Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 5.Türk Patent Ödülleri töreninde konuştu.
Türkiye'nin gelişimine katkıda bulunan iki ürün havuzunu zenginleştiren herkesi bu ülkeye ve millete en büyük hizmet verdiğine inanıyorum. Türkiye'de patent meselesi özel önem verdiğim bir konu. Arkasında çok büyük emek, alınteri, birikim ve marifetin olduğu bu çalışmaların ödülle değerlendirilmesini çok çok isabetli buluyorum. Bizim kültürümüz marifeti iltifat ile taçlandırılmasını tavsiye eder. Hayatlarını patent, marka, tasarım çalışmalarına adayan mühendislerimizi kendi elleriyle buldukları KOBİ'lerinde, üniversitelerde buluş yapmak için labaratuvarlarına kapanan akademisyenlerimizi, özgün tasarımcıları gönülden selamlıyorum. Onların heyecanı, yenilik üretme arzusu olmasaydı yeni Türkiye'nin inşasına dair umutlarımız bu kadar güçlü olamazdı. Bu başarıların diğer firma ve kuruluşlara da örnek olmasını diliyorum. Türkiye sınai mülkiyet alanında son 13 yılda sizlerin katkılarıyla büyük mesafe katetti.
Türkiye yerli patent başvurusunu yüzde 13 oranında arttırdı. Yerli patent başvuru sayımız yüzde 23 oranında artış gösterdi. 853 uluslararası patent başvurusu yaptık. Diğer ülkelerin yüzde 1-2 oranındaki artışları, hatta küçük azalmaları bile yeterli gördüğü ortamda Türkiye olarak elde ettiğimiz bu başarı bizi umutlandırıyor ama asla tatmin etmiyor. Biz ülke olarak sınai mülkiyet alanında küresel yarışa geç başladık. Bu yarışı rekabet halinde olduğumuz ülkelere göre pekçok dezavantajla sürdürüyoruz ama başarıyoruz. Bu dönemde patent başvuru sayımızın 13 katına patent tescil sayımızın 23 katına çıkması aldığımız mesafenin büyüklüğünü gösteriyor. 40 bini aşan tasarım başvurusunda Türkiye, Avrupa'da ikinci dünyada ise dördüncü sayıda yer alıyor. Marka başvurularında 2011'den bu yana Avrupa'da en fazla marka başvurusu yapan ülkenin Türkiye olduğunu görüyoruz. Bu veriler Türk insanının kendi markasını oluşturma arzusunu, girişimci ruhunu açık bir şekilde ortaya koyuyor.
İHRACAT 500 MİLYAR DOLARA ULAŞMADAN BİZE RAHAT YOK
Büyüyen, gelişen, sağlam adımlarla ilerleyen Türkiye gerçeğini artık tüm dünya görüyor. Son 3 yıl yaşadığımız sorunların bu durumdan bağımsız olmadığını düşünüyorum. Ülkemizin üzerinde bazı oyunlar oynanıyorsa, bu oyunların arkasında işte bu sıçrama var. Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi ve son günlerdeki olayların bu sıçrama ile ilgisi olmadığını söylerse onun idrakinden şüphe ederim. Türkiye artık eski Türkiye değil. Ayağına her çelme takıldığında yere kapanan, istikrarı pamuk ipliğine bağlı Türkiye artık yok. 2023 hedeflerine Allah'ın izniyle mutlaka ama mutlaka ulaşcağız. Bize destek veren herkes milletimizin gönlünde hakettiği yeri alacaktır. Küçük başarılarla yetinmemiz, rehavete kapılmamız asla sözkonusu olamaz. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmeden kendimizi gerçek başarıya ulaşmış saymayacağız. İhracatımızı 500 milyar dolara ulaştırmadan bize rahat yok. Savunma sanayi ürünleri, uçağını, otomobilini, kendi yazılımlarına sahip olmayan bir Türkiye yeni Türkiye olamaz.
Bu konuda hepimize çok büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Bu alanda çalışan herkese sesleniyorum; ilk çeyrek itibarıyla çok olumlu sinyaller aldığımız 2016 yılında sınai mülkiyette çok daha büyük sıçramayı hep birlikte gerçekleştirelim. Yapısal reformlar hayata geçiriliyor, sınai mülkiyet sisteminin bugünün değil yarının Türkiyesine göre hazırlanıyor. Türk Patent Enstitüsü, 2000'lerin başında kendisine başvuruları incelemediği için Avrupa'ya gönderiyordu. Bugün aynı kurumumuz uluslararası patent araştırma ve inceleme jurisi olarak kabul edilme seviyesine gelmiştir. Özellikle tarihi ve kültürel bağlara sahip olduğumuz ülkelerin sınai mülkiyet alanındaki ihtiyaçlarını hissederek onlara gereken takviye ve desteği sağlamamız gerekiyor. Ülkemiz sınai mülkiyet sistemi açısından kritik önem arzeden konulardan biri de hukuki bir altyapıdır. Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı'nın geçtiğimiz günlerde TBMM'ye sevkedilmiş olmasından da büyük bir memnuniyet duyuyorum. Yeni kanun sınai mülkiyet başvurularında kaydedilen artışların değere dönüşmesine katkı sağlayacak önemli düzenlemeleri de beraberinde getiriyor.
Sınai mülkiyet kanununda özel yer verilen coğrafi işaretler bize ecdadımızın emaneti olan ülkemizin kültürüne, tarihine, coğrafyasına daha iyi sahip çıkmamızı da sağlıyor. Bugünü kadar yürütülmekte olan çalışmalar sayesinde pekçok il, ilçe ve yöremiz daha fazla tanınıyor ve ziyaret ediliyor. İllerimizdeki vali, belediye başkanı, ticaret ve sanayi odalarımıza, sivil toplum kuruluşlarımıza büyük sorumluluk düşüyor. Coğrafi işaret ve markalaşmak konusunda Aydın ve Antalya'ya ödüllerini takdim edeceğiz. Dışarıda onların başarılı ürünlerini gördüm. Birazdan coğrafi işaret farkındalığı sağlayan bir firmamıza ödül takdim edeceğim. Önümüzdeki dönemde bir yandan halen 189 olan tescilli coğrafi sayımızı arttırırken diğer yandan tüm coğrafi işaretlerin dünya çapında bilinmesini sağlayacak çalışmaları arttırmalıyız. Geçmişte sahip çıkmadığımız pekçok değerimizin başkaları tarafından uluslararası patentler yoluyla nasıl sahiplenildiğini hatırlıyoruz. Artık bu ayıbı ortadan kaldırmak durumundayız. Şehirlerimiz Türkiye markasını tescilli hale getirmelidirler.
