Davutoğlu, '2016 Reform ve AB odaklı yıl olacak'
Başbakan Davutoğlu başkanlığında dün yapılan 'Avrupa Birliği Reform Eylem Grubu' toplantısının sonuç bildirisi yayınlandı. Bildiriye göre, 2016 'Reform ve AB odaklı yıl' olacak.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında cuma günü Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği (AB) Bakanı Volkan Bozkır, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İçişleri Bakanı Efkan Ala ile bazı bürokratların katılımıyla yapılan "Avrupa Birliği (AB) Reform Eylem Grubu" toplantısının sonuç bildirisi yayınlandı. AB Bakanlığı resmi internet sitesinde yayınlanan bildiride, "Hükümetimiz bugüne kadar gerçekleştirilen köklü dönüşümler zemininde ve 2023 hedeflerimiz doğrultusunda inşa edeceği yeni reformlarla vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerini genişletmeye devam edecektir" denildi.
Reform sürecinin başlıca itici unsurlarından birinin AB'ye üyelik hedefi olduğu vurgulanan bildiride, Türkiye'nin AB'ye katılım yolundaki iradesinin hiçbir zaman dönemsel olmadığına, tercih ve iradenin stratejik bir yaklaşımın sonucu olduğuna işaret edildi.
Türkiye-AB ilişkilerinde, karşılıklı güven temelinde yeni bir dönem açılarak, bu dönemin iyi değerlendirilmesi bakımından Türkiye'nin üzerine düşeni kararlılıkla ve sonuç alıcı adımlarla yapacağı vurgulandı. Bildiride şu ifadelere yer verildi:
"64. Hükümet Programı, Hükümetimiz tarafından 10 Aralık 2015 tarihinde açıklanan Eylem Planı ve bu çerçevede güncellenecek olan AB'ye Katılım İçin Ulusal Eylem Planı, 2016 yılının 'Reform ve AB Odaklı Yıl' olacağının en güçlü işaretleridir. Reform Eylem Grubu üçüncü toplantısı iki gündem maddesi etrafında şekillenmiştir. Toplantımızda ilk olarak, vatandaşlarımızın Schengen bölgesine seyahatlerinde Ekim 2016 tarihi itibariyle vizeden muaf olmaları hedefi çerçevesinde yapılması gerekenler ele alınmıştır. Bu bağlamda, Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması ve Vize Serbestisi Yol Haritası kapsamında hayata geçirilmesi gereken yasal düzenlemelerle operasyonel tedbirler görüşülmüştür. Söz konusu öncelikli düzenlemeler, 10 Aralık 2015 tarihinde açıkladığımız Hükümetimizin Eylem Planı'nda önemli ölçüde yer almaktadır."
Vizesiz seyahat eylem planı
Bildiride Türk vatandaşlarının, Schengen bölgesine vizesiz seyahatini temin için Eylem Planı'nda yer alan tedbirler ve bu tedbirleri tamamlayıcı mahiyette atılması için gereken diğer öncelikli adımlar şu şekilde sıralandı:
- Kişisel Verilerin Korunması Kanunu,
- Siyasi Etik Kanunu,
- İnsan ticaretinin önlenmesi ve mağdurların korunmasına ilişkin mevzuat düzenlemesi,
- Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan Üçlü Temas Merkezi Anlaşması'nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun,
- Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulma Sürecinde Bireylerin Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve 181 sayılı Ek Protokolü'nün Uygun Bulunduğuna Dair Kanun,
- İnsan Ticaretine Karşı Eyleme İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Uygun Bulunduğuna Dair Kanun,
- Suç Gelirlerinin Aklanması, Araştırılması, El Konulması ve Müsaderesi ile Terörizmin Finansmanı Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Uygun Bulunduğuna Dair Kanun,
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne Ek 7 Nolu Protokol'e taraf olunmasının uygun bulunduğuna dair kanun,
- Hükümlülerin Nakline Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ne ek 1997 tarihli Protokol'e taraf olunmasının uygun bulunduğuna dair kanun,
- Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik,
- Biyometrik veriye sahip kimlik kartlarına geçişin tamamlanması için gerekli kanun değişiklikleri,
- Ülkemizde geçici korumadan yararlanan Suriye vatandaşlarının iş piyasasına erişimlerini sağlayacak Bakanlar Kurulu kararı,
- Cezai konularda adli yardımlaşmaya ilişkin kanun,
- Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun,
- Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi, El Konulması ve Terörizmin Finansmanına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin iç hukuka aktarılması için gerekli yasal düzenleme,
- Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu'nda değişiklik,
- Siber suçlarla mücadele konusunda yasal düzenleme,
- Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanunu,
- Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi'ne Ek 1975, 2010 ve 2012 tarihli Protokollere taraf olunmasının uygun bulunduğuna dair kanun,
- Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi'ne Ek 2001 tarihli Protokol'e taraf olunmasının uygun bulunduğuna dair kanun,
- Velayet Sorumluluğu ve Çocukların Korunmasına Yönelik Tedbirler Yönünden Yetki, Uygulanacak Hukuk, Tanıma, Tenfiz ve İşbirliği Hakkında Lahey Sözleşmesi'nin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun,
- Çocuğun Desteklenmesi ve Aileyle İlgili Diğer Nafaka Alacaklarının Milletlerarası Tazmini ile İlgili Lahey Sözleşmesi'nin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun çıkarılacaktır.
