İstanbul'daki dörtlü Suriye zirvesi sonrası 4 liderden ortak açıklama
İstanbul'daki dörtlü Suriye zirvesi sonrası Erdoğan, Putin, Merkel ve Macron ortak açıklama yaptı.
Türkiye Cumhuriyeti, Fransa Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanları ile Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi tarafından yapılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi;
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Emmanuel Macron, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ve Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Sayın Angela Merkel 27 Ekim 2018 tarihinde İstanbul’da Suriye konulu Dörtlü Zirve'de biraraya gelmişlerdir.
Devlet Başkanları ve Şansölye;
Suriye ihtilafına dair son gelişmeleri ele almışlar ve Suriye ihtilafından kaynaklanan bölgesel ve küresel güvenlik ile istikrara yönelik risk ve tehditler karşısındaki ortak kaygılarını ifade etmişlerdir.
Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli taahhütlerini teyit etmişlerdir.
Süregiden ihtilafa askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu olarak müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair güçlü inançlarının altını çizmişler ve bu çerçevede, Suriye ihtilafına muteber ve sürdürülebilir çözüm bulunmasına katkı sağlamayı amaçlayan tüm uluslararası girişimler arasında eşgüdümün artırılmasının önemini vurgulamışlardır.
BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ’la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler, oluşumlar ve diğer terörist grupların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla terörle mücadelede kararlılıklarını teyit etmişlerdir.
Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğine zarar vermeyi amaçlayan ayrılıkçı gündemleri reddetme kararlılıklarını ifade etmişlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu tarafından 17 Eylül 2018 tarihinde Soçi’de imzalanan İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin Muhtıra’yı memnuniyetle karşılamışlardır.
Ağır silahların ve radikal grupların Muhtıra uyarınca tesis edilen silahtan arındırılmış bölgeden çekilmesinde sağlanan ilerlemeyi takdir etmişlerdir.
Teröre karşı mücadeleye devam etme gerekliliğinin altını çizerken, Muhtıra’da öngörülen etkili önlemlerin tam olarak uygulanması ve tüm ilgili tarafların Muhtıra hükümlerine riayet etmesi suretiyle sağlanacak kalıcı bir ateşkesin önemini vurgulamışlardır.
Suriye’de herhangi bir tarafça kimyasal silah kullanılmasına azami surette karşı olduklarını teyit etmişler ve tüm taraflara Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme’ye tam riayet etmeleri çağrısında bulunmuşlardır.
BM’nin kolaylaştırıcılığında ve Suriyelilerin öncülük ve sahipliğinde yürütülücek kapsayıcı bir siyasi sürece desteklerini ifade etmişler ve Suriyeli taraflara bu sürece aktif katılım sağlama çağrısında bulunmuşlardır.
BM gözetiminde, en yüksek uluslararası şeffaflık ile hesapverilebilirlik standartlarına uygun olarak, diaspora mensupları da dahil seçime katılma hakkına sahip tüm Suriyelilerin katılımıyla düzenlenecek serbest ve adil seçimlerin zeminini oluşturmak üzere Suriye’de anayasal reformu gerçekleştirecek Anayasa Komitesi’nin Cenevre’de kurulması ve erken bir zamanda, şartları gözeterek, bu yıl sonu itibariyle toplanması çağrısında bulunmuşlardır.
Siyasi sürecin sürdürülmesine ve ateşkesin kalıcı olmasına katkı sağlanmasını teminen güven artırıcı önlemlerin uygulanmasının önemini vurgulamışlar ve ilgili Çalışma Grubu tarafından BM ile Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla çalışmalar yürütülen, zorla alıkonulanlar/kaçırılanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti konularına desteklerini beyan etmişlerdir.
İnsani yardım kuruluşlarına Suriye genelinde hızlı, güvenli ve kesintisiz erişim sağlanması ile Suriye halkının acılarının hafifletilmesi için ihtiyaç duyan herkese acil insani yardım ulaştırılması gereksiniminin altını çizmişler ve bu çerçevede, Suriye'ye yapılan yardımı artırmaları için başta Birleşmiş Milletler ve bağlı insani kuruluşları olmak üzere, uluslararası topluma çağrıda bulunmuşlardır.
Başta Türkiye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere, evsahibi ülkelerle dayanışma içinde olduklarını teyit etmişler ve mültecilerin Suriye’ye güvenli ve gönüllü şekilde, uluslararası hukuka uygun koşullarda geri dönmelerine bağlı olduklarını hatırlatmışlardır.
