Çavuşoğlu, 'Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne katkısı artacak'
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi'ne yıllık katkısını 33 milyon avroya çıkaracağını, böylece 47 üye ülke arasında konseye en fazla katkı yapan altıncı ülke konumuna geleceğini bildirdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland'ın Ankara'da düzenlenen 7. Büyükelçiler Konferansı'ndaki konuşması öncesinde söz aldı. Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin kurucu üyelerinden biri olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, konseye en fazla katkı sağlayan ülkeler (Grand Payeur) arasında yer almak istediklerini açıkladı.
Türkiye'nin Avrupa Konseyi için hali hazırda yıllık 13 milyon avro sağladığı bilgisini veren Çavuşoğlu, bu miktarı yaklaşık 33 milyon avroya çıkaracaklarını, böylece Türkiye'nin en fazla katkı yapan altıncı ülke olacağı söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin BM'ye de en fazla katkı yapan ülkelerden biri olduğunu ifade etti ve Türkiye tarafından yapılan resmi kalkınma yardımlarının 3,3 milyar dolara, insani yardım miktarının ise 1,6 milyar dolara yükseldiğini söyledi.
Türkiye'nin rolü artacak
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ise 7. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, kariyeri boyunca pek çok Türk diplomat ve büyükelçi tanıdığını, Türk diplomatik servisinin dünyanın en iyi, en saygın ve en profesyonellerinden biri olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin en sağlam üyelerinden bir olduğunu kaydeden Jagland, Türkiye'nin konseye en fazla katkı sağlayan ülkelerden olmak istemesinin çok güzel bir haber olduğunu belirtti. Jagland, bu adımla birlikte Türkiye'nin Avrupa Konseyi Sekreterliği'ndeki üye sayısının ve Parlamenterler Meclisi'ndeki delegasyon üye sayısının artacağını, dolayısıyla Türkiye'nin Avrupa'daki rolünün artacağını dile getirdi.
Avrupa'nın Türkiye'ye, Türkiye'nin de Avrupa'ya ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Jagland, Türkiye'nin hem Avrupa'nın sıcak ve problemli bir bölgedeki komşusu, hem de Suriye, Irak ve İran'ın komşusu olması ve bölgedeki rolü sebebiyle önemli olduğunu, AB'deki haklı yerini alması gerektiğini söyledi.
Avrupa Birliği'nde 70-80 milyon kişinin iç pazara dahil edilmesine kimin 'hayır' diyebileceğini soran Jagland, "Eğer bu özel bir şirket olsaydı 70-80 milyon kişiye kim 'hayır' diyebilirdi" ifadesini kullandı.
Jagland, "Avrupa kıtası için oldukça önemli olan, çatışma ve savaşlara sebep olmuş insan hakları, azınlık hakları ve dini özgürlükleri garanti altına almalıyız ve birlikte hareket ederek yeni anlaşmazlıkları ve yeni savaşları önlemeliyiz" dedi.
Türkiye'nin kilise inşa kararı Avrupa'ya mesaj
Türkiye'nin İstanbul'da yeni bir Hristiyan kilisesinin inşasına izin vermesinin çok önemli bir işaret olduğunun altını çizen Jagland, kilisenin Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana inşa izni verilen ilk kilise olduğunu kaydetti.
Almanya'daki yabancı düşmanlığı eğilimlerini ve İslam karşıtı büyük gösteriler yapıldığını hatırlatan Jagland, Alman liderler, sosyal demokrat liderlerin buna ciddi tepki verdiklerini söyledi. Türkiye'nin kilise inşası konusundaki tutumunun Avrupa'ya dini özgürlükler, azınlık hakları konusunda önemli bir mesaj vereceğini dile getirdi. Jagland, şöyle devam etti:
"Avrupa'daki ekonomik ve sosyal duruma dair hepimiz çok endişe verici işaretler görüyoruz. Pek çok Avrupa ülkesinde işsizlik artıyor. Artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı eğilimleri, İslamofobi temelli düşünceler çok tehlikeli bir karışım oluşturuyor. İnanıyorum ki bunlar demokrasiye karşı da büyük bir tehlike. Yaygın ve giderek daha da yaygınlaşan yolsuzluk görüyoruz. Demokratik kurumlara güvensizlik var. Halletmemiz gereken çok şey var. Çıkardığım sonuç, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve tüm sistemi güçlendirmemiz lazım."
