Can Atalay'ı ziyaret eden Kılıçdaroğlu'ndan ilk açıklama! TBMM Başkanı'na çağrı yaptı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu​, 14 Mayıs seçimlerinde Hatay​'dan milletvekili seçilen ancak cezaevinde tutuklu olduğu için Meclis'e giremeyen Türkiye İşçi Partisi​ (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ı ziyaret etti. Yanındaki heyetle birlikte Silivri Cezaevi'ne giden Kılıçdaroğlu, ziyaretin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Can Atalay​'ın hükümlü değil tutuklu olduğunu hatırlatan ve haksız bir şekilde içeride tutulduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş'a çağrı yaptı. Kılıçdaroğlu, Can Atalay'ın Meclis'e gelmesi için Kurtulmuş'un da mücadele etmesi gerektiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Kendisini dinledim, 4 konuyu gündeme getirdi. Öncelikle ziyaretten dolayı çok heyecanlandığını söyledi. Buradan çıktıktan sonra ilk işinin deprem bölgesi Hatay'a gitmek olacağını söyledi. Davanın çok haksız oluğunu, içeride boşu boşuna tutulduğunu söyledi. Yapılan haksızlıkları tek tek anlattı. Gerçekten inanılır gibi değil. Her halükarda cumhuriyeti ve demokrasiyi savunacağını dile getirdi.

ZİYARETİN AMACINI AÇIKLADI

Biz de buraya gelişimizin temel nedeninin milletin iradesine sahip çıkmak olduğunu kendilerine aktardık. Çünkü Can Atalay hükümlü değil, tutuklu. Yani hakkında herhangi bir mahkeme kararı yok. Tutuklu olduğu zaman milletvekili seçilmek için dilekçe veriyor, sabıka kaydı alıyor. Cumhuriyet savcılığından aldığı 'sabıkası yoktur' yazısını YSK'ya götürüyor. YSK'daki 11 yargıç Can Atalay'ın milletvekili olma hakkının olduğunu onaylıyor ve kendisi Hatay'dan aday olup seçiliyor.

TBMM'ye gelip yemin etmesi gerekiyor. İsmi okunuyor ama kendisi orada olmadığı için yemin edemiyor. Arkasından TBMM'de tüm milletvekillerinin oylarıyla insan hakları komisyonuna seçiliyor. Allah aşkına bu nasıl bir demokrasi anlayışı? Can Atalay hapiste, TBMM'de görevli milletvekilleri onu insan haklarından sorumlu komisyona seçiyorlar. 

Buraya gelişimin temel sebebi TBMM iradesini kamuoyuna duyurmaktır. Hiç kimse milletin oylarıyla seçilmiş bir milletvekilini, hüküm giymemiş bir milletvekilini TBMM'nin iradesini dışlayarak cezaevinde tutamaz. Bu doğru değil. Bu görev en çok kime yakışırdı? En çok CHP'ye yakışırdı çünkü bu ülkeye demokrasiyi getiren parti biziz. Eğer demokrasiyi getirdiysek demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla yaşatmak zorundayız. 

TBMM BAŞKANI'NA ÇAĞRI

Buradan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a çağrı yapmak istiyor. Bugün 'Meclis'in iradesi belli oldu' diye açıklamalar yapmış. Benim Sayın Başkandan beklentim şudur. Bu konuda AYM'nin verdiği benzer bir karar var. O kararı alacak, üstüne bir dilekçe yazacak, bu AYM kararının gereğinin süratle yerine getirilmesi için Adalet Bakanlığına bir yazı yazacak. Yani 'ben yerimde oturayım, milletvekili içeride tutuklu ama ben de buraya gelmesini istiyorum' diyerek olmaz. Meclis'e gelmesi için mücadele edecek bir numaralı aktörün TBMM Başkanı olması gerekiyor.

Bakın şu hapishanede gazeteciler var. Olmaz arkadaşlar. İnsanlar düşüncelerinden ötürü hapse atılmaz. 21. yüzyıldayız Ortaçağ'da değil. Avukatlar, milletvekilleri, hukukçular, gazeteciler içeride. Yeter ya, yeter artık. Bu milletin de biraz yüzü gülsün, neşelensin artık.

Buraya gelişimin nedenlerinden biri de şu; hiç kimsenin karamsarlığa kapılma hakkı yoktur. Hepimizin bu haklı mücadeleye katkı vermesi lazım. Katkıyı da en çok medyadan bekliyorum."