Tgrt Haber

Kurtulmuş, 'Amacımız OHAL'i kısa tutmak'

21 Temmuz 2016 16:07
Kurtulmuş, 'Amacımız OHAL'i kısa tutmak'

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Amacımızı olağanüstü hali mümkün olduğu kadar kısa tutmaktır. İnşallah 3 aya kadar dahi gerek kalmadan, 1-1,5 ay içerisinde işimizi bitirir ve Türkiye tamamıyla normale dönmüş olur" dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Çankaya Köşkünde gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kurtulmuş, darbenin püskürtüldüğünü ancak bundan sonra, "korkulu rüya görmektense uyanık olmak evladır" anlayışıyla hareket edileceğini belirtti.

Bütün medya kuruluşlarına bu süreçteki tutumlarından dolayı teşekkür eden Kurtulmuş, "Vicdani, insani bakımdan, vatanseverlik açısından Türk medyası büyük bir sınavı başarıyla vermiştir. Hiç tereddüt etmeden hatta hükümete karşı olan, hükümetle arasında problem olan yayın kuruluşlarımız dahi demokrasiye, halkın iradesine sahip çıkmıştır. Milletimize şükran borçluyuz. Eğer milletin cesareti ve feraseti olmasaydı, bugün belki hayatta olmayacaktık. Öyle anlaşılıyor ki başta Sayın Cumhurbaşkanımızı fiilen ortadan kaldırmaya teşebbüs eden bir girişimle karşı karşıyaydık." diye konuştu.

"Üç beş tane çapulcu maalesef Silahlı Kuvvetlerin imajını yerle bir etmeye çalıştı"
Kurtulmuş, Türkiye'nin birçok darbe ve olağanüstü dönemle karşılaştığına işaret ederek, "Bu darbelerin hepsi çok kötüydü ama Türkiye tarihi böyle bir kötülüğü görmedi. Bu adamların amacı darbeyle yönetimi değiştirmek değil. Türkiye'de çok büyük bir kaos çıkartarak, Sayın Cumhurbaşkanımızı ortadan kaldırarak, ondan sonra buldukları siyasetçileri ortadan kaldırarak ülkede büyük bir kaos çıkmasını ve Türkiye'nin bölünüp parçalanarak Suriye gibi her köyünün, her kentinin başka silahlı gücün elinde olduğu bir ülke haline gelmesini ve nihayetinde de Türkiye'nin birtakım güçler tarafından işgal edilmesini sağlayacak bir zihin altyapısıyla hareket ettikleri açıkça görülüyor. Dolayısıyla bu kadar büyük bir ihaneti Türkiye tarihi görmemiştir." ifadelerini kullandı.

En büyük teşekkürü milletin hak ettiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Bu milletten Allah razı olsun, millet ne kadar büyük bir destan yazdıysa bu darbeciler, bu hainler de o kadar işgalci bir ordunun mensubu gibi davrandılar. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki vatansever subaylarımızı, ana hiyerarşik yapısını tenzih ederek söylüyorum. Üç beş tane çapulcu maalesef Silahlı Kuvvetlerin imajını yerle bir etmeye çalıştı. İnsanlar ilk andan itibaren sokağa çıkarak bu girişimin karşısında durdu." dedi.

"Bu millet eli değil, ayağı öpülecek bir millettir"
Kurtulmuş, darbe girişimine karşı durulurken pek çok insan hikayesi ortaya çıktığını dile getirerek, "Bu millet eli değil, ayağı öpülecek bir millettir ve vakti zamanında rahmetli Adnan Menderes'e yapamadığı için içinde uhde kalan bir hususu... Diğer darbelerde sahip çıkamadığı siyasete, demokrasiye sahip çıkmanın huzuru içerisinde hareket etti, çok teşekkür ediyoruz." değerlendirmesinde buldu.

"Şimdi yaraları sarma zamanı." diyen Kurtulmuş, çok büyük bir tahribat olduğunu ve darbe girişiminin izlerinin hızla, bunlar millete asla yansıtılmadan silinerek yola devam edilmesi gerektiğini söyledi.

"1- 1,5 ay içerisinde işimizi bitirip bu süreci, atmamız gereken adımları atarak tamamlarız"
OHAL ilanına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, şunlar kaydetti:

"Amacımızı olağanüstü hali mümkün olduğu kadar kısa tutmaktır. İnşallah 3 aya kadar dahi gerek kalmadan, 1- 1,5 ay içerisinde işimizi bitirip bu süreci, atmamız gereken adımları atarak tamamlarız ve Türkiye tamamıyla normale dönmüş olur. 

