan normalleşme şartlarını ortaya koyduk. Filistin de bunlardan bir tanesi. Bu ABD'ni çok umurunda olmayabilir. Biz Filistin konusunda çok netiz. Bütün kürenin tek başına çözemedi bir konu varsa bu daha büyük felaketin habercisi. Bence ABD bunu anlıyor. Gazzelilerin olmadığı bir yerde bu sorunun çözülme şansı yok. Bunu neden tartışıyorlar, anlamıyorum. Bunu daha önce söyledi ve bölgedeki ülkeler de gereken cevabı verdi. Oradaki insanlar orada kalıp şehit olmayı tercih ediyorlar. Bunun etkileri başka şekillerde kendilerini gösterecek. Orada toprağa düşen kan, başka gerçekliği besliyor. Bu gerçeklik ortaya çıktığı zaman bu kanın altında çok kişi kalır.
Ben ateşkes çağrısının çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bunu Türkiye gibi birçok ülke dillendiriyor. Bunu ABD baskısıyla başka ülkeler politika düzeyinde kabul ediyorlar. Trump bazı adımlar attı. Adımlar attıkça bazı detaylarla karşılaştı. Bu konuda irade devam ettikçe olumlu sonuçlar olacaktır diye düşünüyorum. Hem Ukrayna hem Rusya savaş yorgunluğu içerisindeler. Şuan adrenalin yüksek. Kayıpların farkında değiller. Savaş durduğundan kayıplarını görecekler. Önce ateşkese ulaşılması lazım. Rusya ve Ukrayna'nın bu konuda düşünceleri var. Bunlar çok yeni başlamış tartışmalar. Savaş uzun süredir devam ediyor. Herkes birebirinin pozisyonunu yeni öğreniyor. Bu konuda en çok fikri ve tecrübesi olan biziz. Biz bunu ilgili taraflara aktarıyoruz. Cumhurbaşkanımızın da bu konuda çok ciddi telkinleri var."