Erdoğan'ın adaylık dilekçesi TBMM'ye sunuldu

AK Parti Grup Başkanvekilleri, Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren ve 311 milletvekilinin imzasını taşıyan dilekçeyi TBMM Başkanlığı'na sundu. AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, dilekçelerin yer aldığı klasörü, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e teslim etti. Canikli, yaptığı konuşmada, 1. turu 10 Ağustos'da yapılacak olan 12. cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak, AK Parti'li 311 milletvekili tarafından aday gösterilen İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili başvuru dosyasını takdim edeceklerini söyledi.
12. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin öncekilerden çok farklı bir içerikçe gerçekleştirileceğini belirten Canikli, "İlk kez halk tarafından, doğrudan cumhurbaşkanını seçeceğiz. Bu son derece önemli. Çünkü, esasında 1982 Anayasası Cumhurbaşkanlığına çok büyük, geniş yürütme yetkileri vermesine rağmen, doğrudan halk tarafından seçilmediği için, uygulamada bu yetkiler sembolik ve temsili düzeyde kalmış ve kullanılmamıştır. Demokrasilerde gücün kaynağı olan, cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi, 1982 Anayasası ile Cumhurbaşkanlığına verilen yetkilerin kullanılmasına imkan sağlayacaktır. Bu yönüyle son derece önemlidir" dedi.
Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan'ın 12. Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlenmesinde, son derece geniş kapsamlı, katılımlı, istişare, değerlendirme ve danışma süreci gerçekleştirildiğinin altını çizerek, şöyle konuştu:
"Hiç bir siyasi parti adına bugüne kadar gündeme gelmeyen bir yöntemle gerçekleştirilmiş. En geniş anlamıyla bu istişareler tamamlanmış ve bunun sonucunda büyük bir mutabakatla Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 12. Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine karar verilmiştir. Gösterme biçimi de bugüne kadar Türk siyasetinde gündeme gelmeyen yöntemle sonuçlandırılmıştır. Çünkü, genelde cumhurbaşkanları tepeden inmeci ve dayatmacı bir yaklaşımla topluma kabul ettirilmeye çalışılmıştır ve çalışılmaktadır. CHP ve MHP'nin çatı adayı olarak ortaya koyduğu isim için de aynı şey geçerlidir. Tam anlamıyla tepeden inmeci ve dayatmacı, topluma baskıcı bir anlayışla sunulmaya çalışılan bir aday olarak karşımıza çıkmaktadır. Hatta CHP'nin bir grup başkanvekili dahi, bu ismi sonradan öğrendiğini, kendisine bilgi verilmediğini kamuoyu ile paylaşmıştır. Bu derece dayatmacı ve baskıcı bir anlayışın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. O nedenle farklıdır. Bütün toplumun tüm kesimleriyle istişareler gerçekleştirilmiş ve sonucunda Başbakanımız, Genel Başkanımız, İstanbul Milletvekilimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine karar verilmiştir.
Yeni dönemde Cumhurbaşkanlığı makamı temsili olmanın çok ötesinde, herşeyden önce hizmet makamı olacaktır. Bu ağırlık son derece önemlidir. Bu açıdan damgasını vuracaktır. Yani yürütmenin önemli bir unsuru olacaktır Cumhurbaşkanı. Geçmişte olduğu gibi, sadece temsili makamda kalacak olan bir unvan olmayacaktır. Bunu sağlayacak olan da doğrudan halk tarafından seçilecek olmasıdır. Başbakanımız inşallah 10 Ağustos'ta milletimizin takdiri ve teveccühü ile cumhurbaşkanı seçildiğinde, yeni Anayasa'da anlamını bulacak şekilde Cumhurbaşkanlığı makamını ifa edecektir, biz buna inanıyoruz, öyle de olması gerekir. Yani hizmet edecek, hizmeti koordine edecek, sadece gelen evrakları imzalayan onay makamının ötesinde, gerçek anlamda bir lider, cumhurun başkanı olarak hizmet ifa edecektir. Hizmetine kaldığı yerden devam edecektir."
"Biz bu anlayışla, inançla, yaklaşımla Başbakanımızı 12. Cumhurbaşkanlığına aday olarak gösteriyoruz" diyen Canikli, imzaların yer aldığı klasörü TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e takdim etti.
"Seçim sürecinde makamlar, kurumlar ve değerler aşınmamalıdır"
TBMM Başkanı Çiçek de Türkiye'nin, yakın siyasi tarihi bakımından önemli bir süreçten geçtiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı seçiminin tarihte her zaman önemli olduğunu anlatan Çiçek, Cumhurbaşkanlarının sembolik yetkilere sahip oldukları dönemlerde bile bu seçimlerle ilgili bazı sıkıntıların yaşandığını, uzunca süre Cumhurbaşkanı seçilemediği dönemlerin olduğunu anlattı.
Yaşanan bu tecrübelerden sonra, artık Cumhurbaşkanını halkın bizatihi kendisinin seçeceğini belirten Çiçek, şöyle devam etti:
"Siyaset yapan insanlar olarak çözemediğimiz siyasi sorunları, milletimiz büyük bir olgunlukla, sağduyuyla her zaman en doğru şekilde çözmüştür. İnanıyoruz ki milletimizin bu özellikleriyle, 12. Cumhurbaşkanı'nı da kendisine yakışır bir olgunlukla seçecektir. Seçim şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun. Seçim önemli, seçilecek makam da çok önemli. Devletin en üst makamıdır, en yüce makamıdır. Benim arzum ve temennim odur ki bu seçimler büyük bir olgunluk içinde geçsin.  Seçim sürecinde makamlar, kurumlar ve değerler aşınmamalıdır. Çünkü bizi bir arada tutan bu değerlerdir, kurumlardır, kavramlardır. Seçim vesilesiyle bunlar aşınmadan, karşılıklı saygı ve nezaket içerisinde bu seçimin yapılması ülkemizin menfaatinedir.  Seçim önemlidir ama seçimin sonucunu kabul etmek en az seçim kadar önemlidir. Çünkü geçmişte de seçimler yaptık, sonra seçimler yapılmamış gibi yeni tartışmalara kapı araladık. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve makamı, yeni tartışmalar yapılacak bir makam olamaması gerekir.
Seçimlerin adaylar için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. İnşallah büyük bir olgunluk içinde milletimizin, demokrasiyi özümsediğini, benimsediğini gösterecek bir seçim yapılacaktır; bunu temenni ediyorum."