Bu da sivil andıç: 27 Mayıs cuntası ünlü isimleri tek tek fişlemiş
Türk demokrasi tarihinin kara günlerinden biri olan 27 Mayıs darbesini yapan cuntanın 28 Şubat sürecini hatırlatan andıçları ortaya çıktı. Adnan Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı davaları takip eden gazetecilerin ‘akreditasyon’ başvuruları üzerinden fişlendiğini gösteren tarihi belgelerde, bugün aynı zihniyetin yanında durmaktan çekinmeyen isimlerin akrabaları da var.
Tarihler 27 Mayıs 1960 tarihini gösterdiğinde milli iradeyi yok sayan cuntacılar dönemin başbakanı Adnan Menderes ve arkadaşlarını hükümetten indirdi. Aylarca süren yargılama sonucunda Adnan Menderes, Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan katledildi. Göstermelik davada hakaretlere, aşağılanmalara maruz kalan Adnan Menderes ve arkadaşları bugün demokrasi kahramanları olarak anılıyor. Ancak cuntacıların, o gün de bugün de aynı yöntemlere başvurduğnu hatırlatan yeni belgeler, demokrasi mücadelesinin kesintiye uğramaması gerektiğini gözler önüne seriyor...
YASSIADA YARGILAMASINDA GAZETECİLER FİŞLENDİ
Araştırmacı Dr. Rasim Koç’un arşivinden çıkan tarihi vesikalıklar da bu belgelerden biri. Koç’un “Günah Adası Yassıada” isimli albüm hüviyeti taşıyan kitapta “ÇOK GİZLİ” ibareli belgelere göre, Adnan Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı Yassıada’daki duruşmaları takip için sadece İstanbul değil: Ankara, Eskişehir, Denizli, Bursa, Balıkesir, Bilecik, Elazığ, Giresun, Erzurum gibi yurdun farklı noktalarından davaları takip etmek gazeteciler “akreditasyon” başvurusunda bulundu. Cunta yönetimi ise gazetecilerin başvuruları üzerinden fişleme yaptı. 28 Şubat postmodern darbesinde gazetecilerin andıçlanmasını hatırlatan fişleme belgelerinde dönemin birçok ünlü ismi bulunuyor.
DEMOKRAT PARTİ’NİN KAPISINDAN GEÇENLER ÇİZİK YEDİ
Abdi İpekçi, Hakkı Devrin, Fazıl Hüsnü Dağlarca , Altan Öymen, Oktay Ekşi, Tahir Kutsi Makal gibi gazetecilerin başvurunda hiçbir mahsur görmeyen cunta yönetimi geçmişte Demokrat Parti’nin kapısından geçenlere ‘çizik’ attı.
FİŞLENEN GAZETECİLERE NOT DÜŞÜLDÜ
Türkiye Gazetesi yazarı Fatih Selek, tarihe not düşen o belgeleri köşesine taşıdı:
Ankara Hâkimiyet’in sahibi Faruk Taşkıran’a "Devrim hareketlerinden evvel eski iktidarın methiyesini yaptığı duyulmuştur" notu düşülmüş. Ankara Telgraf Ticaret Postası sahibi Cahit Baydar için "Düşüklerin daima methiyesini yaptığı, Kızılay olayları sırasında sabık ve sakıt (milletvekili) Sezai Akdağ ile gençlik aleyhinde bulunduğu, resimler çektiği, boşboğaz, şımarık bir kimse olduğu söylenmektedir" denilmiş.
Merhum Osman Yağmurdereli'nin babası Trabzon Doğu Gazetesi sahibi Zeki Yağmurdereli'nin "Sakıt iktidarın faal elemanı olarak siyasi alanda her türlü faaliyeti gösterdiği..." belirtilmiş.
Bazı gazeteciler daha valiliklerin radarından geçememiş.
Bazı azınlık mensubu gazeteciler "Yunan emeline hizmet edebilecek karakterde, Ermenistan'ın kalkınmasını yazdı, aleyhimizde yazılar neşretti" gibi ifadelerle reddedilmiş.
En çok bilgi notu komünistler için düşülmüş.
LİSTEDE KİMLER YOK Kİ: YAŞAR KEMAL, AZİN NESİN, NİZAM PAYZIN…
Yaşar Kemal diye bildiğimiz Kemal Sadık Gökçeli için "Komünistliğinden şüphe edilmemektedir. Yaşar Kemal müstear adıyla gazetelerde yazı yazmakta ve eserler yayınlamaktadır. İnce Memet, Teneke ve Sarı Sıkacak adlı romanları vardır. Beyaz Mendil hikâyesi filme alınmıştır" denilmiş.
Aziz Nesin için "1941-1944 yılları arasında Kars Müstahkem Mevkii Kıtasında üsteğmen olarak çalışmış ve bu semtin savunma planlarının büyük bir kısmının krokilerini yapmıştır. Orduda hırsızlık yapıp mahkûm edilmiş olduğundan ihraç edilmiştir. Tanınmış bazı komünistlerle teması vardır. Solcu olarak tanınmaktadır" gibi ifadeler kullanılmış.
Şirin Payzın'ın babası Nizam Payzın için "Komünistliğinden şüphe edilmektedir" notu düşülmüş.
Şair Orhan Veli'nin kardeşi Adnan Veli Kanık için "1941 yılında Alman ve İtalyanlar lehinde casusluk yaptığından dolayı 30 sene hapse mahkûm edilmiş ve 1951 yılında af kanunundan faydalanmak suretiyle tahliye olunmuş bir kimsedir" şeklinde sözler sarf edilmiş.
‘KAVGALI’ GAZETECİLER İÇİN PARANTEZ AÇILDI
Bu arada Demokrat Parti ile "kavgalı" olan gazeteciler için de parantez açılmış.
CHP'li gazetecilerden Falih Rıfkı Atay'ın "1952 senesinde hükûmetin manevi şahsiyetini tahkir ettiği iddiasıyla adliyeye verilmiştir" diye belirtilmiş.İsmet İnönü'nün damadı Metin Toker için "Akis mecmuasında yazdığı yazıdan dolayı adliyeye verilmiştir ve mahkûm edilmiş bulunmaktadır" denilmiş. Anlayacağınız darbeciler "gazeteci nasıl fişlenir" dersi vermiş!..