Başbakan Erdoğan Aydın'da halka seslendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Aydın İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, halka hitap etti.
Adnan Menderes'in memleketi Aydın'da bulunduklarını ifade eden Erdoğan, "Seçimde ya Menderes'in verdiği demokrasi mücadelesine sahip çıkacağız ya da onu şehit edenlerin yanında yer alacağız. Menderes, düşünceleri ile en çok da milletin kalbindeki sevgisi ile unutulmayacak" diye konuştu. Ege'nin evladı olan, gönüllerde silinmez bir yer edinen Menderes'i Anadolu'da ve Trakya'nın bir çok şehrinde yad ettiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle devam etti:
"Bugün, Menderes'in kendi memleketi Aydın'dayız. Burası Menderes'in doğduğu, büyüdüğü şehir. Yassıada'da yatarken en çok Aydın'ı, Çine'yi, Çine Çayı'nı özlemişti. 'Hayırlısıyla şuradan bir kurtulayım, memlekete döneceğim, oturacağım Çine Çayı'nın kenarına, söğüt ağaçlarının serinliğinin yüzümde dolanmasının bana getireceği saadetle yetineceğim' demişti. Merhum Menderes, bu özlemini gideremedi. Aydın'a, Çine Çayı'nın kenarına gelemedi. Bedenini yok ederken, onu Türkiye siyasetinden, milletin kalbinden de silip atmak istediler ama başaramadılar. Menderes, eserleriyle, düşünceleriyle, en çok da milletin kalbinde yer ettiği sarsılmaz sevgiyle unutulmadı, unutulmayacak. Onun muhabbettini, sevgisini yok etmek isteyen zihniyet CHP zihniyetiydi. İşte kardeşlerim, şimdi 30 Mart'ta CHP'ye verilecek her oy Menderes ve onun eserlerini, Menderes'ini verdiği mücadeleyi aynı zamanda yok farz etme anlayışı, zihniyetidir.
Merhum Menderes'i bugünlerde özellikle hatırlıyor, Menderes dönemini özellikle hatırlatmaya çalışıyoruz. Neden biliyor musunuz, merhum Menderes'e, Demokrat Parti'ye ne yapıldıysa, hangi oyunlar oynandıysa, hangi tuzaklar kurulduysa, şu anda birebir, tıpatıp aynı oyunlar tezgahlanıyor, aynı tuzaklar kuruluyor, 27 Mayıs öncesinde yapılanların aynısı bugün de yapılmak isteniyor. Milletin partisi Demokrat Parti'ye hangi saldırılar yapıldıysa, milletin partisi AK Parti'ye de bugün aynı saldırılar yapılıyor. Gazetelerin manşetlerine bakın, 27 Mayıs öncesi ile aynı manşetleri göreceksiniz. CHP'nin tavrına bakın, 27 Mayıs öncesindeki gibi aynı gerilim siyasetini yürüttüğünü göreceksiniz. İşverenlere, bazı sendikalara, bazı sivil toplum örgütlerine, bazı gençlik hareketlerine bakın. İnanın, birebir 27 Mayıs öncesinde ne varsa, bugün de aynısı var. O gün Menderes'e diktatör dediler, şimdi bana diyorlar. O gün Menderes'e hürriyet düşmanı dediler, bugün aynısını bana söylüyorlar. O gün Menderes'e gençleri öldürdü, öldürüyor dediler, aynısını bana söylüyorlar. Hatta Menderes'e 'kıyma makinelerinden geçirip, cesetlerini saklıyor' dediler. O gün de Menderes'e en alçakça yolsuzluk iftiralarını, en edepsiz iftiraları attılar. Aynını şu anda bana yapıyorlar. Kim, CHP'nin başındaki Kılıçdaroğlu ve avanesi." Erdoğan, 27 Mayıs müdahalesinden hemen sonra, 10 Haziran'da darbecilerin 5 kişi için bir cenaze töreni düzenlediğini söyledi.
