Erdoğan'dan ABD'ye PYD resti!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, PYD'yi ‘terör örgütü' olarak görmeyen ABD'ye sert sözlerle yüklendi. ABD'li yetkililerin kendilerine başka, arkalarından başka konuştuğunu iddia eden Erdoğan, 'Öyleyse bu millet kendi göbeğini kendisi kesecektir. Başka bunun çaresi yok' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İlim Yayma Cemiyeti Genel Kurulu'nda konuştu. Erdoğan konuşmasında PYD'yi ‘terör örgütü' olarak görmeyen ABD'ye yüklendi. "Terör konusunda da aynı çifte standarda, aynı ikircikli tavra şahit oluyoruz" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Bakın biz 'PYD terör örgütüdür' diyoruz, 'YPG terör örgütüdür' diyoruz. Çok enteresan Amerika'dan Savunma Bakanı ayrı şey söylüyor, öbür tarafta sözcü ayrı şey söylüyor. Diyor ki 'YPG'yi, PYD'yi terör örgütü olarak kabul etmiyoruz.' Bu nasıl bir şeydir? Kendileriyle konuştuğumuzda bize artık farklı konuşuyorlar ama bakıyorsunuz ki sırtımızı dönüyoruz, bunlar farklı şeyler söylüyorlar. Öyleyse bu millet kendi göbeğini kendisi kesecektir. Başka bunun çaresi yok."
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
‘ZAFERİN DERS KİTAPLARINDA BİRKAÇ KELİME İLE GEÇİŞTİRİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ'
Kut'ül Amare, bu milletin Avrupa ülkeleri tarafından 'hasta adam' olarak ilan edildiği, topraklarının paylaşıldığı, beka mücadelesi verdiği kritik bir dönemde kazandığı abidevi bir zaferdir. Ama buna 'hayır ben bunu zafer olarak kabul etmiyorum, etmeyeceğim' diyen bazı ayağı yere değmeyen, kendini bilmez, haddini bilmez tipler de var. Ama onlara rağmen bu zaferi inkar edemeyecekler. Yıllarca bizlere unutturulmaya, hafızalarımızdan tamamen silinmeye çalışılan bu zafer, aynı zamanda ülkemizdeki çarpık tarih anlayışını da gözler önüne sermektedir. Bu zaferin ders kitaplarında kuru birkaç kelimeyle geçiştirilmeye çalışıldığını üzüntüyle ve ibretle görüyoruz.
‘İNLERİNE GİRDİK VE GİRİYORUZ'
Yalanın envai çeşidi şu anda onlarda (Paralel Devlet Yapılanması) var. Çünkü onlar da takiyeci. Bunu da başarıyla yürütüyorlar. İşte bakın şu anda çok ciddi bir kısmı cezaevlerinde, bir kısmı kaçtı gitti. Dedik ya inlerine gireceğiz, girdik ve giriyoruz. Bu ten bu canda oldukça bu ümmete ihanet eden kim olursa olsun bunların üzerine sonuna kadar gideceğiz.
Bölgeyi kendi çıkarları için dizayn etmek isteyenler, o dönemde basın yayın kuruluşlarını nasıl bir silah gibi kullanmışlarsa, 100 yıl sonra aynısını bugün de yapıyorlar. Suriye meselesinde, Irak konusunda, Güneydoğu Anadolu'daki olaylar hususunda aynı yaklaşımın ürünü haberlere, manşetlere, sosyal medya kampanyalarına her gün şahit oluyoruz.
‘ÜLKEMİZ ALEYHİNDE KAMPANYALAR SÜRDÜRÜYORLAR'
3 yıl önce Gezi olayları sırasında yaşanan hadiseleri sanki ülkede bir iç savaş yaşanıyormuş gibi gösteren, bu yönde yayın yapan Batılı medya kuruluşları ülkemizde kamp kurmuşlardı. Sonra manşetlerini, sayfalarını, sütunlarını 'Türkiye teröre destek veriyor' kara propagandasına hasrettiler. Bu arada basın yayın özgürlüğü üzerinden ülkemizi karalamak için her türlü çabayı gösterdiler. Şu anda Paralel Devlet Yapılanması bunu yapmıyor mu? Türkiye'de başarılı olamayınca Batı'nın değişik ülkelerinde Paralel Devlet Yapılanması'nın medya unsurları, oralarda ülkemiz aleyhinde kampanyalar sürdürüyor.