Sözleşmenin üye ülkelerin sorumluluklarını yerine getirmeleri için oldukça iyi bir mekanizma tesis ettiğini dile getiren Jagland, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) 800 milyon kişinin başvuruda bulunduğunu söyledi. Jagland, AİHM'ye bireysel başvuru olmaması durumunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin çökeceğini, bu yüzden rolünü güçlendirmenin oldukça önemli olduğunu belirtti.
Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapma hakkı getirildiğini hatırlatan Jagland, Türkiye'nin daha önce AİHM'de görülmeyi bekleyen dava sırasında listenin en tepesinde olduğunu ancak artık AİHM'ye götürülen dava sayısında azalma görüldüğünü ve listede dördüncü sıraya gerilediğini aktardı.
Jagland, AİHM kararlarının uygulanmasının Türkiye açısından önemli olduğunun altını çizerek, AİHM kararlarının çoğunun Türkiye'deki sistemsel problemler, toplanma özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve yargı konularıyla ilgili olduğunu kaydetti. Genel Sekreter Jagland, AİHM kararlarının uygulanmasının bu alandaki gerekli reformların yapılmasına ve AİHM'ye başvuru sayısının azalmasına da yol açacağını kaydetti.
"Türkiye'nin parlak geleceği, Avrupa'nın parlak geleceği"
Türkiye'nin Avrupa'ya ait olduğunu ve tüm kurumlarıyla Avrupa'ya entegre olmasının herkesin yararına olduğunu vurgulayan Jagland, "Eğer Türkiye parlak bir geleceğe sahip olmazsa Avrupa için de parlak bir gelecek yok" diye konuştu.
Jagland, Türkiye'nin 1,5 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapmasından da takdirle bahsetti ve ülkesi Norveç'in de yer aldığı İskandinavya'da 5-10 bin sığınmacının bile halk ve siyasetçiler arasında büyük bir "yaygaraya" sebep olacağını kaydetti.
Suriye'de dördüncü yılına giren iç savaş nedeniyle 200 bin kişinin öldüğünü, 1,5 milyon kişinin Türkiye'ye milyonlarcasının da Ürdün ve Lübnan'da sığınmak zorunda kaldığını hatırlatan Jagland, "Bu İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyadaki en büyük skandal" diye konuştu. Jagland, bunun uluslararası sistemin çalışmadığının bir göstergesi olduğunu belirtti.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Birleşmiş Milletler'in, anlaşma gereği üye ülkelerin barışı ve güvenliğinden sorumlu olduğunun altını çizen Jagland, "Güvenlik Konseyi harekete geçemiyor, BM Anlaşması'ndaki zorunluluğunu yerine getiremiyor. Bunun sonuçlarının olması lazım" dedi.
Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne katkısı
Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne yapacağı yıllık katkının 13 milyon avrodan yaklaşık 33 milyon avroya yükselmesiyle hali hazırda beş olan en fazla katkı yapan ülke sayısının altıya çıkacağı öğrenildi. Katkı listesindeki ilk beş ülke İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Rusya olarak sıralanıyor.
Türkiye'yi 47 üye ülke arasında ayrıcalıklı konuma getirecek adımın aynı zamanda ciddi bir prestij kazancı olacağı, bunun yanında ilave hak ve yükümlülükler getireceği belirtildi.
Türkiye'nin BM bütçesine katkısı da 2013-2015 döneminde kapsamlı biçimde artarak 21 milyon dolardan 63 milyon dolara yükseldi. Böylelikle Türkiye, BM'ye en fazla katkı yapan ülkeler sıralamasında 16'ıncı sırayı aldı.