Erdoğan‘dan ‘Mina‘ açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan Hac'da meydana gelen izdiham faciası hakkında önemli açıklamalarda bulundu gazetecilerin sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hac'da meydana gelen izdiham faciası hakkında önemli açıklamalarda bulundu gazetecilerin sorularını cevapladı.
İstanbul'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ünlü İşadamı Cevahir'in cenaze töreninin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı
Mina'daki faciaya ilişkin soruları cevaplayan Erdoğan 'Suudi Arabistan'a bu konuda yüklenilmesini doğru bulmuyorum. Gereken her şey yapılacaktır. Bu ve benzer olaylar pek çok organizasyonda yaşanıyor. Bu olay kolay bir olay değildir. 4 Milyon hacı adayı aynı anda aynı yere gidiyor. Bunu gönlümüz elbette kabul etmiyor ancak Arabistan'ın bu konuda net tavırlar aalacağından da şüphemiz yoktur. Hayatını kaybeden tüm Müslüman kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum' dedi.
İşte Erdoğan'ın açıklamaları;
SUUDİ ARABİSTAN'A HAKSIZLIK YAPILIYOR
Burada kimisi yönetim boşluğu, buradaki organizasyonda sıkıntılar var gibi yaklaşımları ben doğru bulmuyorum. Çünkü bunu söyleyenlerin çoğnun sırtında küfe yok. Olmayınca da rahat konuşuyorlar. bu tür çalışmalar ve organizasyonlarda ihtimaller çok da düşük olsa sıkıntılar zaman zaman yaklaşıyor. Bu sadece Hac değil farklı organizasyonlarda da oluyor. Bunlara bakarken bence bardağın dolu tarafından bakmak çok daha isabetli olur. Suudi Arabistan'a fatura yükleyelim illa suçlusu buymuş gibi bir yaklaşımı doğru bulmuyorum. Suudi Arabistan şu ana kadar katıldığım Hac, Umre farizasında yapılanları yakından bilen insanım. Burada kalkıp da bu organizasyon yanlıştı deme yerinde değilim. Ben inanıyorum ki Suudi Arabistan yönetimi inşaat olayından sonra nasıl kararlı tavırlar aldıysa buna göre de kararlar alacaktır. Orada bir daralan boğaz gibi bir yer var orada panikleme olduğu anda malesef bedeli faturası ağır oluyor. Burada da böyle bir fatura neticesinde meydana gelen bir sıkıntı oluyor.
Kolay değil 4 milyona yakın hacı aynı anda aynı yere geliyor. Arafat'taki Vakfe'den sonra Mina'ya gelirken meydana geliyor. Böyle bir şeyi gönlümüz asla kabul etmez ama oldu. Biz Allah'tan rahmet diliyoruz hepsine. Tedbirler inanıyorum ki çok daha farklı olacaktır. Burada da Suudi Arabistan yönetimine saldırgan yaklaşımları da doğru bulmuyorum.
SABRIMIZ DA BİR YERE KADAR
Suriye'ye Türkiye'nin yaklaşımı Başbakanlığım dönemimde neyse bugün de aynıdır. Bir DAEŞ olayı söz konusu diğer örgütlerin yaklaşımı ve rejim ortada. Tüm bu çalışmalarda hangi ülkeler bu işin kurtarılmasına girekecekse bu çalışma sürecini ben ifade ediyorum. Geçiş süreci dediğim olay da budur. Esed ile asla Suriye'nin kurtuluşu söz konusu değildir. Zaten Esed'li olan bir anlayışa muhalif kesim evet demiyor. Bu mücadelede bir defa Esed zerre kadar Suriye sevgisi varsa, Suriye halkına sevgisi varsa bu işi bırakıp gitmek zorunda. Bizim Suriye'nin içi ile sıkıntımız yok. Ama bizim 911 km sınırımız var ve her an biz tehdit altındayız. Biz buna bir yere kadar sabrederiz ama sabrında bir sınırı var. 2 milyon insana kapısını açan kim biziz. Niye açıyoruz biz Müslümanız. Hristiyana da Ezidi'ye de kapımızı açıyoruz. Bizim gösterdiğimiz anlayışı kimse gösteriyor mu yok göstermiyor. Böyle bir süreç içerisinde biz de ne yapacağımızı birileri ile oturup konuşmamız gerekiyor. Bunu da sürecin içinde olan ülkelerle görüşüyoruz. Türkiye'ye bugüne kadar da bu konuda destek çıkan olmadı dilerim bugünden sonra çıkar.