Cumhurbaşkanı Erdoğan: NATO ülkelerinin yapamadıklarını yaptık
Alman Şansölyesi Olof Scholz ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Alman gazetecinin "Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılacak mısınız" sorusuna, "NATO ülkelerinin yapmadıklarını biz Rusya'ya rağmen yaptık. Biz şu anda 50 tırı Ukrayna'ya gönderdik, göndermeye de devam ediyoruz" cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Şansölyesi Olof Scholz ile baş başa görüştü. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı gerçekleştirildi. Erdoğan, Alman gazetecinin "Türkiye Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılacak mı" sorusuna, "Yaptırımlara gelirsek; BM içerisinde ne gerekiyorsa biz onu yaptık. NATO ülkesinin yapmadıklarını biz Rusya'ya rağmen Ukrayna'ya desteklerimizi sürdürdük. Biz şu anda 50 tırı Ukrayna'ya gönderdik, göndermeye de devam ediyoruz" cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmaya kendisini dinleyenleri selamlayarak başladı.
Dost ve müttefik Almanya Federal Cumhuriyeti'nin Şansölyesi Scholz'ün Türkiye'ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, Scholz ve heyetine bir kez daha "Hoş geldiniz" dedi.
Son derece dinamik ve güçlü olan Türk-Alman ilişkilerinin boyutları ve yoğunluğunun emsalsiz olduğunu vurgulayan Erdoğan, Scholz ile yakın diyalog ve iş birliğini sürdürmekte kararlı olduklarının altını çizdi.
Erdoğan, görüşmede siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel her türlü konuyu ele aldıklarını ifade ederek, bunun yanında, şu anda sadece bölge değil, dünya gündemini işgal eden Rusya-Ukrayna konusunu da ağırlıklı değerlendirme fırsatını bulduklarını aktardı.
KALICI ATEŞKESİN TESİSİ İÇİN ÇABALAYACAĞIZ
Ukrayna ve Rusya bağlamındaki gelişmelerin dikkat çekici olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
NATO müttefiki iki ülke olarak müşterek görüş ve endişelere sahip olduğumuzu özellikle teyit ettik. Bir yandan Avrupa güvenliğine yönelik zaruri önlemleri alırken, diğer yandan çözüme yönelik diplomatik çabaların hızlandırılması gerektiği hususunda mutabık kaldık. Türkiye olarak tarafları bir araya getirme ve diyaloğun tesisi noktasında önemli ilerlemeler kaydedilmesine yardımcı olduk.
Gayretlerimiz sonucu Rus ve Ukrayna Dışişleri Bakanları, Dışişleri Bakanımın da katılımıyla Antalya'da bir araya geldiler. Savaşın devam ettiği bir ortamda bu toplantının düzenlenmesi bile diplomasinin hanesine kaydedilmiş önemli bir başarıdır. Kalıcı ateşkesin tesisi konusundaki çabalarımızı yılmadan sürdürmeye devam edeceğiz.
Bugün yaptıkları görüşmelerde, gündemdeki ikili ve diğer birçok meseleyi de değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, içinden geçilen bu çalkantılı dönemde, Almanya ile mevcut yüksek düzeyli istişare mekanizmalarının canlandırılması gerektiğine inandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısının da Dışişleri Bakanlarının yapacakları görüşmeler sonrası gelecek günlerde gerçekleştirileceğini dile getirdi.
AVRUPALI TÜRKLERİ TEŞVİK ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ
G-20 üyesi ülkeler olarak, ekonomik ortaklığı yeni küresel düzende daha da ileri taşımanın, Türkiye ve Almanya'nın ortak menfaatine olacağını vurgulayan Erdoğan, şunları ifade etti:
Almanya, Türkiye'nin ihracatta ilk ve ithalatta ikinci sıradaki ortağıdır. 2020 yılında 38 milyar dolar civarında gerçekleşen ikili ticaret hacmimiz, 2021 yılında 41 milyar doları aşmış vaziyette. Bu rakamı, kendilerine de ifade ettim, inşallah 50 milyar dolara taşımakta kararlıyız. İş birliğimizin yenilenebilir enerji, iklim değişikliği ile mücadele, yeşil dönüşüm, yapay zeka ve dijitalleşme gibi yeni alanlarda da yoğunlaşmasının, bu hedefe ulaşmamıza yardımcı olacağına inanıyorum. İlişkilerimizin önemli bir vehçesini de insani boyut teşkil ediyor.
