Davutoğlu, 'Karadeniz’de istikrarsızlık ortamı doğmamalı'
Davutoğlu, NATO ile Rusya arasında, gerginliğin artmaması için yoğun çaba gösterdiklerini bildirdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,NATO ile Rusya arasında, Karadeniz'de bir gerginlikten kaynaklanacak istikrarsızlık ortamının doğmaması için yoğun çaba gösterdiklerini belirterek, "Bugün NATO Konseyi toplandı. Çok önemli ve olumlu bir gelişme olarak zikrediyorum. Ayrıca NATO Genel Sekreteri Rasmusen’in davetine icabetle yarın NATO ve Rusya Konseyi toplanacak. Türkiye olarak NATO ile Rusya arasında herhangi bir gerginliğin olmaması ve bir istikrarsızlık ortamının doğmaması için yoğun çaba sarf ediyoruz. Her düzeyde temaslarımız sürüyor ve bundan sonra da sürecek. NATO - Rusya Konseyi'nin toplanması bu açıdan önemli bir gelişme olmuştur" dedi.
"2'inci Süleymaniye Forumu" için Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin Süleymaniye kentine gelen Davutoğlu, burada yaptığı temasların ardından Ukrayna'daki gelişmeler, Kırım'daki hadiseler ve bölgeye yaptığı temaslarla ilgili açıklamalarda bulundu. Süleymaniye Havaalanı'nda basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Davutoğlu, ziyaretine ilişkin görüşmelerde hem Irak-Türkiye, hem de IKBY-Türkiye ilişkilerinin bir çok boyutuyla ele alma imkanı bulduklarını belirtti.
"Süleymaniye Forumu" vesilesiyle Irak'a bir ziyarette bulunduğunu kaydeden Davutoğlu, "Geçen sene bu daveti almıştık ancak icabet edememiştik. Burada yaptığımız konuşma ve forum çerçevesi itibariyle son derece faydalı görüşmelere imkan sundu. Forum dışında, Irak Dışişleri Bakanı değerli dostum Hoşyar Zebari ile bir görüşme yaptım. Ayrıca IKBY Başkan Yardımcısı Kosret Resul, Celal Talabani’nin eşi Hero Talabani ve Goran Hareketi Başkanı Noşirvan Mustafa ile görüşmeler yaptık. Yine foruma katılmak üzere gelen Bağdat Merkezi hükümetin Yüksek Öğretim Bakanı Ali Edi ile de bir görüşmemiz oldu. Olağanüstü faydalı bir ziyaret gerçekleştirdik" şeklinde konuştu. Rusya'nın, Ukrayna’daki askerlerini geri çekme çağrısı yapması, Kırım Tatarları Meclis Başkanı'nın da olası bir işgalden korktuklarını ve Türkiye’den daha fazla yardım beklediklerini açıklamasına ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu şunları söyledi: "Burada yoğun bir şekilde Ukrayna’daki gelişmeleri de takip ettik. Zaten dün değişik birimlerimizle bir dizi koordinasyon toplantıları yapıldı. Bundan sonra atılacak adımlar ile ilgili bir planlama yapmıştık Ankara’da. Sabah Ankara'da, Kırım Türk Dernekleri ile bir görüşme yaptık. Akşam da Ukrayna Dostluk Grubu milletvekillerimizle yemekte bir araya gelip değerlendirme yapmıştık. Bugün bazı önemli gelişmeler oldu. Dün aldığımız kararlar çerçevesinde her şeyden önce onu belirtmek isterim: Odesa Başkonsolosumuz, Kırım’a gitti. Şu an itibariyle Odesa’dan Kırım’a giriş yaptı. Orada Tatar Meclisi yetkilileri ile görüşecek. Yarın da Kırım Özerk Cumhuriyeti yetkilileri ile konuları ele alacak. Tabi bizim doğrudan temaslarımızda Kırım’daki barış ve huzur ortamı ile son gelişmelerle ilgili durumu da görme imkanımız olacak. Devamlı temas halindeydik. Daha sonra Ankara’dan daha teknik bir heyetin Kırım’a ziyaretini planlıyoruz."
Kiev dönüşü 9 bakan ile yaptıkları görüşmelerde bazı kararlar alındığını hatırlatan Davutoğlu, "Bu çerçevede bugün NATO Konseyi toplandı. Çok önemli ve olumlu bir gelişme olarak zikrediyorum. Ayrıca NATO Genel Sekreteri Rasmusen’in davetine icabetle yarın da NATO-Rusya Konseyi toplanacak. Türkiye olarak biz NATO ile Rusya arasında, Karadeniz'de bir gerginlikten kaynaklanacak bir istikrarsızlık ortamının doğmaması için yoğun çaba sarf ediyoruz. Her düzeyde temaslarımız sürüyor ve sürecek bundan sonra da. Üst düzey temaslarımızla yeni adımlar atmayı planlıyoruz. NATO Rusya konseyinin toplanması bu açıdan önemli bir gelişme olmuştur" diye konuştu.