Mültecilerin ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların tüm ülke genelinde oluşturulması ihtiyacına işaret etmişler, geri dönenlerin silahlı çatışma, siyasi baskı veya keyfi tutuklamalardan korunması ve su, elektrik, sağlık ve sosyal hizmetler dahil olmak üzere insani altyapı gereksiniminin altını çizmişler ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dahil olmak üzere ilgili tüm taraflar arasındaki eşgüdüm ihtiyacını vurgulamışlardır.
Suriye’de barış ile istikrar için gerekli koşulların tesisini, siyasi bir çözümün teşvikini ve bu bağlamda uluslararası oydaşmanın güçlendirilmesini teminen birlikte çalışma taahhütlerini ifade etmişlerdir.
Fransa Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanları ile Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi, İstanbul’daki Dörtlü Zirve’ye evsahipliği yapmalarından ötürü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a içten teşekkürlerini sunmuşlardır.
LİDERLERDEN SURİYE ZİRVESİ SONRASI ORTAK AÇIKLAMA
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarından satır başları şöyle;
Bu önemli toplantı vesilesiyle dostlarımızı İstanbul'da ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Toplantımızın ve aldığımız kararların Suriyeli kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ana önceliklerimiz sahada tam olarak ateşkesin sağlanması. Akan kanın bir an önce durdurulması öncelikli hedef
Suriye itilafının küresel bir sorun haline dönüşmesinin en önemli sebebesi uluslararası toplumun meseleyi yeterince sahiplenmemesidir.
Birçok ülke durumun vahabatini krizin etkilerini kendi sınırına ulaşınca fark edebilmiştir. İnsani, siyasi ve diplomatik olarak insiyatif alınmazsa trajedi daha kötüye gidecek.
Suriye kaynaklı terör tehdidi toplantısında ele aldığımız bir diğer önemli konuydu. İş birliğinin arttırılması konusunda mutabık kaldık. Türkiye, Suriye'de yuvalanan terör örgütlerinden biridir.
Bugüne kadar gerçekleşen saldırılarda yüzlerce vatandaşımız yaralanmakla kalmadı şehitler de verdik.
4 bin kilometrelik alanı terörden arındırarak önemli başarıya imza attık.
Anayasa komitesi yıl sonu tamamlanmalı
Terörle mücadele kişvesi altında sahada yeni emrivakilerin dayatılmasını kabul etmeyeceğiz.
Suriye halkına insanı yardımın sürdürülmesi konusunda mutabık kaldık. Bugün Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşü konusunu da ele aldık.
Sahile vuran masum çocuk bedenleri, Suriye'de 7,5 yıldır yaşanan çatışmanın en acı sembolleridir. Herkesin bu trajediyi sonlandırmak için mücadele etmesi gerekiyor.
Türkiye olarak soruna çözüm bulmaya yönelik mücadelemizi hem Astana platformunda hem de bugünkü gibi platformada sürdürmeye kararlıyız.
Bu attığımız adımlar, yaptığımız görüşmelerde tabii ki İran'ı da bilgilendireceğiz. Bu sürecin çok daha olumlu sürecinin devamını sağlayacağız
Rusya Devlet Başkanı Putin'in açıklamalarından satır başları şöyle;
Türkiye'nin yönetimini bu ortak çalışmayı yürüttükleri için teşekkür etmek istiyorum. Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa ilerde de Suriye'deki durumun normalleşmesi konusunda el ele çalışmaya devam edecektir. Ortak bildiri kabul etmiştir. Astana formatı sayesinde Suriye topraklarının büyük bir bölümü teröristlerden arındı.
Suriyeliler kendi kaderlerini kendi tayin etmelidirler.
Soçi'de ulusal Suriye kongresinde alınan kararlar da dikkate alınmalıdır. Toplumun tüm katmanları tarafından meşru olarak tanınmalıdır. Çoktandır ihtiyaç duyulan anayasal reformu yapabilecektir. Suriye toplumunu birleştirecektir. Dolayısıyla bizi çok ciddi bir çalışma bekliyor. Suriye'deki şiddet oranı ciddi derecede azaltıldı.
Sayın Erdoğan ile bizim Avrupralı meslekltaşlarımızı hayata geçirilmesi için bilgilendirdik. Çatışmazlık bölgesi gibi geçici bir tedbir olduğunu düşünüyoruz. Radikal unsurlar İdlib bölgesinden silahlı saldırılarda bulunacaklarsa Rusya bu durumda Suriye hükümetinin bu terör tehdidinin ortadan kaldırılmasına kararlı bir şekilde yardımcı olacaktır.
Ülkedeki durumu iyileştirmek için sosyal meselesi ciddi anlamda çözmek için uluslararası toplumun el ele çaba sarf etmesi lazım. İnsani yardım tabirini genişletmeliyiz. Bizim şöyle bir teklifimiz var mültecilerle ilgili uluslararası konferans düzenlemek istiyoruz. Suriye'de 1,5 milyon mültecinin yerleştirilmesi için ortam sağlandı.