‘SIRTIMIZI DÖNÜYORUZ, BUNLAR FARKLI ŞEYLER SÖYLÜYOR'
Terör konusunda da aynı çifte standarda, aynı ikircikli tavra şahit oluyoruz. Bakın biz 'PYD terör örgütüdür' diyoruz, 'YPG terör örgütüdür' diyoruz. Çok enteresan Amerika'dan Savunma Bakanı ayrı şey söylüyor, öbür tarafta sözcü ayrı şey söylüyor. Diyor ki 'YPG'yi, PYD'yi terör örgütü olarak kabul etmiyoruz.' Bu nasıl bir şeydir? Kendileriyle konuştuğumuzda bize artık farklı konuşuyorlar ama bakıyorsunuz ki sırtımızı dönüyoruz, bunlar farklı şeyler söylüyorlar. Öyleyse bu millet kendi göbeğini kendisi kesecektir. Başka bunun çaresi yok.
‘ACI GERÇEĞİ GÖRDÜK'
Bölücü terör örgütünün mensupları ve destekçileri, hem ülke içinde hem dışarıda, Türkiye'nin aleyhine ne varsa, hepsinde en başta yer alıyorlar. Şimdi aynı safta Paralel Devlet Yapılanması dediğimiz ihanet şebekesinin mensupları da bunu yapıyor. Aynı saftalar, hiç farklılık yok. Bu yapı dünyanın hangi ülkesinde etkinliği varsa, orada tüm imkanlarını, gücünü, elemanlarını ülkemizin ve milletimizin aleyhine olan işler için seferber etmiş bulunuyor. Gittiğimiz ülkelerde bu acı gerçeği bizzat gördük. Böyle bir parayı bunlar bu ülkelere nasıl aktardılar, nereden buldular, nasıl buldular? Onun için çok çalışacağız, yanlışımızı telafi etmek durumundayız.
‘KENDİ ÜLKENİZE KARŞI SİLAH DA ÇEKTİRİRLER'
Bölücü örgütün paçavralarını taşıyanlar, Ermeni örgütlerinin yandaşları ve Paralel Yapı'nın elemanları yan yana, omuz omuza, kol kola, ülkemizin aleyhine slogan atıyorlar, gösteri yapıyorlar. Hatta fırsat bulduklarında işi saldırganlığa kadar vardırıyorlar. Bunun için ben her fırsatta 'yerli' ve 'milli' vurgusunu yapıyorum. Şayet yerli değilseniz, şayet milli bir duruşunuz yoksa, Paralel Yapı gibi ruhunuzu ve bedeninizi başkalarının emrine vermişseniz, sizi kendi ülkeniz aleyhine de bağırtırlar, kendi ülkenize karşı silah da çektirirler.
‘RABBİM ONLARIN KİRLİ HESAPLARINI ALTÜST ETMİŞ'
Ülkemizin tarihindeki en açık, en aleni, en cüretkar ihanet teşebbüslerinden birini gerçekleştirenlerin bu devlete ve bu millete yapamayacakları kötülük yoktur. Kim olursa olsun. Bunun içinde yargı yer aldı mı? Aldı. Bunun içinde ne yazık ki güvenlik güçleri yer aldı mı? Aldı. Bunun içinde medya yer aldı mı? Aldı. Bunları yaşadık. Peki bunların takipçisi olmayacak mıyız? Rabbim onların kirli hesaplarını altüst etmiş, bu ihaneti yapanları kendi kazdıkları kuyuya düşürmüştür. Türkiye'yi terör örgütlerine yardım eden ülke gibi göstermeye çalışanlar bugün kendileri terör örgütü olarak tescillenmiştir. Paralel ihanet şebekesinin ülkemize verdiği zarar gayet büyüktür. Türkiye'nin bilhassa çeyrek asrının en parlak beyinleri, bu örgüt tarafından adeta iğfal edilmiş, şahsiyetsiz, kişiliksiz, riyakar robotlar haline dönüştürülmüştür.
Unutmayın karşımızda çok daha fazla insana ulaşan, çok daha fazla yurt açan, ev açan, faaliyet yürüten yapı var. Şu anda onlar aşıldı, hamdolsun. Paralel Yapı'ya kaptırılan her bir masum evladımızın vebali bizlerin üzerindedir. Biz daha fazla çalışarak, daha fazla hizmet gerçekleştirerek, daha fazla imkan oluşturarak, evlatlarımızın bu tür şer şebekelerinin pençesine düşmesinin önüne geçmek mecburiyetindeyiz.