'En büyük hırsızlık milletin iradesine tasallut etmek'
Akdoğan, 'Montaj kasetlerle 'Hırsız var' diye bağırıyorlar En büyük hırsızlık milletin iradesine tasallut etmektir' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan ile AK Parti İstanbul milletvekilleri Erol Kaya ve Metin Külünk, Pendik Belediyesi'nce Güllübağlar Mahallesi'nde yaptırılan Hüseyin Vassaf Bilgi Evi ve Spor Merkezi'nin açılışına katıldı. Törende konuşan Akdoğan, AK Parti hükümetleri öncesinde Türkiye'de adeta, "içler acısı bir manzara" olduğunu, devletin memur maaşlarını ödemekte zorlandığını söyledi. Geçen 10 yılda milli geliri 10 bin doların üzerine çıkaran ve bölgesel bir güç olan Türkiye'nin ortaya çıktığını ifade eden Akdoğan, bu değişim ve dönüşümü AK Parti'nin başardığını söyledi.
Türkiye'de zorlu bir sürecin ardından, "darbeci, vesayetçi" anlayışı bitirdiklerini düşündükleri anda bir başka vesayetçi anlayışın hortladığını kaydeden Akdoğan, "Başka bir vücutta başka bir vesayetçi anlayışın hortladığını gördük. Aynı eskiden askeri bürokrasinin yaptığı gibi, 'Ben bilirim. Ben karar veririm. Ben yönetirim. Terörle mücadele politikasına, Suriye politikasına ben karar veririm. İktidarları getirir, iktidarları götürürüm. Hükümetlere operasyon çekerim...' Başka bir vesayetçi odak ortaya çıkmaya başladı. İşte Gezi olayları bunun ilk adımıydı. Hükümete dönük açık bir saldırının arkasından, 17 Aralık operasyonları" ifadelerini kullandı.
Devlete çöreklenerek, devletin gücü ile devlete operasyon yapmaya kalkan kim olursa olsun ona fırsat vermeyeceklerini ifade eden Akdoğan, "Milletin iradesine uzanan eli kırar atarız dedik. Milletin emanetine sonuna kadar sahip çıkacağız. Bunu herkesin bilmesi gerekir" diye konuştu.
Suriye'ye giden tırların durdurulması olayına değinen Akdoğan, "Suriye'ye giden Türkiye Cumhuriyeti'nin tırlarıdır. Orada yerde sürüklenen Türkiye Cumhuriyeti'nin memurudur. Suriye'deki Türkmenlere giden yardımı durdurmak ve oradaki devlet memurlarını yerde sürüklemek, devlet politikasına aykırı hareket etmek, devletin tırlarına operasyon çekmek, büyük bir alçaklıktır, hainliktir. Bu, ancak başka bir ülkenin amacına hizmet etmek için yapılabilecek bir iştir. Buna biz fırsat vermeyiz. Vesayetin hangi türü olursa olsun, hangi rengi olursa olsun, ister beyaz, ister kızıl, ister yeşil, hiçbir vesayetçi odağa milletin iradesini çiğnettirmeyiz" diye konuştu. Kasetlerle ilgili değerlendirme yapan Akdoğan, şunları söyledi:
"Son günlerde bir yaygara var. Montaj kasetlerle 'Hırsız var' diye bağırıyorlar. İşte bu yaygaranın arkasında başka bir şey kaçırma derdi var. En büyük hırsızlık milletin iradesine tasallut etmektir. En büyük hırsızlık hayat çalmaktır. Yüzlerce insanı cezaevine doldurup, onlarca yıl yargılamak, mahkumiyet kararı olmadan siz bir insanı 10 yıl cezaevinde tutabilir misiniz? En büyük hırsızlık insanların onurunu çalmaktır. Kara kampanya ile itibarsızlaştırma operasyonları ile insanların onuruyla, şerefiyle oynamaktır en büyük hırsızlık. Onu çalmaktır. Çok şükür, milletimiz oynanan oyunun farkında. Son dönemdeki operasyonlar sadece bir iktidarı devirmeyi amaçlamıyor, devletin milli bankasına operasyon çekiliyor. Milli İstihbarat Teşkilatı'na operasyon çekiliyor. Devletin her türlü milli kurumuna, milli politikalarımıza dönük bir saldırı var. Bu yüzden milletimiz bunu devlete dönük bir saldırı olarak algılıyor."
