İşler, 'Yaşanan olaylar Bosna'yı unutturdu'
Emrullah İşler, Suriye'deki savaş suçu belgelerine ilişkin, 'Resmen soykırım. Bu yaşanan olaylar Bosna'yı unutturdu, böyle giderse Hitler'i de unutturacak dedi.
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler,Habertürk televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Türkiye'nin, Avrupa ve AB ile ilişkilerinin fevkalade güzel olduğunu belirten İşler, Brüksel'de gerçekleştirilen görüşmelerde Türkiye'nin dış politikasının doğruluğuna bir kez daha şahitlik ettiklerini bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel görüşmelerinin samimi ortamda gerçekleştiğini ifade eden İşler, "Samimi ortamda gerçekleşen görüşmelerde Avrupa ile ilişkilerimizde kriz çıkmasını isteyenler bir kere daha hayal kırıklığına uğradı" diye konuştu.
Suriye'deki insanlık suçunu kanıtlayan fotoğrafların, Cenevre 2 Konferansı'nı nasıl etkileyeceği sorusunu İşler, şöyle yanıtladı: " Suriye politikamızın ne kadar doğru olduğu bir kere daha tescil edilmiş oldu. Biz orada mazlumSuriye halkının yanında olduk, zalim Esed rejiminin karşısında olduk. Bu çıkan fotoğraflar 55 bin kareden bahsediliyor, sistematik şekilde işkence yapılıyor, öldürülüyor. Resmen soykırım, bu yaşanan olaylar Bosna'yı unutturdu, böyle giderse benim tahmimin bu 55 binlerde kalacak değil bu iş ortaya çıksın 155 bini de geçeceği kanaatindeyim. Artık Esed rejiminin, BAAS rejiminin yaptığı işkence, soykırım Bosna'yı unutturdu, böyle giderse Hitler'i de unutturacak." CHP'nin dün gerçekleştirilen grup toplantısında Kılıçdaroğlu'nun bu konuya değinmediğine işaret eden İşler, "Bunun altının çizilmesi lazım, CHP'nin Suriye konusunda ne kadar yanlış politika izlediği net şekilde ortaya çıkmış oldu" dedi. Fotoğrafların ortaya çıkışının, Cenevre 2 Konferansı öncesine rastlamasının önemine dikkat çeken İşler, "Cenevre toplantılarında da Kerry'nin, Lavrov ile yapmış olduğu görüşme sonrasında, ABD Dışişleri Bakanı çok net söyledi, Esed'li bir geçiş süreci kabul edilemeyeceğini ortaya koydu. Biz, kendi politikalarımızı kendimiz belirliyoruz, ve politikalarımızın bir ağırlığı var. Biz, bu ağırlık neticesinde Suriye konusunda doğru bildiğimiz politikaları paydaşlarımızla paylaşıyor, bu doğrultuda yolumuza devam ediyoruz" ifadelerini kullandı. İşler, "Zaten Esed rejiminin orada devam etmesi, varlığını sürdürmesi kabul edilebilir bir durum değildi. Hele bu görüntülerden sonra Esed ile Suriye'nin geleceğini tasavvur etmek, son derece yanlış olur, yanlış olacaktır. Bu görüntülerden sonra aslında Esed ve avenesinin, uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanması gerekecek. Önümüzdeki günlerde bunlar gündeme gelecek" dedi. Ortaya çıkan görüntülerin üstünü kimsenin örtemeyeceğini ifade eden İşler, "CHP, tarihinin en büyük hatasını yapmış oldu, Esed rejimine destek çıkarak. Bunun hesabını da Türkiye'de halkımıza veremeyeceğini düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu. "Cenevre 2 Konferansı'ndan ne bekliyorsunuz? Görüntülerin ardından Esed'in gitme olasılığı ortaya çıkar mı" sorusu üzerine İşler, toplantıdan sonuç çıkıp çıkmayacağını zaman içinde göreceklerini söyledi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yasasında yapılması düşünülen değişikliğin Anayasa'ya uygun olduğunu, AK Parti olarak Anayasa'ya aykırı iş ve işlemler yapmadıklarını belirten İşler, İşler, "Biz, ne yaptığımızı biliyoruz, kanuna ve anayasaya aykırı bir şey yapmıyoruz. Yaparsak da zaten ülkede gerekli mekanizmalar var, bu yanlış düzeltilir" dedi. Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Milli İstihbarat Teşkilatına ait olduğu iddia edilen TIR'ların durdurulmasına dair bir soru üzerine de "Neden şimdi? MİT, 2011'den beri Suriye'de süren bir insanlık dram var, orada Türkmenler, Araplar, Kürtler var bunlar bizim kardeş halklarımız. Türkiye olarak 2011'den beri sürekli yardımlar, TIR'lar gidiyor. Şimdiye kadar durdurulmayan TIR'lar şimdi neden durduruluyor" diye konuştu. 