Davutoğlu, 'İnadına çözüm süreci, kardeşlik ve barış diyoruz'
Başbakan Davutoğlu, 'Tüm provokasyonlara rağmen, inadına çözüm süreci diyoruz; inadına kardeşlik, inadına, barış, inadına tarihdaşlık ve inadına vatandaşlık diyoruz' dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinin üzerinde durduklarını, ancak "birilerinin mahalle baskısını artırdığını" belirterek, "Tüm provokasyonlara rağmen, inadına çözüm süreci diyoruz; inadına kardeşlik, inadına, barış, inadına tarihdaşlık ve inadına vatandaşlık diyoruz" dedi.
Davutoğlu, Van Fuar ve Kongre Merkezi'nde, partisinin Van 5. Olağan Kongresi'nde konuştu. Hükümet olarak çözüm sürecinin üzerinde durduklarını ve bunu çok önemsediklerini vurgulayan Davutoğlu, "Biz çözüm süreci dedikçe, birileri mahalle baskısını artırıyor; birileri sadece kendilerinin hitap ettikleri kitlelere dönerek kendi baskılarla farklı siyasi düşüncelere ülkenin belli kesimlerini kapatmak istiyor" dedi.
Başbakan Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarında kendileri dışındaki her bir kesime dönük saldırı yapanların, aslında buralarda, şu veya bu bölgede, şu veya bu ilçede veya ilde "bizim dışımızda düşünenlere hayat hakkı yok" demeye çalıştığını ifade ederek, AK Parti kongrelerinin Kars, Erzurum, Tunceli, Erzincan'ın ardından Van'da coşku içinde yapıldığını söyledi.
Bu kongrelerde "kim ne yaparsa yapsın, biz bu aziz vatanın her köşesinde AK Parti bayrağını da albayrağı da dalgalandırmaya devam edeceğiz" mesajının çıktığını ifade eden Davutoğlu, gerçek bir demokraside Türkiye'nin her köşesinde, her türlü siyasi faaliyetin yapılmaya devam edileceğini bildirdi.
Davutoğlu, son 12 yıl içinde eşit vatandaşlık prensibi etrafında devrim niteliğinde adımlar attıklarını belirtti. Bu kapsamda olağanüstü hali kaldırdıklarını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:"EMASYA'yı, Kürtçe üzerindeki yasakların tümünü kaldırdık. Hapishaneye gidenlerin kendi anne babalarıyla ya da evlatlarıyla Kürtçe konuşmalarının önününe açık bıraktık. 24 saat Kürtçe yayın yapan TRT Şeş'i kurduk. Her türlü demokratik açılımı gerçekleştirdik ve bu toprakların her bir köşesinde hangi etnik ve mezhebi kökenden olursa olsun, herkesin onurlu ve eşit vatandaşlar olarak yaşamalarının temel zeminini kurduk.
Bundan sonra da kimse düşüncesi, dili, kökeni, mezhebi, inancı ve kıyafeti dolayısıyla ötekileştirilemeyecek, tahkir edilemeyecek."Davutoğlu, Vanlıların tüm baskılar karşısında dim dik durduğunu, bundan dolayı da kendileriyle gurur duyduğunu belirterek, AK Parti olarak her zaman Van halkının yanında olduklarını ve yanlarında olmaya da devam edeceklerini bildirdi.
"Vandalizm ve şiddete karşı da her türlü tedbiri alacağız"
Şimdi tarihin kritik bir eşiğinde olduklarını belirten Davutoğlu, bu kritik eşikte şimdi de İrfan-ı Şehr-i Van'dan, "dünyada Van, ahirette iman" denilen İman-ı Şehr-i Van'dan seslendiğini söyledi.