Türkiye, geçen yıl 20 Temmuz'dan bu yana 2 terör örgütü, PKK'nın ve DAEŞ'in son derece yoğun saldırısı altındadır. Şimdi bunlardan daha büyük bir tehlike arz eden ve onlardan farklı olarak kamu kurum ve kuruluşlarının içine, her yere sirayet etmiş olan bir ve artık bazı saflar diyordu 'bunlar nasıl terör örgütü ilan ediyorsunuz silahları mı var?' Evet milletten gasp ettikleri uçakları, helikopterleri, tankları, ağır silahları olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Şimdi böyle bir örgütle de eş zamanlı mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Dolayısıyla burada çok hızlı karar almak, çok seri hareket etmek durumundayız. Devletin işleyişini ve etkinliğini artırmak mecburiyetindeyiz. Onun için bir OHAL uygulamasına ihtiyaç olduğu ortaya çıktı ve bu karar alındı."

"Bu millete karşı değil, devlet için yapılmış bir OHAL'dir"
Bugüne kadar birçok kez OHAL ilan edildiğine değinen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Hemen hemen bu OHAL'lerin tamamı millete karşı ilan edilmiş OHAL'lerdi. Bu millete karşı değil, devlet için yapılmış bir OHAL'dir. Yani devletin içerisinde örgütlenmiş bir çeteye karşı yapılmış olan OHAL'dir. Milletimiz şundan emin olsun, asla ve asla günlük hayatını etkileyecek hiçbir uygulama olmayacaktır. Bunun garantisini ve sözünü veriyoruz. Temel hak ve özgürlüklerden vatandaşımız bakımından hiçbir geri adım atılmayacaktır. Demokratik kazanımlarımızdan en ufak şekilde taviz verilmeyecek, geri adım atılmayacak. Aynı şekilde serbest piyasa kurallarının işlemesi, ekonomik kurum ve kuruluşların kendi kuralları çerçevesinde hareket etmesi bakımından en ufak bir taviz, kısıtlama olmayacak. Bu anlamda vatandaşlarımız günlük hayatlarına devam edecek."

Anayasa'nın 120. maddesinde 4 nedenle OHAL ilan edilmesinin mümkün olduğuna işaret eden Kurtulmuş, bunlardan birini, birinci maddenin ikinci bendinde olan hususu gerekçe olarak kullandıklarını söyledi. Darbeye teşebbüsün bu kapsamda yer aldığını vurgulayan Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Biz sadece bu maddeden dolayı ilan ediyoruz OHAL'i. Ekonomi kararlarında, diğer toplumsal kararlarda hiçbir şekilde OHAL uygulama gerekçemiz olmayacak. Bundan sonraki süreçte nasıl şimdiye kadar nasıl topyekun durduk, siyaset, iktidar, muhalefet, parlamento, parlamento dışı, medya kuruluşları, sivil toplum kuruluşları çok büyük oranda bir bütün olarak durduysak, bundan sonraki süreçte de ana amacımız bütün bu toplumsal birliğin, bütünlüğün sağlanmasıdır. OHAL uygulaması da özellikle bu hassasiyet göz önünde bulundurularak uygulanacaktır. Hiçbir başka partiden arkadaşımızın, vatandaşımızın rahatsız olmaması, toplumdaki farklı hayat tarzları, siyasi kanaatler, düşüncelere sahip hiçbir vatandaşımızın rahatsız olmayacağı bir uygulamayı ortaya koymaya çalışacağız. İnşallah 40-45 gün içerisinde bu uygulamasının sona erdirilmesine hep beraber şahit olmayı ümit ediyoruz."

"OHAL, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı değildir"
Fransa'da da OHAL ilan edildiğini hatırlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"OHAL sonrasında Fransa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 15. maddesine dayanarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sözleşmesini iptal etmişti, daha doğrusu askıya almıştı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 15. maddesi, olağanüstü hallerde yükümlülüklerin askıya alınmasını düzenliyor. Savaş veya ulusun varlığını tehdit eden başka genel bir tehlike halinde her yüksek sözleşmeci taraf yani, her üye ülke durumun kesinlikle gerektirdiği ölçüde ve uluslararası hukuktan doğan başka yükümlülüklere ters düşmemek koşuluyla bu sözleşmede öngörülen yükümlülüklere aykırı tedbirler alabilir. Dolasıyla burada belki en çok sizlerinde gündemine gelecek husus OHAL'in Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olup olmadığıdır. Hayır Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı değildir. Sözleşmenin 15. maddesi gereği aynen Fransa'nın uyguladığı gibi Türkiye'de bu maddeye istinaden buradaki yükümlülüklerinin diğer uluslararası yükümlülüklerle çelişmemesi kaydıyla bu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi askıya alacaktır. Burada demokratik kazanımlarından asla geri adım atılmayacağını bir kere daha ifade etmek istiyorum. Türkiye zor bir süreci sürdürüyor, inşallah sonu Türkiye için iyi olacaktır." 