Turizmde bu sene salgın öncesi dönemin rakamlarının yakalanmasına özellikle çalışıyoruz. Malum bizim turizmdeki etkin iki ülkemiz bir Rusya, iki Almanya. Ve Almanya ile olan bu turizmdeki münasebetlerimizi yine aynı kararlılıkla devam ettireceğimize inanıyorum.
Almanya'daki 3 milyonluk Türk toplumunu, iki ülkeyi birbirine daha da yakınlaştıran ortak bir zenginlik olarak gördüklerini dile getiren Erdoğan, geçen yıl ekim ayında Türkiye-Almanya İşgücü Anlaşması'nın 60'ıncı yılının idrak edildiğini hatırlattı.
Bu yıl dönümünün, Almanya'nın kalkınmasına, çok kültürlü ve müreffeh bir ülke haline gelmesine önemli katkı sunan Türklerin emeklerinin bir kez daha takdir edilmesi bakımından güzel bir fırsat olduğuna işaret eden Erdoğan, Kovid-19 salgını ile mücadelede Özlem Türeci ve Uğur Şahin'in hem Almanya'nın hem de Türkiye'nin gururu olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı vesilesi ile Türeci ve Şahin'i tebrik ederek, bundan sonra da Avrupalı Türkleri her alanda teşvik etmeyi sürdüreceklerini söyledi.
TÜRKİYE ANAHTAR ROLE SAHİP
Almanya ile bölgesel konularda yakın iş birliği içerisinde çalışmayı önemsediklerinin altını çizen Erdoğan, "Bölgemizdeki son gelişmeler, Türkiye'nin başta güvenlik ve enerji olmak üzere, birçok alanda anahtar role sahip olduğunu ispatlamıştır. Almanya'nın Avrupa Birliği içinde lider konumdaki ülkelerden biri olduğu tartışmasızdır, şüphesizdir. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin ilerletilmesinde Alman dostlarımızın yapıcı tutum ve desteğinin devam edeceğine inanıyorum" dedi.
Özellikle eğitim-öğretim alanında İstanbul'daki Türk Alman Üniversitesinin çok önemli, ciddi bir sıçrama tahtası olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bunu da Sayın Şansölye ile özellikle görüştük. O da Türk-Alman Üniversitesinde bir ilahiyat fakültesi kurulması ama aynı şekilde Türk-Alman Üniversitesinin Almanya ayağının da tensip edecekleri eyalet veya şehir orada hemen süratle onun adımının da atılmasını ben kendilerine de teklif ettim. Zaten sözleşmenin altyapısında, içeriğinde de bu var, mevcut ve bu adımı da atmak suretiyle bir an önce Almanya ayağında da bir Türk Alman Üniversitesini kurmamız, oradaki özellikle ilahiyat konusunda da bir açığın giderilmesinde çok fayda sağlayacaktır.
Ve bu konuyla ilgili olarak da Sayın Şansölye bunu da inceleyecekler ve adımı buna göre atacağız. Ve ben, özel temsilciler noktasında da iki arkadaşımızı görevlendirdim. Daha önce yine görevli olan İbrahim Kalın Bey görevine devam edecek ama İbrahim Kalın Bey ile bir de Çağatay Bey de milletvekilimiz yine bu çalışmayı yürütecekler. Aynı şekilde Sayın Şansölye de görevlendireceği iki kişiyle bu adımları atmış olacağız.