Perşembe günü Roma'da "Libya Temas Grubu" ile yapılacak toplantıda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir görüşme gerçekleştireceklerini kaydeden Davutoğlu, konuşmasına söyle sürdürdü: "Ayrıca diğer bakanlarla da konuyu tekrar ele alma imkanımız olacak. Şu anda gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Siyasi ortam gergin olmakla birlikte en azından Kırım’da herhangi bir çatışma, fiili bir gerilim hali olmamıştır. Bu konuda, biz Kırım Türklerine, Kırım Tatar Milli Meclisi'ne, Cemiloğlu’na teşekkür ediyoruz. Son derece soğukkanlı bir tutum sergilediler. Aynı şekilde bu çerçevede tedbir alan bütün Ukraynalı yetkililerini de teşekkür ediyoruz. Sükunetin devamı çok büyük önem teşkil etmektedir. Kırım'da hiç arzu etmediğimiz gelişme etnik çatışmanın çıkması ve özellikle oradaki soydaşlarımız, kardeşlerimiz açısından herhangi bir olumsuz gelişmenin olmasıdır. Böyle olumsuz bir gelişmenin olmaması için gece-gündüz çalışıyoruz. Oradaki soydaşlarımız kesinlikle yalnız değillerdir. Onların güvenliği ve esenliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın takibi altındadır. Bu çerçevede Türk kamuoyununda yaptığımız çalışmalara, Kırım’daki Tatar toplumuna güvenin sürmesini diliyoruz. Hiçbir tereddüt söz konusu olmasın. An be an sürekli takip halindeyiz. Gerek Kiev’deki Büyükelçiliğimiz, Ukrayna yetkilileri ile temas halinde, gerekse Odesa Başkonsolosluğumuz alanda Kırım’daki bütün yetkililerle temaslarını sürdürecek." Davutoğlu, merkezi hükümet ile IKBY arasındaki petrol ve bütçe anlaşmazlığına ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı:
''Mesut Barzani ile görüşeceğiz. Ama bugün burada edindiğim intibah en azından tarafların tansiyonu düşürme çabasında olduğudur. Bu önemlidir. Konuşmamda da vurguladığım gibi biz Irak'ta, merkezi yönetimle bölgesel yönetim arasında kurulabilecek herhangi bir diyaloğun, mutabakatın herkesin kazanacağı, herkesin sonunda olumlu neticeler elde edeceği bir süreç olarak değerlendiriyoruz. Türkiye'nin bölgesel yönetimle, gerçekleştireceği enerji anlaşması, merkezi yönetimi ve Irak Anayasası'nın bypas eden bir anlaşma değildir. Irak Anayasası'na uygun ama vakit de kaybetmeyeceğimiz bir çözüm üzerinde durulmasıdır. Bu anlamda biz verdiğimiz bütün taahhütlere, Irak Anayasası'ndaki genel çerçeveye her şekilde uyacağımızın teminatını her zaman verdik. Yaptığımız anlaşmalara da bu anlamda sadığız. Ben inşallah bu krizin iyi niyetle ve karşılıklı anlayış içerisinde çözüleceğine inanıyorum. Bütçe meselesi bu konulara müzakere konusu yapılmaması gerekir. Bütçe bir devletin kendi ulusal birliğinin de bir sembolüdür. O bakımdan en kısa zamanda bunun çözüleceğine inanıyorum.'' Forumda Kürtçe konuşması hatırlatılan Davutoğlu, ''Kürtçe konuşmam, sadece size değil, ekibimi de sürpriz oldu. Kimse benim Kürtçe başlayacağımı bilmiyordu." dedi.
Selamlamayı Kürtçe yapma kararını toplantı esnasında aldığını belirten Davutoğlu sözlerini şöyle tamamladı:"Kürtçe de bizim güzel Türkçemiz ve Arapça gibi bütün kardeş halklarımızın kullandığı güzel bir dilimizdir. Gönlümden gelerek konuştum. Telaffuzumun da gayet iyi olduğunu söylediler. Ümit ederiz ki, bir başka "Süleymaniye Forumu'nda" bütün konuşmayı Kürtçe yaparım. Bunu da düşünüyorum yani. Şunu da söylemek lazım: Tabi nihayetinde Kürtçe ve bütün kardeş halkların dillerine duyduğumuz saygının neticesi. Bu dillerle birbirimize hitap etmek kadar daha güzel ne olabilir. Bir forumda İngilizce konuşmak doğal karşılanır da Kürtçe konuşulması doğal görünmese bu anormaldir. Onun için birbirimizin dillerini daha çok öğreneceğiz, konuşacağız, gönüllerimizi açacağız, kulaklarımız açacağız birbirimize. Sadece dillerimize değil gönüllerimizi de birbirimize açtığımızda emin olun topraklarda çok daha büyük bir kalkınmanın, bir medeniyet canlanmasının eşiğine gelmiş oluruz, bunu gerçekleştiririz. bu bakımdan ben de mutluluk duydum. Daha sonra da buradaki birçok Kürt, Arap ve Türkmen kardeşlerimizin, gelip 'çok iyi oldu, güzel bir hitaptı' demelerinden mutlu oldum."