Erdoğan, 'Masum çocukların ahı er ya da geç İsrail'den sorulur'
Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, 'O masum çocukların ahı, o masum annelerin feryadı er ya da geç İsrail'den sorulur' dedi.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası kapsamında Balıkesir Kuvayi Milliye Meydanı'nda düzenlenen mitingde, vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasına, ''Sizleri en kalbi duygularımla, hasret, muhabbetle selamlıyorum, buradan Balıkesir'in tüm ilçelerine tüm mahallelerine, oralarda yaşayan bütün kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum'' diyerek başlayan Başbakan Erdoğan, ''Balıkesir'de bir kez daha Çanakkale Şavaşı'nın kahramanı Seyit Onbaşıyı rahmetle yad ediyorum. Balıkesir'in yetiştirdiği gönül insanı Birgivi Hazretlerini, Hasan Basri Çantay hocamızı, Sarı Hoca'yı, Gönenli Mehmet Efendiyi rahmetle, minnetle, hürmetle anıyor, mekanları inşallah cennet olsun diyorum. Balıkesirli tüm şehitlerimize de bugün buradan bir kez daha rahmet niyaz ediyorum'' ifadelerini kullandı.
Kendilerinin 28 Şubatta Balıkesir'e geldiklerini ve bu meydanda muhteşem bir miting gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, Balıkesir'in 28 Şubat'ta tarihi günlerden birini yaşadığını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:''Balıkesir, AK Partiye, Başbakanına öyle bir sahip çıktı ki buradaki mitinge 'montaj' diyenler oldu, 'photoshop' diyenler oldu. Buradaki manzaraya bakıp da gözlerine inanamayanlar oldu. Hatta MHP Genel Başkanı çıktı,'Balıkesir'deki miting montajdır 'diye açıklama yaptı. Çünkü kılavuzu karga olanın... gerisini siz biliyorsunuz. Balıkesir 28 Şubat'taki o manzaranın montaj olmadığını 30 Mart'ta sandıkta gösterdi. Balıkesir sandığa gitti, milli iradeye sahip çıktı, demokrasiye sahip çıktı. Bir kez daha İstiklal mücadelesine sahip çıktı ve yüzde 40 oranıyla adayımızı büyükşehir belediye başkanı seçti. Bugün Balıkesir'e bize sahip çıktığı için, hareketimize, davamıza, partimize, buradaki Edip kardeşimize sahip çıktığı için teşekkür ediyorum. Mahçup olmayacak, sizler memnun olacaksınız. Rabbim sizlerden razı olsun, Rabbim Balıkesir'i korusun. Allah kardeşlerimizi, birliğimizi, yol arkadaşlığımızı daim eylesin.''Balıkesir'den dünyanın tüm mazlumlarına, mağdurlarına, ihtiyaç sahibi tüm kardeşlere gönül dolusu selam gönderdiklerini ifade eden Erdoğan, ''Irak, Suriye, Mısır, Libya mazlumlarına, Balıkesir'den bir kez daha dayanışma mesajlarımızı gönderiyorum. Zulmün altında inleyen, bombaların altında ölüm kalım mücadelesi veren Gazzeli kardeşlerimizi Balıkesir'den özellikle selamlıyorum. Rabbim onlara tahammül gücü versin'' dedi.
