Davutoğlu, 'Başkanlık sistemi kimse için risk değil'
Davutoğlu, yabancı yatırımcıların başkanlık sistemini kesinlikle risk olarak görmediklerini söyledi. Türk demokrasisi başkanlık sisteminin kötü uygulandığı antidemokratik modelleri zaten kabul edemez.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ABD gezisi dönüşü uçakta gündemi değerlendirdi. 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün aday olup olmayacağından başkanlık sistemine, Merkez Bankası'nın faiz politikasından çözüm sürecine kadar bir çok konuda konuşan Başbakan Davutoğlu, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye bakış açısının kötümser olmadığını söyledi. Başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Davutoğlu, yatırımcıların Başbakanlık sistemini bir risk olarak görmediklerini ifade etti. Başbakan Davutoğlu New York dönüşü uçakta şunları söyledi:
Türkiye'deki sistem sıkıntılı
“Mesele sadece parlamenter sistem ya da başkanlık sistemi üzerinden tartışılmamalı. Türkiye'de hiçbir zaman gerçek bir parlamenter sistem olmadı. Türkiye'deki sistemde bir sıkıntı var. Bu değiştirilirken yeni anayasanın insan odaklı, özgürlükçü insan hakları merkezli bir anayasa olması gerekiyor. Böyle bir anayasanın içinde başkanlık sistemi etkin bir denetimle birlikte yer alır. Ama Türkiye'de birileri sanki başka türlü hukuki ve siyasi denetimden muaf bir başkanlık sistemi talep ediliyormuşçasına yurtdışında propaganda yapılıyor. Türk demokrasisi başkanlık sisteminin kötü uygulandığı antidemokratik modelleri zaten kabul edemez. Bilinçli olarak yurtdışına antidemokratik, totaliter bir başkanlık sistemi talebi varmış gibi yansıtılıyor. Ne cumhurbaşkanımız böyle bir sistemden bahsediyor ne de Türkiye'de böyle bir tartışma var. Başkanlık sistemi insan haklarına evrensel hukuka etkin yönetim biçimi olarak kuvvetler dağılımı prensibine dayalı bir sistem olabilir. Yatırımcılardan sadece biri bana bu soruyu sordu yabancıların çok merak ettikleri bir konu değil bu. Bu konudaki tartışmayı bir risk olarak görmüyorlar. Anayasa kesinlikle değişecektir. Özgürlükçü insan haklarına dayalı ve yetki karmaşasına yer vermeyecek şekilde etkin yönetme prensibi dâhilinde bir anayasa olacaktır. Yeni anayasada başkanlık sistemi de bu çerçevede ele alınacaktır."
DOLAR DÜNYADA YÜKSELİYOR
"Görüşmelerimizde kimse de dolar-TL ilişkisiyle ilgili ayrıca bir soru sormadı. Dünyada herkes doların tüm küresel piyasalarda değerlendiğini biliyor. Hem siyasi istikrarı hem de ekonomideki bu olumlu göstergeleri tersine çevirmek için muazzam bir Türkiye karşıtı kampanya da var. Merkez Bankası ile de ilgili bazı sorular geldi ama Avrupa liderleri de merkez bankaları hakkında konuşuyor. En sert şekilde eleştiriyorlar. Türkiye'de "kimse merkez bankası hakkında konuşamaz" gibi bir hava oluşturuluyor. Önemli olan karar alma mekanizmalarının nasıl geliştiği. Demokratik toplumlarda her kurum eleştirilir. Bu konular tartışılır."