Bildiride hukuki düzenlemelerin yanı sıra aşağıdaki operasyonel tedbirlerin hayata geçirileceği belirtildi:
- Ülkemizin geri gönderme kapasitesinin arttırılmasına yönelik ihtiyacın karşılanabilmesi amacıyla geri gönderme merkezi sayısının arttırılması,
- Düzensiz göçün önemli bir kısmının deniz yoluyla gerçekleştiği dikkate alınarak, Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın kapasitesinin arttırılması,
- Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması'nın uygulanması için gerekli olan Uygulama Protokollerinin hazırlanması ve ilgili AB ülkeleriyle imzalanması,
- AB üye ülkeleri ile mevcut ikili geri kabul düzenlemelerimiz çerçevesinde işbirliğinin sürdürülmesi,
- Neticelendirilmeyi bekleyen uluslararası koruma başvurularının ivedilikle sonuçlandırılması,
- Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne yönelik daha önce atılmış adımlar değerlendirilerek yeni çalışmaların başlatılması, Strateji ve Eylem Planı'nın en yakın zamanda hayata geçirilmesi.
Siyasi Reform süreci
Reform Eylem Grubu toplantısının ikinci en önemli gündeminin siyasi reform süreci olduğu belirtilen bildiride, özellikle Yargı ve Temel Haklar (23.Fasıl) ile Adalet, Özgürlük ve Güvenlik (24. Fasıl) fasıllarının bir an evvel açılmasının AB ile ortak ve öncelikli hedef olduğu ifade edildi.
Her iki fasılda da, Türkiye'ye gayriresmi olarak iletilen tüm açılış kriterlerinin yerine getirildiği vurgulanarak, fasıllar zemininde kazanılan yeni ivme çerçevesinde AB Komisyonu ile güncel müktesebat temelinde ortak çalışmalar başlatıldığı aktarıldı.
Türkiye-AB ilişkilerinin girdiği bu yeni dönemle beraber, siyasi reform süreci ile 23. ve 24. fasıllar kapsamında devam edecek reform çalışmaları hızlandırılarak hayata geçirileceği ifade edildi.
"Türkiye'nin çoğulcu, özgürlükçü ve katılımcı demokrasi hedefi çerçevesinde demokrasinin tabanını genişletecek siyasi reformlar, 12 Eylül darbesi döneminin izlerini tamamen silecek, yeni bir Anayasa ile taçlandırılacaktır" şeklinde belirtilen yeni anayasa çalışmalarına yönelik hazırlıklara da yine bu dönemde başlanacağı açıklandı.
Toplantıda ayrıca, ifade özgürlüğü, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, insan haklarının korunması alanlarındaki reformların daha da ileri bir seviyeye taşınması, kalıcı ve daha sağlam hale getirilmesi için yapılacak çalışmaların değerlendirildiği belirtildi.
Yargı alanında atılacak adımlara, geçtiğimiz yılın nisan ayında açıklanan Yargı Reformu Stratejisi temelinde devam edileceği ve temel hak ve özgürlükler kapsamında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı'nın uygulanma sürecinin yakından takip edileceği de bildiride yer aldı.
Geri Kabul Anlaşması
Toplantıda Vize Serbestisi Diyaloğu kapsamında yürütülen çalışmaların 24'üncü Fasıl paralelinde ele alındığı, bu kapsamda Geri Kabul Anlaşması'nın üçüncü ülke vatandaşları için uygulanma tarihinin ise Ekim 2017'den Haziran 2016'ya çekilmesi kararlaştırıldı.
Toplantıda ayrıca sınır güvenliği konusunda atılacak adımlar ile Organize Suçlarla Mücadele Eylem Planı konusu değerlendirilerek, Suriye'de devam eden kriz nedeniyle, 2011 yılında başlayan ve tırmanışa geçen sığınmacılar krizinin hem Türkiye'yi hem AB ülkelerini etkilediği, bu kapsamda AB yetkilileriyle son dönemde yoğun temaslarda bulunulduğu hatırlatıldı.
Suriyeliler konusunda Türkiye'nin bugüne kadar elinden gelenin en iyisini yaptığı, önümüzdeki dönemde eğitim alanı öncelikli olmak üzere, sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, gıda kartı uygulamasının finansmanı, barınma imkanlarının iyileştirilmesi ve ekonomiye katılımları konularında gerekli adımların atılmasının hedeflendiği belirtildi.
Öte yandan bildiride "Türkiye-AB ilişkileri göç sorununa indirgenmeyecek ölçüde tarihi, kültürel ve ekonomik bir derinliğe ve zenginliğe sahiptir. Bu zenginliğin farkında olarak, bölgesel ve küresel sorunlara Türkiye ve Avrupa'nın birlikte bulacağı çözümler, bölgemizde kalıcı barışın tesisine ve insan haklarının korunmasına sağlam bir zemin hazırlayacaktır" ifadesine yer verilerek, önümüzdeki süreçte Türkiye-AB ilişkilerinde, Türkiye'nin AB üyeliği hedefi doğrultusunda, paradigmanın değiştiği, ilişkilerin daha da derinleştirilip güçlendirileceği vurgulandı.