"Bunu sivil darbe olarak adlandırmak Türkiye'ye hakarettir"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Fransa örneğinin hatırlatılmasının ardından, "Fransa gibi AİHM sözleşmesindeki hükme göre askıya alacağız. Bunu da deklere edeceğiz." ifadelerini kullandı. 

Bir gazetecinin, pek çok kurumda görevden almalarının yaşandığını dile getirmesinin ardından, "Hemen darbe girişiminin ardından bunun gerçekleşiyor olması aslında elinizde büyük bir listenin olduğunu gösteriyor. Madem elinizde liste vardı, niye bunlar daha önce gerçekleşmedi. Çünkü şu anda yaşanan sivil bir darbeymiş gibi de algılanıyor." ifadesi üzerine Kurtulmuş, bunu, sivil darbe olarak nitelendirmenin Türkiye'ye hakaret olacağını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bunu sivil darbe olarak adlandırmak Türkiye'ye hakarettir, milletin zihniyle milletin aklıyla dalga geçmektir. Bunun tamamıyla bu örgütün değirmenine su taşımak olduğunu açıkça ifade etmek isterim. Eğer 15 Temmuz akşamı milletin dirayeti, feraseti, cesareti olmasaydı bugün ne böyle bir toplantı yapıyor olacaktık ne de Türkiye'de herhangi bir şekilde sivil kelimesi kullanılabilir olacaktı. Dolayısıyla bu örgütün tamamıyla kara propagandasının bir parçasıdır. Gerçek dışıdır, akılla, mantıkla, izanla, insafla, vicdanla bağdaşmaz. Allah aşkına, ölümden kıl payı kurtulmuş bir cumhurbaşkanı var. O sabaha karşı 05.30'a kadar buradaydım. Tüm bakan arkadaşlarımız görevinin başındaydı. Yoldan geçerken aracı kurşunlanmış bir başbakan, derdest edilmiş, içeriye alınmış genelkurmay başkanı, kuvvet komutanları var. Kimin nerede olduğundan en az 2-3 saat emin olunamayan ve sabaha kadar tankların tur attığı bir ortam vardı. Orada insanlar olmasa belki Çankaya Köşkü'ne gireceklerdi. Neredeyse çatışa teğet geçen uçaklar ve 241 tane insan... Bunlar mıydı sivil darbe? Bunu diyenlerin gerçekten en ufak iyi niyeti olduğuna inanmıyorum, böyle bir şey olmaz. Türkiye açık bir şekilde, katliama varır derecede, millet düşmanlığıyla hareket eden bir çetenin tasallutundan kurtuldu. Bundan sonra parantezi inşallah 3 aya varmadan kapatacağız." 

"Düşen uçak yok"
Kalkan her uçağın ve helikopterin kayıtlarının bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Ne zaman, nereden kalktığı ve hangi personel tarafından kullanıldığı bilgisi şu anda hava kuvvetlerinin elinde mevcuttur. Bununla ilgili olarak herkes hakkında gözaltılar ve soruşturmalar başlatılmıştır. Eğer ilave gözaltılar gerekiyorsa, savcılar buna karar verir." diye konuştu.

Düşen uçakların olmadığını ve TBMM'yi bombalayan uçaklarla ilgili spesifik bir bilgi bulunmadığını belirten Kurtulmuş, "Her uçağın nereden kalktığını ve kimin kullandığı belli. Diyarbakır'dan kalkan var, Akıncı Üssü'nden kalkan var. Tankların da her birinin nereden kalktığı bilgisi mevcut." şeklinde görüş belirtti. 

Kurtulmuş, "FETÖ terör örgütü ile mücadelede nasıl etkin olunacağına dair somut neler var?" şeklindeki soruya karşılık, şu ifadelere yer verdi:

"Bunun bir kısmı soruşturmaların hızlandırılması ama esas önemli kısmı devletin içerisinde yuvalanmış olan bu yapının bütünüyle deşifre edilmesi ve devletin içerisinden kazınması bunu konuştuk. Bununla ilgili bize çok önemli bir imkan sağlamış olacak. Burada artık hayali bir şeyle ilgili konuşmuyoruz, ortada net ve ağır bir tablo var. Bu tabloyla ilgili olarak da kim neresinde, ne şekilde durdu, bunların hepsi belli. Önce merkez halkasının, onlarla bağlantılı olanların deşifre edilmesi yardım ve yataklık edenlerin tamamının ortaya çıkarılması konusunda olağanüstü hal elimize çok daha hızlı, çok daha kuvvetli hareket edebileceğimiz bir imkan veriyor."

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...