Davutoğlu, "Çözüm süreci ile ilgili olarak bütün vatandaşlarımıza ve özellikle de Vanlı kardeşlerimiz nezdinde bütün doğu ve güneydoğuya seslenmek istiyorum: Hiç merak etmeyiniz, bu vandalizm ve şiddete karşı da her türlü tedbiri alacağız, çözüm sürecini başarıya ulaştırmak için de gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Van'a gelmek üzere uçaktan indikten sonra yola çıktıklarında gözü yaşlı bir anne ile babanın önlerini kestiğini anlatan Davutoğlu, kendisinin bu kişileri tanıdığını ve inerek yanlarına gittiğini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, annenin "Diyarbakır anneleri'nden biri olduğunu ve Ankara'da kendisini kabul ettiğini anımsatarak, "Tekrar ellerimize sarıldı, ağlayarak başını göğsümüze koydu ve 15 yaşındaki Efekan'ı sordu. Sinem'i sordu, gencecik kızımızı..." dedi. Davutoğlu, şöyle devam etti:"Buradan vandalizme destek verenlere bir kez daha soruyorum: Bu gencecik çocukları dağa kaldıranlar, neyin mücadelesini veriyorlar? Kime, niçin yaranmak için bu gencecik çocukları dağa kaldırmaya çalışıyorlar?O anne yüreğine ve bütün annelerin yüreğine sesleniyorum: Sesinizi yükseltmeye devam edin. Bu çocukların hepsi, bizim çocuklarımızdır. Hangi gerekçe ile olursa olsun tek bir canımızı bile kaybetmek istemiyoruz. O gencecik çocukları tekrar kazanabilmek için biz çözüm süreci diyoruz. Tüm provokasyonlara rağmen, inadına çözüm süreci diyoruz; inadına kardeşlik, inadına, barış, inadına tarihdaşlık ve inadına vatandaşlık diyoruz."
"Van da kendisini anlayan kulaklara gönüllere hitap eder"
Bu yıl birkaç kez Van’ı ziyaret ettiğini, 30 Mart seçimleri öncesinde Van’a geldiğinde Van için "irfan şehri" dediğini ifade eden Davutoğlu, "Bütün güzel şehirlerimiz gibi Van’da kendisini anlayan kulaklara, gönüllere hitap eder ve der ki; ‘Rabbimizin bütün güzel nimetleri hava, su, toprak ve ateş olarak, anasır-ı erbaa olarak Van’da buluştu” dedi.Davutoğlu, 1999 yılında Van’a geldiğimde güneş batımında Van Kalesi’nden Van Gölü ve Süphan Dağı’na baktığını anlatarak, “Süphan Dağı’na baktım sadece ‘süphanallah’ dedim, bu ne güzellik. Van Gölü için Yaşar Kemal ‘mavilerin en güzeli, onun kadar güzel mavi yok’ der. Süphan Dağı’nda güneş batarken su, ateş, hava, toprak en güzel şekilde buluşmuştur. Her zaman keşke ‘biraz daha fazla vaktim olsa da Van’a gitsem o güzellikleri temaşa etsem’ diye düşünmüştüm. Her zaman Van’ı anmış, Van’a gönülden bağlanmışızdır” diye konuştu.
Bugün de AK Parti İl Kongresi dolayısıyla Van’a geldiğini ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
“ Van’a son geldiğimden bu yana 30 Mart seçimlerini yaşadık, Türkiye genelinde elhamdülillah bütün kumpaslara, tuzaklara karşı en gür sesle, milli iradenin sesini duyduk.10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçiminde bütün Türkiye ve Van, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a destek verdi. Sonra bu ağır sorumluluk omuzlarımıza düştüğünde biz de aziz vatanın topraklarına düştük. Her bir köşesini, her bir köyünü, ilçesini, ilini dolaşma kararlılığıyla yola çıktık. Kongrelerimiz vesilesiyle her hafta sonu yurdumuzun bir köşesindeyiz. Arkadaşlarıma dedim ki; ‘Kongreleri öyle ayarlayalım ki bir gün doğuda olalım, bir gün batıda. Öğleden önce doğuda, öğleden sonra batıda ya da kuzeyde ve güneyde. Bu topraklar üzerinde oyun oynamak isteyenlere mesaj verircesine, onlara haykırırcasına diyelim ki ‘bu toprakların doğusunu batısından, kuzeyini güneyinden ayırmak mümkün değildir.”
Başbakan Davutoğlu, geçen hafta Erzurum ve Kars’ta, Pazar günü Balıkesir ve Kırklareli’nde il kongrelerine katıldığını, dün Yunanistan ziyaretini tamamladığını belirterek, “Dün gece Yunanistan’dan döndükten sonra bu kez kendimizi Vanlıların şefkatli kucağına, huzuruna getirdik” dedi.
Salondaki partililerin “Van seninle gurur duyuyor” tezahüratları üzerine Davutoğlu, “Biz de sizlerle gurur duyuyoruz ve bu gururu ebediyete kadar götüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Van’ın ardından öğleden sonra Eskişehir’de il kongresine katılacağına işaret eden Davutoğlu, “Bu ziyaret takviminin kendisini bile bir mesajdır. Biz diyoruz ki Erzurum Kongresi’ni Balıkesir’deki kuvayı milliye ruhundan ayırmak mümkün değildir. Sarıkamış ihtiyaç hissettiğinde oraya yürüyen Vanlı yiğitleri Çanakkale şehitlerinden ayırmak mümkün değildir. Evladı fatihanı, evladı Resul'den ayırmak mümkün değildir. Seyitler diyarı Van’dan bütün Türkiye ve dünyaya bu sesi bir kez daha haykırıyoruz” diye konuştu.
