Erdoğan,'Terörle mücadele küreselleşmelidir'
Başbakan Erdoğan, 'Sermaye küreselleşirken, ticaret küreselleşirken, dünya küresel bir köye dönüşürken terörle mücadele de mutlaka küreselleşmelidir' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Japonya'nın başkenti Tokyo'daki resmi temasları kapsamında Nikkei gazetesinin ev sahipliğinde düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katıldı.Başbakan Erdoğan, artık dünyada devlet terörünün de hakim olduğunun çok net ve açık ve şekilde görüldüğünü kaydederek, "Bunun bir tanesi şu anda yanıbaşımızda Suriye'de. Suriye'de devlet terörü esmektedir. İşte 3 yıla yakın bir zamandır, adeta bir soykırım olarak devam eden, 130 bin insanın konvansiyonel silahlarla öldürüldüğü Suriye'ye artık dünyanın bu kadar duyarsız kalmasını anlamak mümkün değildir" şeklinde konuştu."Biz, sadece Türkiye'de değil bölgemizdeki ülkelerde de terörün yıkıcı etkisini gördük" ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "
Terörün bir ülkeyi bir halkı nasıl tükettiğini, nasıl çürüttüğünü bizzat oralarda müşahede ettik. Terör şu anda dünyamızın en önemli ve en acil çözüm bekleyen sorunlarından bir tanesidir."Terörün bir insanlık suçu olduğunu ve insan hayatına kasteden her girişimin kötü olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, bunun hiçbir şekilde istisnası olmadığını söyledi."Dün olduğu gibi bugün de yarın da teröre karşı mücadele vermeye, terörle mücadele için gerekli uluslararası duyarlılığa çağrı yapmaya devam edeceğiz. İnsanlığın geleceğinin, dünyamızın geleceğinin Japonya'dan Amerika'ya kadar tüm dünyada teröre karşı samimi ve kararlı mücadeleden geçtiğini özellikle vurgulamak istiyorum. Sermaye küreselleşirken, ticaret küreselleşirken, dünya küresel bir köye dönüşürken terörle mücadele de mutlaka küreselleşmelidir.""İnşallah Cenevre 2'de başarılı bir netice alınır ve Suriye'de Beşar'sız bir dönemin başlaması için bir adım atılır" ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, "Eğer 130 bin insanın katili durumunda olan bir insanın başında olduğu bir Suriye düşünülecek olursa Suriye'de bu durum bitmez aynen bu süreç devam eder. Çünkü oradaki halk artık kendi iradesine saygı duyacak bir yönetim istiyor" dedi."Gerek demokratikleşme için gerek güçlü bir ekonomi için aktif bir dış politikanın gerekli olduğuna, önemli olduğuna inanıyor, içeride olduğu kadar bölgemizde de dünyada da istikrar ve güveni en güçlü şekilde savunuyoruz."Başbakan Erdoğan, "Kişi başına milli gelirin 25 bin dolara yükseleceğini tahmin ettiğimiz Türkiye, sadece 9 yıl sonra inşallah dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri konumuna yükselecektir" şeklinde konuştu.Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin cari açığına ilişkin bir soru üzerine de cari açığı şu ana kadar Türkiye ekonomisini tedirgin edecek noktaya getirmediklerini, yatırımları sağlıklı sürdürdüklerini anlattı. 3-5 yıl içinde cari açık tamamıyla Türkiye için bir tehlike olmaktan çıkacaktır, şu ana kadar bizi ciddi manada tehdit edememiştir, ekonomik krizlere rağmen" değerlendirmesinde bulundu.Konuşmasında, Türkiye ve Japonya halklarının birbiriyle teması ve irtibatının 90 yıllık bir geçmişten ibaret olmadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Öncelikle burada çok az bilinen ama bu alanda çalışan akademisyenlerin kabul ettiği bilimsel gerçeği hatırlatmak isterim; Türk ve Japon halklarının dillerinin aynı aileden, aynı dil kökünden gelmesi hasebiyle birbiriyle akraba iki halktır" şeklinde konuştu."Asrın projesi" olarak adlandırılan Marmaray'a da değinen Başbakan Erdoğon, konuşmasını şöyle sürdürdü"Bundan 153 yıl önce başta Sultan Abdülhamit olmak üzere Osmanlı sultanları, İstanbul Boğazı'nın altında bir tüp geçit inşa etmeyi hayal etmiş ve bunun çizimlerini dahi yaptırmışlardır. 