Türk halkını yaklaşmakta olan milli bayramınızla tebrik etmek istiyorum.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un açıklamalarından satır başları şöyle;
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bizleri İstanbul'da kabul ettiği için teşekkürlerimi sunuyorum. Amerikan halkı ile ilgili olarak buradan taziye dileklerimi dile getirmek isterim. Hazin saldırıdan dolayı Amerikan halkının yanındayız.
Ben bir yılı aşkın süre önce birbirinin yaklaşması gerektiğini söylemiştim. Bugünkü zirvede bu aşamada başka bir adım oldu.
Terörle mücadeleyi sürdürürken aynı zamanda bugün yapılacak askeri harekatların insanı konuda yardım göstermesini unutmuyoruz. Bu konuda bizi İdlib konusuna götürüyor. Rejimin İdlib'e yapacağı harekat kabul edilemez olacaktır. Burada Türkiye'nin Avrupa'nın ve bölgenin istikrarı söz konusu. Bunu zaten gördük. Rusya ve Türkiye bir mutabakata vardılar. Biz bunu Soçi bildirgemizde de belirttik. Konuyla ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanı'nın insani yardım konularında eylemlerine katılıyoruz. Kimyasal silahların kullanılması kabul edilemez.
Suriye'de aslında iki savaş süre geliyor. Hep birlikte teröristlere karşı sürdürdüğümüz savaş var. Bir de Suriye'deki rejimin kendi muhaliflerine karşı sürdürdüğü savaş. Bunun çözümlenmesi siyasi çözümden geçiyor. Biliyoruz ki bugün rejim askeri olarak yeniden fetih mantığında davranıyor. Bu yaklaşım Suriye'nin istikrarını sağlamaz.
Buradan sene sonuna kadar Anayasa Komitesi listelerin onaylanmasını ve listelerin yapılmasını istiyoruz. Bu konuyla ilgili olarak irademiz tamdır. Çünkü Suriye halkı kendi geleceği hakkında söz sahibi olmalı. Şeffaf seçimlerin uluslararası gözetimde yapılması gerekiyor.
Konuyla ilgili güçler bugün yaptığımız gibi uluslararası mekanizmayı harekete geçirmek için elinden geleni yapıyor. Anayasa komistesinin toplantısının bir an önce yapılması hayati öneme sahip. Bunu Suriye halkına borçluyuz.
Bu konuyla ilgili olarak konuyla ilgili tüm paydaşların insani yardım konvoylarının erişimini sağlaması gerekiyor. Burada STK'ların iş birliğini alarak. Bugün hala insani konvoyların önünün kesildiğini görüyoruz. Bir başka nokta var. Yine nihai bildirgede değindiğimiz. Mültecilerin geri dönüşü konusu. Türkiye'nin çabalarını takdirle karşılıyoruz. Çok önemli sayıda Suriye'den kaçan sığınmacıları ağırlıyorlar. Gerçekten bu sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi inandırıcı ve kapsayıcı olamaz. Siyasi bir çözüm olmadığı sürece. Bu kişielr rejimin gasplarından kaçıyor. Eğer burada her birimiz İdlib ile ilgili yaptığımızı ülkeye yapmazsak başka mülteci akımlarını göreceğiz.
Güvenli ve gönüllü bir şekilde sığınmacıların geri dönüşünü gerekli şartlar sağlandıktan sonra sağlayabiliriz. Bu zirve gerçekten de son derece yararlı bir aşama oldu. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tekrar teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Konuyla ilgili olarak birkaç milyon Suriyeliden bahsediyoruz aslında tüm bölgeyi ilgilendiren bir mesele bu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye konulu dörtlü zirveye katılmak için İstanbul'a gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Vahdettin Köşkü'nde basın toplantısı düzenledi.
Almanya Şansölyesi Merkel'in açıklamalarından satır başları şöyle;
İstanbul'a olan bu davetten ötürü çok teşekkür ediyorum. Son derece üretken bir toplantı olduğunu düşünüyorum. Ortak bir bildirge yayınlabildik. İki Astana grubundan iki small grup diye adlandırılan temsilci bir araya gelmiş bulunmakta. Bu bağlamda nihai çömzüm elde etme açısından yeterli değil ama iyi bir toplantı oldu.
