Kurtulmuş, 'Terörün her türlüsüne karşı çıkmamız lazım'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 'Terörü gerçekten bitirmek istiyorsak, başta devlet terörü olmak üzere, nereden gelirse gelsin, her türlü teröre demokratik ilkeler ve insani prensipler çerçevesinde karşı çıkmamız lazım' dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CNN Türk televizyonunda katıldığı bir programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı. Paris'teki terör saldırısı ve yükselen İslam karşıtlığını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, Paris'teki terör saldırısının dışında zaten Avrupa'da özellikle 4-5 yıldır çok kuvvetli bir şekilde gelişen İslam karşıtlığı, göçmen karşıtlığı, bazı yerlerde de Türk düşmanlığı olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, 11 Eylül olaylarından itibaren dünyanın bir çok yerinde bir karanlık odanın, İslamofobiyi, İslam karşıtlığı, düşmanlığını tetiklediğini, körüklediğini bildiklerini ifade ederek, ''Şimdi diğer tarafta da maalesef İslam adına son derece karanlık görüntüler, işte kafa kesen, insanlara baskı yapan, zulüm yapan, İslamı terörle eş değer göstermeye çalışan ve maalesef yaptıkları bütün işlerle de ne İslam'a ne Müslümanlara faydası olmayan, hayrı dokunmayan, tam tersine bunlarla da İslam karşıtlığını alevlendiren bir şiddet dalgası var. Dolayısıyla her ikisi el ele İslam karşıtlığını ciddi bir şekilde teşvik ediyorlar, güçlendiriyorlar'' şeklinde konuştu.
Terörün dini, dili, etnik yapısı, mezhebinin olmadığını belirten Kurtulmuş, terörün kim tarafından, hangi amaçla, kime karşı kullanılırsa kullansın, aslında bütün insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, bunun için sadece Müslüman dünyasının değil aynı zamanda bütün dünyanın bu teröre karşı oluşacak atmosferde barış dilini iyi kullanması gerektiğini vurgulayarak, ''Nasıl Norveç'te hatırlayacaksınız 2011'de, 77 kişiyi öldüren, 242 kişinin yaralanmasına vesile olan terör olayı, son derece koyu bir Hristiyan kişi tarafından işlenmişti, nasıl bunu Hristiyan terörü olarak adlandırmak doğru değil, insaflı değilse, aynı şekilde bu Fransa'daki son saldırıların Müslümanlar tarafından yapılmış olması da İslam terörü adı altında bir bahis açılmasını asla meşru görmez'' görüşüne yer verdi.
"Çok sağlam ve başı dik durmamız lazım"
Öncelikli olarak bu konuda hem Türklerin hem de Avrupa'daki Müslümanların çok sağlam ve başı dik durması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, Avrupa'daki barış yanlısı olan geniş kitlelerin son derece duyarlı ve hassas davranmaları gerektiğini söyledi.
Avrupalı akıllı siyasetçilerin, fikir ve kanaat önderlerinin Müslümanların Avrupa'nın bir parçası olduğu fikrinden hareketle İslamofobi, İslam karşıtlığı, göçmen karşıtlığı peşinden koşanların oyunlarını boşa çıkarması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Avrupa'daki barış yanlısı insanlar da bu çerçevede gerçekten Avrupa halklarını tansiyonunu düşürecek, bunun İslam ile batı arasında bir savaş değil, Müslümanlıkla Hristiyanlık arasında bir savaş değil, tam tersine, bütün insanlığa karşı yapılmış bir suç olduğunu söylemeleri lazım" dedi.
"Ateşe odun taşıyan kim varsa onun karşısına çıkmamız lazım"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Fransa'daki yürüyüşte, İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu'nun ön safta yer almasına dönük eleştirileri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, yürüyüşte dünya liderlerinin Paris'teki terör saldırısı üzerinden teröre karşı ortak bir duyarlılığın oluşması iradesini olumlu gördüklerini ifade etti.
Ancak bugün dünyada terörün iyisi ve kötüsünü tartışan çevrelerin olduğunu da bildiklerini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bazı terör olaylarına sonuna kadar direnen, karşı çıkanların, başta İsrail'in devlet terörü olmak üzere, Suriye'deki devlet terörü olmak üzere, birçok yerde devlet eliyle, devletler eliyle işlenen teröre karşı seyirci kaldığını, hatta zaman zaman İsrail'in yapmış olduğu saldırılar, Gazze saldırıları ve diğerleri de olduğu gibi, bunlara sessiz kalmanın ötesinde neredeyse bir yerde destek veren insanların olduğunu siyasetçilerin de olduğunu biliyoruz. Eğer terörü küresel bir felaket olarak görüyorsak, bu küresel felaketin unsurları olan, bu küresel felakete, bu küresel ateşe odun taşıyan her kim varsa, onun karşısına çıkmamız lazım. Bunun için de terörün her türlüsünü lanetlememiz lazım. Nasıl DAEŞ ve benzeri örgütlerin ya da ismini bilmediğimiz birtakım terör networklerinin böyle masum, sivil insanların üstüne saldırmaları suçsa, aynı şekilde elinde orduları olan, elinde bombaları olan, silahları olan devletlerin de sadece ırki ve dini farklılıkları dolayısıyla bir halka soykırım uygulamalarını, onların üzerine devlet terörünün aletleriyle gitmelerini de asla tasvip etmemek lazım. Aslında Fransa'daki dünkü görüntüde ortaya çıkan bir başka mesele de bu . Samimiysek ve terörü gerçekten bitirmek istiyorsak, başta devlet terörü olmak üzere, nereden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin her türlü terörün karşısında demokratik ilkeler ve insani prensipler çerçevesinde karşı çıkmamız lazım."
Birlikte hareket çağrısı
''Bir hafta içerisinde Gazze'de 2 bin masum öldüğü zaman hiç sesi çıkmayanlar neredeydi? Ya da bırakın bizim Reyhanlı saldırısında onlarca masum insanımız terör saldırısında kurban verildiği zaman neredeyse kimsenin sesinin çıkmadığını, kimseden gık çıkmadığını da biliyoruz'' diyen Kurtulmuş, Nijerya, Fransa, Irak, Suriye ve Pakistan'daki teröre de karşı çıkacaklarını ancak işlerine gelmediği zaman terörü görmemezlik yapmayacaklarını söyledi.
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin terörün her türlüsünü lanetleyen bir ülke olarak Fransa sokaklarında bulunduğunu dile getirerek, bütün dünya olarak başta devlet terörleri olmak üzere, bütün saldırgan güçlere karşı insan onurunu, insan haysiyetini ayaklar altına alan terörist saldırılara karşı hep beraber hareket etme çağrısında bulundu.
Kurtulmuş, "Terörü ayırt etmeyelim, 'İsrail'den gelirse iyidir', 'bundan gelirse iyidir', 'bundan gelirse kötüdür' demeyelim, hep beraber dünyada terörün her türlüsünü lanetleyelim ve terörü sona erdirmek için, terörü doğuran sebeplerin ortadan kalkması için el birliğiyle bir barış ekseni oluşturalım" şeklinde konuştu.