''Bunlar kana doymaz ama o kanda boğulup gidecekler''Dün sabah Gazze'de 72 saatlik bir ateşkes sağlandığını hatırlatan Erdoğan, İsrail'in her zaman yaptığı gibi, hukuku ve anlaşmaları çiğnediğini, ateşkesi bir kez daha ihlal ettiğini söyledi. Erdoğan, ''Bunlar kana doymaz ama inanın o doyamadıkları kanda boğulup gidecekler. O çocukların, o bebeklerin, o masum kadınların kanında boğulup gidecekler'' ifadelerine yer verdi.Devletler sussa da, dünya halklarının haykırışlarının yükselmeye devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, dünyanın bir çok ülkesinde halkların sokağa çıktığını ve çocuk katili İsrail'i protesto ettiğini aktardı. İsrail'in 7 Temmuzda başlattığı saldırılarda şehit olanların sayısının bin 500'ü aştığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Maalesef bu şehitlerimizin önemli bir kısmı çocuk ve kadın. Ramazan demediler, bayram demediler, ölüm kustular. Çocuk, kadın yaşlı demediler, ölüm yağdırdılar. Okul, cami , hastane demediler, masum insanları alçakça katlettiler. Dünya şu anda bin 500 kişi öldükten sonra, yüzlerce çocuk hayatını kaybettikten sonra, Gazze'yle ancak ilgilenmeye o da çok cılız şekilde ilgilenmeye başladı. Balıkesir'den tekrar ediyorum, zulüm ile abad olunmaz. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Er veya geç çıkacak. O masum çocukların ahı, o masum annelerin feryadı er ya da geç İsrail'den sorulur. Uluslararası toplum artık İsrail'in bu şımarıklığının, bu hukuk tanımazlığının, bu soykırım sevdasının mutlaka önüne geçmelidir. İsrail, Hitleri aratmayan bir soykırım yaparken ne Orta Doğu'ya ne de dünyaya asla barış gelemez. Asla adaletten söz edilemez. Hergün çocukların öldüğü, her gün masum sivillerin boğazlandığı bir dünyada barış, dayanışma, hukuk ve adalet olamaz.''
''Seninki can da öbürküler patlıcan mı?''
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:''Bakın bizim polisimiz İstanbul Taksim'de camı, çerçeveyi kıran, insanları yaralayan, esnafa saldıran, sokaktaki insanlara saldıran vandallara biber gazı ve tazyikli su ile karşılık verdiğinde batılı ülkeler, batılı uluslararası medya ayağa kalkıyor, günlerce bunu konuşuyorlardı. Ey Amerika sen de konuşuyordun, ey Batı sen de konuşuyordun. Şimdi neredesiniz, Avrupa neredesin, Amerika neredesin? Soruyorum. Cevap var mı? Yok. Çünkü bu başka türlü bir ittifak. Gazze'de bin 500'den fazla insan hayatını kaybetti. Şimdi 1 tane askerleri esir alındı diye İsrail feryat ediyor. Peki, sen 1 tane askerinin esir alınmasını konuşuyorsun da bu bin 500 tane şehidin, 7 bini aşkın yaralının hesabını kim verecek? Seninki can da öbürküler patlıcan mı?
''İstiyorlar ki Türkiye eskiden olduğu gibi tepkisiz kalsın''Uluslararası medyanın, bazı batılı yetkililerin Gezi Parkı odaklı olayları kadar bile bu konuyu gündeme taşımamasını eleştiren Erdoğan, hatta bazı ülkelerde Gazze için protesto gösterilerinin yasaklandığını, yine de gösteri yapanlara polisin çok ağır şiddet uyguladığını, bunu da hiç kimsenin konuşmadığını ifade etti.
Erdoğan, ''Bu çifte standarttır, bu hukuksuzluktur, bu adaletsizliktir. Bu insanların vicdanlarındaki adalet duygusunu yaralayan bir aymazlıktır'' dedi.İsrail'in Gazze'de soykırım yaparken dünyanın kendisine sessiz kalmasını, hatta kendisini desteklemesini istediğini belirten Erdoğan, ''Türkiye'den de beklentisi buydu. Çünkü on yıllar boyunca böyle oldu. İsrail keyfice saldırdı, keyfice zulmetti. Türkiye maalesef on yıllar boyunca diğer dünya ülkeleri gibi sadece seyretti. Şimdi biz İsrail zulmüne karşı gelince, bu zulme itiraz edince, bu soykırımı durdurmak için mücadele verince İsrail bundan rahatsız oluyor. İstiyor ki Türkiye eskiden olduğu gibi sussun, konuşmasın. İstiyor ki Türkiye eskiden olduğu gibi tepkisiz kalsın. İstiyor ki Türkiye geçmişte olduğu gibi özür dileyen ülke olsun. Geçti o günler, o günler 3 Kasım 2002'de sona erdi. Artık iş başında milletin iktidarı var. ''