153 yıllık bu büyük rüyayı Japon dostlarımızın desteğiyle gerçeğe dönüştürdük."Başbakan Erdoğan, "Ticaret konusunda Japonya'dan geride değiliz, takip ediyoruz, ama şu anda 4 milyar dolar olan Japonya ile ticaret hacmini artırmamız lazım. Atacağımız bu adımlarla, birbirimizden kazan-kazan esasına göre güç alarak, geleceğe yürüyeceğiz" ifadelerini kullandı.Erdoğan, Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin kurulmasını hedeflediklerini, 2023 yılında buradan mezun olan öğrencileri görmek istediğini belirterek, "Bunun ilk imzaları atıldı, bu ziyarette bunu daha da olgunlaştıracağız. İstanbul'da bu üniversite için güzel bir yer tahsis etmiş bulunuyoruz, bununla ilgili adımlarımızı atıyoruz. Uluslararası bazda Türk-Japon üniversitesini kurmak her iki ülke için anlamlı olacaktır. Bu üniversitenin eserleriyle de Türkiye de zenginleşecektir" diye konuştu.Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine ilişkin bir soru üzerine de Erdoğan, "AB üyesi ülkeler, bizi anlayamadıkları için çok dertliyiz. AB ülkelerinde Türkiye'nin 5 milyonu aşkın vatandaşı var, biz fiilen AB'ye girmiş ülkeyiz, ama işin yasal prosedürünü tamamlamış değiliz" dedi.Başbakan Erdoğan, bir başka soru üzerine de parti olarak prensipleri olduğunu ve buna göre üç dönem milletvekili adayı olunabileceğini hatırlattı. Erdoğan, "Tabii bu benim üçüncü dönemim milletvekilliğinde, birçok arkadaşımın durumu da bu. Dolayısıyla üçüncü dönemde bizim milletvekilliğindeki sürecimiz, bu karara göre bitiyor" dedi."İlla milletvekili olmak şart değil. Milletvekili olarak başkaları çalışır, siz de partinizi madem seviyorsunuz, partinizin bir mensubu olarak, bir üyesi olarak deneyiminizi, tecrübenizi bütün ülkenin değişik yerlerinde ama konferanslar vermek suretiyle, ama onların değişik çalışmalarında danışman olarak sürdürürsünüz.Başbakan Erdoğan, Tokyo'daki resmi programı kapsamında, Keidanren Derneği'nde, Türk Japon İşadamları Forumu'na da katıldı.Türkiye'nin son 11 yıldır çok köklü bir siyasi, sosyal ve ekonomik dönüşüm süreci yaşadığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:"Ekonomik anlamda gerçekten iyi bir performans sergilediğimiz bu dönemde, ekonomi politikalarımızın merkezine istikrar, güven ve öngörülebilirlik unsurlarını yerleştirdik. Bunun önemli sonuçlarını ise küresel kriz döneminde dahi ekonomik büyümemizi sürdürerek almış bulunuyoruz. 2009-2013 döneminde ABD ve AB’de milyonlarca kişi işini kaybederken, biz Türkiye’de toplam 6 milyon vatandaşımıza istihdam sağladık. Son 17 çeyrektir kesintisiz devam eden ekonomik büyümemizin sürdürülebilirliğine önem verdik ve vermeye devam ediyoruz.Temel stratejimiz, kamu kesiminden ziyade özel sektör ağırlıklı, tüketime değil yatırıma dayanan, dış kaynak yerine ülkenin kendi tasarruflarıyla finanse edilmiş bir büyüme yapısına sahip olmaktır. İsraf ekonomisi mi yoksa verim ekonomisi mi? İsraf ekonomisini biz ayak altına alıyoruz verim ekonomisine yönelik adımlarımızı atıyoruz. Önümüzdeki dönemde küresel konjonktürün, özellikle gelişmekte olan ülkeler için daha da zorlayıcı olacağının farkındayız."Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yürüttükleri projelerden birinin de Japonya ile birlikte hayata geçirmeyi planladıkları Sinop Nükleer Enerji Santrali Projesi olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bu proje, uzun vadeye yayılan kapsamlı bir işbirliğini de beraberinde getirecektir. Nükleer santral projesinin hayata geçebilmesinin temel şartlarından birinin de insan kaynaklarına yapılacak yatırım olduğunu biliyoruz. Bu doğrultuda, Başbakan Sayın Abe ile birlikte başlattığımız Türkiye-Japonya Bilim ve Teknoloji Üniversitesi projesine verdiğimiz önemi özellikle vurgulamak istiyorum. Şu anda yer tahsisini yapmış bulunuyoruz, imzalar atılmak suretiyle adımları atacağız.Bu projenin, önümüzdeki yıllarda, ülkelerimiz arasında ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda yeni işbirliği imkanlarının da kapısını aralayacağına inanıyorum. Japon iş dünyasının ve özellikle Keidanren’in de bu önemli projeye sahip çıkmasını ve desteklemesini bekliyorum. Geçtiğimiz 11 yılda ortaya koyduğumuz başarılı performans yanında, önümüzdeki dönem için de kendimize, 2023 yılını esas aldığımız çok önemli hedefler belirledik."