MEDYA LOBİLERİN ELİNDE
Yabancı yatırımcılar ve onların Türkiye analistleriyle konuşurken, onlara 'Cumartesi günü Türkiye’de ne oldu bana söyler misiniz?' dedim. Büyük yatırımcıların Türkiye uzmanları bu soruma cevap veremedi. 'Cumartesi Türkiye'de 30 yıldır devam eden çatışmayı sona erdirecek silah bırakma çağrısı yapıldı. Bundan hiçbirinizin nasıl haberi olmaz?' dedim. Türkiye'de 30 yıldır akan kanı bitirecek bu açıklama sizin radarınıza girmiyor. Ama CHP ile ilgili temelsiz iddialar gündeminize gelebiliyor. Uluslararası medya bunları göstermiyor. Neden? Çünkü bunun da arkasında Türkiye karşıtı uluslararası lobiler var. Medyayı kontrol eden bu lobiler Türkiye'de olumlu bir durumu göstermek istemiyor. Normalde Cumartesi günü yapılan silah bırakma çağrısının bizim kredi notumuza ve görünümümüze hemen etki etmesi lazım. Bu bile çok net bir gösterge.
GÖRÜŞME TALEBİMİZ OLMADI
"Öncelikle bu gezi sadece bizim ekonomik plan ve programımızı anlatmaya yönelikti. Biz ABD'ye siyasi bir görüşme yapma amacıyla gelmedik. Bu yönde ABD yönetimiyle bir görüşme talebimiz olmadı."
En önemli değer vefa
"Türkiye Cumhuriyeti konjonktürel bir devlet değildir. Ak Parti’de konjonktürel bir siyasi hareket değildir. Bir hareketi konjonktürel olmaktan çıkaran şey nedir? Kısa dönemli siyasi hırs üzerine hesaplar yerine uzun dönemli sağlam değerlere dayalı hareket olmasıdır. Kurallar, normlar ve değerler doğru inşa edilirse kişiler gider ama değerler kalır. Bu değerlerden en önem verdiğim ise vefadır. Sayın Abdullah Gül partimizin kurucusudur ve herhangi bir kurucu da değildir. AK Parti'nin ilk başbakanıdır. Yine cumhurbaşkanımızın tavsiyesi ve iradesiyle meclis tarafından seçilen AK Parti içinden çıkan ilk cumhurbaşkanıdır. Bunun örnekleri Avrupa’da var. Eski başbakanlar, eski cumhurbaşkanları arasında böyle örnekler var. Takdir sayın Gül'ün kendisinindir. Bence davet dışarıdan birine yapılır. Burası onun kendi evidir."
Sayın Gül diğer adaylardan farklı
"Kamuoyunu önünde davet ettik. Daha özel bir şey yapmaktan da imtina etmeyiz. Bizim Sayın Gül ile hukukumuz çok eskidir. Sayın Gül 6 bin 223 adaydan biri değildir. Kimse ona öyle bakmaz, böyle bir nezaketsizlik yapmaz. Sayın Erdoğan açıklama yapar yapmaz pek çok arkadaşımız, ben de dâhil açıklamalar yaptı. Bu bile ne kadar yürekten bir çağrı olduğunu ortaya koyuyor.
Partileri halk açar yine halk kapatır
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Mardin'de muhalefetin parti kapatma iddialarına karşılık çağrıda bulunarak, "Partileri halk açar, halk kapatır. Kimsenin bu ülkede parti kapatılmasını mazur görülmesi mümkün değildir. Madem ki böyle bir kaygı var. Buradan çağrıda bulunuyorum muhalefet partilerimize. Hemen yarın gelin, hep beraber bir Anayasa değişikliğiyle parti kapatılmasını imkansız hale getirelim. Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum. Böyle bir kaygınız varsa gelin 2-3 saatte biter bu iş. Demokraside parti kapatma utancının yaşanmayacağı anayasa değişikliğini hep beraber oylayalım, kabul edelim. Bize karşı sert muhalefet yapıyor olmuş olsun hiçbir partinin kapatılmasına rıza göstermeyiz" dedi
Çözüm süreci kadınların malı
Başbakan Davutoğlu, Mardin'de düzenlenen 'Türkiye’de Kadının Değişen ve Gelişen Konumu' konulu panelde şunları söyledi: "Annelerimize seslenmek istiyorum. Gün kardeşliğe sahip çıkma günüdür. Kadınların sahip çıkmadığı hiçbir mesele başarıya ulaşamaz. Çözüm süreci kadınlarımızın, annelerimizin, kız kardeşlerimizin malıdır.
Kadın zarafettir, nezakettir."