Erdoğan, "Bugünkü CHP'nin düzenlediği törenler gibi. O da düzenliyor ya. Yeter ki bir kişi öldürülsün veya ölsün, onun cenaze törenini kaldırma görevini Kılıçdaroğlu üstlendi. O yapıyor bu işleri" şeklinde konuştu. Terör örgütü DHKP-C'nin "Ben öldürdüm" diye açıklama yaptığını, 42 kovan bulunduğunu belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun ise "Elektrikler söndürüldü, o karanlıkta bu hadise oldu, Hükümet bunu bulup çıkarmalı" dediğini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Olayın içinde olmayan, günahsız, 3 ay önce askerden gelen 22 yaşındaki Burakcan şehit oluyor, utanmadan, sıkılmadan bunun faturasını da Başbakan'a kesiyorsun. Dün bir yerde konuşuyor, 'Ne Burakcan'ı aradı, ne de onlar için başsağlığı diledi' diyor. Senin kulakların var duymuyorsun, gözlerin var görmüyorsun, sen de takiyye, yalan, iftira var. Akşam başka, sabah başkasın. Çünkü bunlarda yüz yok. İftiranın bini bir para bunlarda. Hayatını kaybetmiş bu 5 kişiye hürriyet şehitleri diyorlardı o zaman CHP'liler. İstanbul'dan başladı, Ankara'ya kadar, günlerce bu 5 kişinin bu cansız bedenini gezdirdiler. Sonra Anıtkabir'e defnettiler. Günlerce darbeciler bunlardan bahsetti, gazete bunları yazdı. 5 kişinin cansız bedeni üzerinden günlerce istismar yaptılar. CHP, bu 5 cansız beden üzerinden günlerce rant elde etmeye başladı. Bu 5 kişi, nasıl öldü: Biri 27 Mayıs darbesi sırasında, kendi askerinin kaza kurşunuyla öldü. Biri sabah darbeyi kutlamak için sokağa çıkan bir CHP'li babanın yanındaki 11 yaşındaki çocuktu. O da askerlerin yanlış ateşiyle ölmüştü. Bir diğeri 27 Mayıs öncesinde Adnan Menderes'e karşı yapılan gösterilerde seken kurşunla öldü. Bir diğeri Menderes karşıtı gösterilerde tankın üzerinde konuşurken düşüp ölmüştü. 5'incisi de darbeye hazırlık yaparken elindeki silahın patlaması sonucu öldü. 5'i de maalesef kazara ölmüştü. 5'inin ölümünde de hükümetin hiçbir sorumluluğu yoktu. Biri de 11 yaşında olan bu 5 kişiyi, adeta propaganda, reklam aracı yaptılar, 5 kişinin bedenleri, cesetleri üzerinden günlerce kara propaganda yaptılar. Bu ölümleri hem darbeyi kışkırtmak için kullandılar hem de darbe sonrasında Menderes'i karalamak için kullandılar. Çok büyük törenlerle 5 kişiyi Anıtkabir'e defnettiler. 1980 sonrasında, oradan kemiklerini çıkarıp ailelerine verdiler. Ne o olayı, ne o 5 kişiyi kimse hatırlamıyor. Maalesef kullanıldılar, ardından unutuldular, sonra bir torba içinde kemikleri ailelere verildi. CHP bu, zihniyet bu. Onun için diyorum, Aydın bir değişim, dönüşüm yapmak durumunda."
Erdoğan, CHP idaresinin, Aydın'da olmaması gerektiğini dile getirdi. Büyükşehir Belediye Başkanlığı Yasası'nı çıkardıklarında, CHP'nin buna karşı çıktığını ve, Anayasa Mahkemesi'ne götürerek, "Aydın'ın bir ucundan bir ucuna bu hizmetler nasıl gidecek?" dediğini söyleyen Erdoğan, "Anlamazlar, bilmezler bu işi. Onların bütün işi yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk. CHP'nin tarihine bakın ne görürsünüz, yolsuzluğu, yasakları, yoksulluğu görürsünüz" diye konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni CHP'den aldıklarında, şehirde su olmadığını, çöp dağları, hava kirliliği ve 2,5 milyar dolar borç bulunduğunu ifade eden Erdoğan, bu borcun 1,2 milyar dolara düştüğünü, çöp dağlarını ortadan kaldırdıklarını, susuzluğu 2 yılda giderdiklerini anlattı. Başbakan Erdoğan, CHP Belediyesi'nin İSKİ yolsuzluğuyla tarihe geçtiğini ifade ederek, "Ey Kılıçdaroğlu, aynaya bak. Sen kime iftira attığının farkında değilsin, aynaya bak da İSKİ'yi gör. 1994 öncesi ve 1994 sonrası İSKİ var" dedi.
Göreve geldikten sonra 4,5 yılda 1 milyon 250 bin aileye doğalgaz götürdüklerini dile getiren Erdoğan, "Farkımız bu. Bunlardan birşey olmaz. Kocaeli'nde ciddi bir orada da baraj yolsuzluğu oldu. Ne yaptılar, alavere dalavere, zamanaşımına uğrattılar, işi öyle yırttılar. Kim vardı, o zaman da bir paralel yapı vardı. Bugünkü paralel yapının markası farklıydı o zamankinin farklıydı" diye konuştu. Seçmenlerin sandıklara sahip çıkması gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Kuş uçurtmayacağız çünkü bunlar her türlü oyuna başvurabilirler. Herhangi bir numara mı var, hemen emniyete, güvenlik güçlerine haber verin, anında orada raporları tutturun" dedi.
İktidara geldikleri günden bu yana çetelerle kararlı biçimde mücadele ettiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu mücadeleden asla taviz vermeyeceğiz hiç endişeniz olmasın. En son çete paralel yapı. Bu çeteyi de bitireceğiz. Hiç endişeniz olmasın bunları tasfiye edeceğiz. Devletimize, ulusal güvenliğimize tehdit oluşturan bu yapıyı tasfiye edeceğiz, iki kere iki dört."
CHP'nin ayrımcı bir politika yürüttüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunlar ayrımcı. Kaymak takımın partisi bu CHP. Ne diyorlar? Beyaz Türklermiş onlar, biz de zenciymişiz. Ben kabul ettim. Eğer bu milletin hizmetkarı olmak zenci olmaksa ben zenciyim. Çünkü Allah, 'Ne beyazın siyaha ne siyahın beyaza üstünlüğü vardır' diyor. 'Üstünlük Hakk'a yakınlıkla ölçülür, belirlenir' diyor."