Burada askeri açıdan değil siyasi açıdan çözüm bulmak gerekiyor. Suriye'de birçok insani felaket gördük. Nüfusun yarısından fazlası mülteci durumunda. 17 Eylül'de Rusya ve Türkiye arasında İdlib'de bir ateşkes konusunda çok verimli bir çalışma gerçekleşmiştir. Sürdürebilir ateşkes olması için elimizden geleni yapmaya hazırız. İdlib'de büyük başarı elde edilmiş durumdadır. Kimyasal silahların kullanılmaması doğrultusunda kararlı olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Anayasa Komitesi bir araya gelememiştir ama bütün Suriye halkının bir araya gelip oy kullanabileceği seçimlerin yapılması gerekmektedir. Anayasa komitesinin yıl sonuna kadar bir araya gelebilmesi için katkıda bulunmak istemekteyiz. Diğer taraftan ele aldığımız konu sığınmacıların tekrar geri dönebilmeli.
Geri dönen insanların tutuklanmaması gerekiyor. Belli insani alt yapının yerine getirilmesi gerekiyor. Bu şekilde bir sukunetin olması siyasi bir çözüm gerekmektedir. Suriye'nin güvevli bir vatan olması gerekmektedir. Ortak bir irademiz vardı. Çünkü çözüm acileyeti hepimizin gördüğü bir gereksinim. Siyasi sürecin tam da bu zamanda bulunması çok çok önemli.
SORU CEVAP
Şam'a yaptığı ziyaretten sonra açıklamalar son derece sert oldu. Burada nasıl bir manevra var? Sayın Esad'ı nasıl ikna edecek? Özellikle sene sonundan önce...
PUTİN: Bu çalışmanın ilerlemesi için saygın çalışma yürütülmeli. Suriye'nin meşru hükümetine saygı duyulmalı. Herkes burada Suriye rejimi diyor. BMGK kararında ise Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti ifadesi kullanılıyor. Verimli bir diyalog kurmak maksadıyla ki biz her zaman çağırıyoruz bugünkü sonuç bildirgesini de esas alarak ilgili şartlar oluşursa Anayasa Komitesi tamamen oluşturulacaktır. Elbette hem Suriye hükümetiyle hem de İranla istişareler yapılması gerekiyor. İran olmadan bu konu çözülemez
CEMAL KAŞIKÇI'NIN ÖLDÜRÜLMESİ
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Öncelikle merhum Cemal Kaşıkçı ile ilgili olarak ikili görüşmelerimizde bu konuyu ele aldık. Gerekli bilgileri kendilerine verdik. Şunu çok açık ve net tekrar burada ifade etmek durumundayım. Uluslararası medyanın burada oluşu da böyle bir cevabı vermem gerekiyor. Her şeyden önce 18 tutuklu var. Malum ülkemize gelen kişilerdir. Bu 18 kişiyi Türkiye'ye kimler gönderdi. Bunun cevabını Suudi yetkilerin vermesi gerekiyor. Bir diğeri daha sonra bir açıklama Suudi Arabistan'ın yetkili mercilerinden geldi. Yerli iş birlikçi kimdir? Bunu da yine bu açıklamayı yapan kişi ya da kişilerin ortaya koyması gerekmektedir. Bu konuda suçun işlendiği yer İstanbul'dur. Bizim yapmaya hazır olduğumuzu Adalet Bakanlığı vasıtasıyla kendilerine resmi kanallarla yapmış bulunuyoruz. Bunun yanında Suudi Arabistan başsavcısını yarın buraya gönderiyor. İstanbul başsavcımızla kendi yanındaki heyetiyle görüşmeleri yapacaklar. Bu görüşmenin neticesini de doğrusu önemsiyoruz. Bu süreç içerisinde emnbiyet, istihbarat ve yargı teşkilatımız yoğun bir çalışma içerisinde olmuşlardır.
İstanbul'daki Alman ile ilgili olarak da bu kişiyle ilgili mahkeme cezasını vermiştir. Mahkemenin verdiği cezayla birlikte temyiz yolu açıktır. Türk yargısının vereceği karara hep birlikte saygı duymak zorunda kalırız.
MERKEL: Cemal Kaşıkçı ile ilgili tabii ki konuyu ele aldık. Diğer taraftan dünkü Alman vatandaşın yargılanmasıyla ilgili konuyu da ele aldık.
MACRON: Sayın Kaşıkçı cinayetini ele aldık. Tabii ki kınıyoruz. Tabii ki delilerin paylaşımı konusunda çok iyi iş birlikleri söz konusu. Türkiye'nin seferberliği son derece önemli. Ama soruşturmanın sonuna kadar gitmesi gerekiyor. Son derece somut ve orantılı olması gerekiyor. Bunların bazı sektörlerle kısıtlı kalmaması gerekiyor. Her seferinde Avrupa eş güdümlü hareket etmektedir.