17 Aralık'ta ve 25 Aralık'ta İstanbul merkezli başlatılan operasyonların Türkiye'de kriz çıkarmaya yönelik operasyonlar olduğunu belirten İşler, bu operasyonların Başbakan Erdoğan'ı siyasetten uzaklaştırmak için yapıldığını ve hepsinin de bertaraf edildiğini kaydetti. İşler, operasyonların görünen hedefinin Başbakan Erdoğan ve hükümet, görünmeyen hedefinin ise Türkiye'nin yükselişinin durdurulması olduğunu ifade etti. Türkiye'de iktidar değil muhalefet sorunu olduğunu ifade eden İşler, "Bugün başka, yarın başka konuşan, delilsiz, mesnetsiz konuşan bir muhalefet var. MİT'in görevleri çok açık, 26. maddede var. Götürülen yardımlar yeni yapılan yardımlar değil ama zamanlama çok önemli, bu zamanlamayı halkımızın çok iyi okuduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Türkiye'de yaşanan olayların bir yerlerden talimatla yapıldığının açık olduğunu dile getiren İşler, "Devlet içindeki bu yapıya kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bizim Türk devlet geleneğinde de devlet sisteminde de böyle bir şey yoktur. Devlet içinde devlet yoktur, aksi takdirde Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği tehlikeye girer" değerlendirmesinde bulundu. İşler, "MİT tırlarının durdurulmasıyla ilgili kurumlar arasında bir kopukluk, bilgilendirme eksikliği mi var" sorusunu, "Detayı bilmiyorum ama kurumlar bu işleri yaparken, faaliyetlerde bulunurken gerekli bildirimleri zaten yaparlar, ben orada bir eksiklik olduğu kanaatinde değilim" şeklinde yanıtladı. İşler, "17 Aralık operasyonunun ardından çözüm sürecinin durduğuna" yönelik iddialara ilişkin, sürecin aynen devam ettiğini ve hiçbir şekilde durmayacağını bildirdi. "Terörle Mücadele Kanunu, Türkiye'nin gündeminden çıkabilir mi" sorusunu İşler, "Tabii buna paralel olarak da zamanı geldiği zaman, şartlar olgunlaştığı zaman o konuda da çalışmalar yapılabilir" diye yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dinlendiği ve dinlemelerin Yargıtay binası üzerinde bir yerden yapıldığı iddialarına ilişkin soru üzerine İşler, "İddia olduğu için, henüz ispatlanmış bir şey olmadığı için benim o konuda bir şey söylemem zaten doğru olmaz. Ama Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun raporunu beklemek durumundayız" ifadesini kullandı. Kendisinin dinlenildiğine ilişkin bir kaygı taşıyıp taşımadığı sorulan İşler, "Dinlenildiğimi duymuş değilim. Ama dinlendiğimi ben de biliyorum. Muhakkak..." diyerek, buna karşı daha ihtiyatlı davranmak durumunda kaldığını dile getirdi. İşler, "Ama tabii ki telefonda da pek çok şeyi konuşmak zorundasınız. Artık bu dinleme olayları biliyorsunuz, herkes herkesi dinleyebiliyor. Teknoloji çok ilerledi. Ama yapacak da fazla bir şey yok" dedi. Fethullah Gülen'in, The Wall Street Journal gazetesine verdiği demeç hatırlatılarak, "Ayrışmanın nedeni demokratikleşmede geri durulması mı" sorusu yöneltilen İşler, "Hayır. Biz demokratik ilerlemeler konusunda gerekli adımları atıyoruz" ifadesini kullandı. Demokratikleşme paketinin Meclis'te olduğuna, demokratik açılımların sürdüğüne işaret eden işaret eden İşler, "Fethullah hocanın değindiği bu konu, 'yani demokratikleşmeden vazgeçtiğimizden dolayı bir ayrışma söz konusu' ifadesi bence doğru bir ifade değil" diye konuştu. "AK Parti'nin, cumhurbaşkanını, Meclis'in seçmesi yönünde bir hazırlığı TBMM'nin gündemine getirebileceği" iddiası sorulan İşler, Cumhurbaşkanını halkın seçecek olmasının Türkiye'de atılan çok büyük adımlardan birisi olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Bundan bizim geri dönmemiz, vazgeçmemiz konusunda şahsen benim bildiğimiz hiçbir şey yok. Bunu gerektirecek bir ortam da olduğunu düşünmüyorum. Bir de Tayyip Erdoğan'ı, Tayyip Erdoğan yapan vermiş olduğu sözden dönmemesidir. Dolayısıyla halkımız da onu çok iyi biliyor. Başbakanımız da halkın kendisine karşı olan duygularını çok iyi bildiği için bu tür konularda böyle tavır değiştirmeye gideceğini ben zannetmiyorum." El Kaide terör örgütünün, 3 ilde eylem düzenleyeceği iddiasına ilişkin ise İşler, Türkiye'nin güvenlik konusunda her zaman gerekli tedbirlerini aldığını söyledi. İşler, "Türkiye çok riskli bir bölgede bulunuyor. Bu riskli bölgede, bu kanın, gözyaşının ve karmaşanın olduğu bölgede yegane istikrar adası Türkiye'dir. Burayı da karıştırmak isteyenler var" ifadesini kullandı. Türkiye'nin bu tür terör örgütleriyle özdeşletirilmesine yönelik çabalar bulunduğuna işaret eden İşler, "Halbuki Türkiye o aşırı terör örgütlerinin hedefinde maalesef" dedi. "MİT, Türkiye'nin güvenliği açısından silah götürebilir mi, insani yardım dışında diğer destekleri de sağlayabilir mi" sorusu üzerine İşler, MİT'in görevini yaptığını belirterek, "Bir savcının, MİT'in göndermiş olduğu ve görevlilerinin başında bulunmuş olduğu bir TIR'da arama yapmaya kalkması kanuna aykırı. Bu çok net bir şekilde ortada. Dolayısıyla bunu 17 Aralık, 25 Aralık operasyonlarıyla birlikte okumak lazım. Hedef Türkiye'de kriz çıkarmak, Türkiye'de kriz çıkarıp Türkiye'nin imajını zedelemek" diye konuştu.