Milleti bir araya getirmek için, kardeşlik için yola çıktıklarını ve çözüm süreci ile gerçekleştirmek istedikleri şeyin "bu topraklar üzerinde yaşayan her bir kardeşi birbirine gönüller dolusu muhabbetle bağlamak" olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu anlayışla hükümeti kurar kurmaz çözüm süreciyle ilgili toplantılara başladıklarını, sürecin mekanizmalarını oluşturduklarını, çözüm sürecini en kısa sürede neticeye ulaştıracaklarını duyurduklarını söyledi.
Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Çözüm sürecinin hazırlıklarını yaparken, süreçle ilgili büyük bir ümit doğmuşken, birileri Kobani’yi ki bize tarihin emaneti olan Kobani’yi bahane ederek bütün Doğu, Güneydoğu ve büyük şehirlerimizi şiddete, vandalizme boyun eğmek durumunda bırakacaklarını zannettiler. Geldiler yaktılar, yıktılar. Kuran kursu demeden yaktılar, okul demeden yıktılar, AK Parti binalarını özellikle hedef aldılar, devlet dairelerini hedef aldılar. Onlar yaksa ve yıksa da biz yakılan ve yıkılan her yerde gül yetiştireceğiz, muhabbet gülleri yetiştireceğiz. Bu inançla tekrar inşa ve imar faaliyetine başladık. Yıkılan, yakılan her yeri tamir ettik, ama bir şeyi de vurguladık; Çözüm süreci kesinlikle kamu düzenine alternatif değildir. Kamu düzeni, halkımızın huzuru, refahı ve mutluluğu ne suretle olursa olsun mutlaka sağlanacaktır. Halkımızla birlikte inşallah her bir şehrimizi, ilçemizi, köyümüzü huzur diyarları haline getirmeye kararlıyız."
“Başbakan Ahmet, millet sana emanet”
AK Partili gençlerin "Başbakan Ahmet, millet sana emanet" tezahüratları üzerine de Davutoğlu, "Biz o emaneti hem omuzlarımızda hem yüreğimizde hissediyoruz. Sizin bu sesiniz, ‘Başbakan Ahmet, millet sana emanet’ diyorsunuz ya aziz gençlik, bu dava da size emanet, bu emaneti her ne suretle olursa olsun dalgalandırmaya, yüceltmeye, yükseltmeye devam edin" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin her köşesinde kamu düzenini, huzur ve milletin mutluluğunu mutlaka ihdas edileceklerini, kamu düzenini her ne suretle olursa olsun sağlanacağını vurgulayarak, "Hiçbir şekilde şiddete, vandalizme boyun eğilmeyecek, ama bir taraftan da çözüm süreci bizim için kutlu bir yolculuktur. Çözüm süreci ile Feqiye Teyran’ı Yunus Emre ile buluşturmaya kararlıyız. 'Ey av u av / Matu be eşq u muhbete' diyen Feqiye Teyran ile ‘Şol cennetin ırmakları / Akar akar Allah deyü deyü’ diyen Yunus Emre’yi buluşturmaya kararlıyız. ‘Ey su ey su, sen de mi aşıksın, dertlisin’ diyen Feqiye Teyran’a bir kez daha sesleniyoruz: Evet su gibi dertliyiz biz. Derdimiz bu milleti bir ve beraber kılmaktır. Derdimiz bu milletin fertleri, kesimlerini, her etnik ve mezhepten kardeşlerimizi tek ve bir kılmaktır. Araya ekilmek istenen fitne tohumlarına karşı biz muhabbet tohumları ekmeye geldik. Muhabbet tohumları büyüyecek ve bir çınar şeklinde bütün bir ülkeyi kuşatacak" değerlendirmesinde bulundu.Başbakan Davutoğlu, konuşması boyunca tezahüratta bulunan partililerin "dik dur eğilme, bu millet seninle” sözleri üzerine de “Hiçbir şekilde hiçbir güç karşısında eğilmedik, eğilmeyeceğiz. Ne uluslararası güçler karşısında ne de Türkiye’deki işbirlikçileri karşısında eğilmeyen başımız, hiçbir şartla eğilmeyecektir” ifadelerini kullandı.