GÖRÜŞME SAMİMİ BİR HAVADA GEÇTİ
Şansölye Scholz'un açıklamalarının ardından da konuşan Erdoğan, "Sayın Şansölye'nin samimi, gönlünü açmak suretiyle yaptığı değerlendirmeleri her iki ülke açısından da önemli buluyorum. Bu bakımdan yaptığımız görüşme hakikaten çok samimi bir hava içerisinde geçti. Bundan sonraki süreçte de özellikle Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı öncesinde tabii ilgili bakan arkadaşlarımızın yapacakları çalışmalar, bizim özel temsilcilerimizin muhataplarıyla yapacağı görüşmelerle bir ön hazırlık yapılacak ve Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısına da inanıyorum ki çok daha farklı bir şekilde gitme imkanını bulacağız." ifadelerini kullandı.
50'Yİ AŞKIN TIRI UKRAYNA'YA GÖNDERDİK
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siz, askeri iş birliğinden bahsettiniz, Şansölye, NATO partnerlerinin birlik olması gerektiğini söyledi. Siz Rusya'dan hala silah alacak mısınız? Bunun dışında Batı'nın yaptırımlarına katılacak mısınız?" şeklindeki soru üzerine, şunları söyledi:
Askeri derken NATO'daki iş birliği ne demektir? NATO'daki iş birliği aynı zamanda askeri dayanışmanın teşekkül ettiği bir kurumdur NATO. Burada ağır silahlardan tutunuz da uçaklara varıncaya kadar her şeyi NATO'da ne yaparsınız? Kullanırsınız. Biz şu anda NATO'da Almanya'yla iki ortağız, iki önemli NATO ülkesiyiz. Dolayısıyla herhalde bunu aramızda değerlendirmek, hele hele bu süreçte büyük önem arz etmektedir. İki NATO ülkesi olarak birlikte neler yapabiliriz, ne gibi eksiklerimizi yine aynı şekilde gideririz, bunun değerlendirmesini yaptık.
Türkiye'nin Rusya'dan aldığı silahlara ilişkin ise Erdoğan, "Bugüne kadar tabii aldığımız silah veya silahlar var, şu andaki şartlar içerisinde gelecek ne gösterir onu şu anda konuşmak herhalde erken olur ama şartlar ne getirir, ne götürür bunu görmemiz lazım." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz Sayın Zelenskiy ile de Sayın Putin ile de dostluğumuzu aynen korumak durumundayız. Ancak şunu da söyleyeyim; yaptırımlara gelince, Birleşmiş Milletler kuralları içerisinde ne gerekiyorsa biz şu ana kadar onu yaptık ve NATO üyesi ülkelerin yapmadıklarını biz Rusya'ya rağmen Ukrayna'ya yaptık, o desteğimizi sürdürdük. İnsani yardımlarımızı da yine aynı şekilde şu anda 50'yi aşkın tırı biz Ukrayna'ya gönderdik, göndermeye de devam ediyoruz." diye konuştu.
TÜRKİYE'YE MONTRÖ TEŞEKKÜRÜ
Olof Scholz'un açıklamalarından önemli bölümler şu şekilde:
Savaş yaşanan bir dönemde bir araya geliyoruz. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı devam ediyor. Yaşanan büyük acıların haberlerini alıyoruz. Haberleri izliyoruz. Orada hayatları parçalanan insanları görünce endişeleniyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı ve ben, saldırı konusundaki endişeler konusunda hemfikiriz. Siviller için güvenli koridorların sağlanması gerekir. Tehlikeli bölgelerden çıkalabilmeleri için.
İki ülkenin cumhurbaşkanları ile yaptığımız görüşmeler hakkında bilgi alışverişinde bulunduk. Bu görüşmelerin sürdürülmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Sonuçların elde edilmesi ve silahların susması en önemlisi.
Türkiye'de de iki ülkenin dışişleri bakanları arasında görüşmenin olması çok yararlı olmuştur. El birliğiyle kaçan insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. 1.7 milyon mülteci Polonya'ya geldi.
Almanya'ya yüz binden fazla mülteci geldi. Bu sorumluluk hepimizde. Hepimiz destek olmalıyız.
Ukrayna'nın kendisini savunmasını istiyoruz. Bunu silah, maddi yardımla yapıyoruz. Montrö Anlaşması uyarınca, boğazların savaş gemilerine kapatılmasının, krizin büyümesine engel olduğunu düşünüyoruz. Bunun için teşekkür borçluyuz.