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk de Türkiye'nin 1990-2002 yılları arasında "karanlık bir dönem" yaşadığını kaydetti. Katılımcılara seslenen Külünk, şöyle konuştu:
"3 Kasım 2002'de, o güneşin önünde yürüyen yürekli adam, demokrasinin, özgürlüğün, insan haklarının, Türkiye'nin zenginleşmesinin mücadelesini veren milletin adamı, hakkın adamı, halkın adamı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarıyla, bu ülkenin yükselişine gene siz imza koydunuz. 10 yıl geçti. İşte 10 yılda sandık üzerinden, milletin iradesi üzerinden bu ülke nasıl şekillenir, nasıl şaha kalkar, metro ile nasıl tanışılır, otoyollarla nasıl tanışılır, hastanelerde kuyruklar nasıl bitirilir, İstanbul metro ile bir baştan bir başa nasıl buluşur, Marmaray ile bu ülkenin bağımsızlığı nasıl ilan edilir.... 10 yıldır gerçekleştirilen bütün bu hizmetlerin sahibi sizsiniz. Bu yükselişin sahibi sizsiniz. Bu yükselişin kaderi, hepimizin göz bebeği olan liderimiz Başbakanımız Erdoğan üzerinden şekilleniyor. Ona sahip çıkmak demek, 2023'e sahip çıkmak demektir."
Konuşmaların ardından Yalçın Akdoğan, AK Parti milletvekilleri Metin Külünk, Erol Kaya ile Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin, kurdele keserek, Hüseyin Vassaf Bilgi Evi ve Spor Merkezi'nin açılışını gerçekleştirdi.
Yalçın Akdoğan, törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Akdoğan, uzun tutukluluk süresi konusundaki soru üzerine, şunları söyledi:"Uzun tutukluluk süresi konusunda AK Parti'nin düşüncesi bellidir. Sayın Başbakanımızın rahatsızlığı da ortada. En son Meclis'te bildiğiniz gibi 10 yıldan 5 yıla düşürülmesiyle ilgili bir kanunu çıkarmış olduk. Yani bu gerçekten büyük bir haksızlıktır. İnsanları kesinleşmiş bir hüküm olmadan, mahkumiyet kararı olmadan 10 yıldan fazla cezaevinde tutmak gerçekten büyük bir kişi hakkı ihlalidir. Bu yanlışın giderilmesi gerekiyordu. Meclisimiz bunu 5 yıla indirerek bu konuda olumlu bir adım atmış oldu. Tabi burada mahkemelerin daha hızlı çalışması, yargılamanın daha hızlı gerçekleşmesi önem taşıyor."
Başbakan Erdoğan'ın, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuksuz yargılanması gerektiği yönündeki düşüncelerini daha önce paylaştığını hatırlatan Akdoğan, "Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir kişinin tutuksuz yargılanması gerektiğine dair o günlerde de düşüncelerini açıklamıştı. Bizim bu konudaki duruşumuz değişmedi. Bu tür davalarda yani Ergenekon'la ilişkili davaların birçoğunda AK Parti taraf olmuştur, müdahil olmuştur. Darbeci anlayışa karşı mücadele veren AK Parti iktidarı olmuştur. Bu ayrı bir durumdur ama burada sapla samanı karıştırmamak gerekiyor. Birileri haksız bir şekilde cezaevine doldurulduysa veya delillerle ilgili birtakım tartışmalar varsa elbette daha ciddi bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Yani burada kurunun yanında yaşın da yanmaması gerekir. Bizim hassasiyetimiz buna dönüktür" şeklinde konuştu.
Akdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu konuda kamu vicdanında bir soru işareti varsa tutuklama veya mahkumiyetlerle ilgili, tabi bunun değerlendirilmesi gerekir. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararı son derece isabetli olarak görüyoruz. Tutukluluk bir cezalandırma yöntemi olmamalıdır. Mahkeme, bağımsız bir şekilde yargılamaları bitirmeli ve kararlarını vermelidir."