Ortak isim MYK sonrası açıklanacak
Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı'nın kim olacağına dair, 'Perşembe günü MYK toplantısı yapacağız ve ortak isim olarak ne çıkıyorsa onu açıklarız' dedi.
12. Cumhurbaşkanı seçilen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti 13. Kuruluş Yıl Dönümü Resepsiyonu"nda medya kuruluşlarının Ankara temsilcilerinin sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine 2015 seçimlerine 90 gün kala belde, ilçe ve il kongrelerini yaparak, seçimin ardından da AK Parti Olağan Kongresi'nin yapılabileceğini söyledi. Yaptığı istişare toplantılarında katılımcılarından genel başkan ve başbakan için bir isim belirtmelerini istediğini anımsatan bir gazetecinin "zarflarda tek bir isim yazılıyor, onları sadece siz mi göreceksiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, yazılan isimlerin bir liste halinde kendisine teslim edileceğini belirtti.
Bir gazetecinin "yeni hükümetin görevlendirmesini siz mi yapacaksınız? İsimler noktasında kafanızda bir isim var mı?" sorusuna da Erdoğan, "28'inde olmayabilir ama 29'unda yaparız inşallah. Şimdi nasip olursa perşembe günü bir MYK toplantısı yapacağız. MYK toplantısında bu konuyu yine aramızda müzakere edeceğiz. MYK toplantısından sonra da artık partimizin bütün kurullarının ortak ismi olarak ne çıkıyorsa onu açıklarız" yanıtını verdi.
Erdoğan, partisinin geleceğine yönelik olarak tereddüt, tehlike görüp görmediği sorusu üzerine de "Öyle bir endişem yok ama bilesiniz ki sütün içerisine her zaman birşeyler üşüşmeye gayret eder. Buna fırsat vermemek lazım, bunun tedbirini almak lazım" diye konuştu.
CHP ve MHP'ye ilişkin açıklamalarının anımsatılarak, "Yeni Türkiye'de yeni muhalefet çıkar mı?" sorusu üzerine gülen Erdoğan, "yeni Türkiye'ye yeni muhalefet" ifadesinin literatüre girmesinden dolayı sevinçli olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, "Yeni Türkiye'ye yeni bir muhalefet lazım ama bu yeni muhalefet alışılmışlar üzerine bina edilen değil, kendini renove eden, restore eden bir yeni muhalefet olması lazım. Bu olursa bundan Türkiye kazanır, aynı zamanda kendileri kazanır, bunu açık ve net ortaya koymamız lazım" diye konuştu.
Sözleri üzerine bir gazetecinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilgili "Devlet Bahçeli pek niyetli değil" demesi üzerine de Erdoğan, "O hiçbir zaman niyetli değil zaten, 16-17 sene geçti. Onların niyetli olmadığı yerde partinin kendi mensuplarının bu işte niyetli olması lazım. Demek ki onlar da halinden memnunlar, mevcut aldıkları oylardan razılar ve o şekilde yolla devam ediyorlar" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı görevine başlamasıyla birlikte çalışma ofisi olarak nereyi kullanacağı ve nerede oturacağı sorusuna da şöyle yanıt verdi:
"Şimdi inşallah bu konuyu yeni başbakanımızla beraber, genel başkanımızla beraber bunların değerlendirmesini yapacağız. Ona göre nihai kararı vereceğiz. Burası mı olur, öbür taraf mı olur konuşacağız, ona göre de adımımız atacağız.
Ev konusunda da herhalde Subayevleri olmaz. Çünkü artık gelenimizle gidenimizle olay farklı bir yerde. Bu Türkiye'nin vizyonudur, burada temsil söz konusu. Mevcut yerde eşim sürekli görüşmelerini resmi konutta yapmıştır, biz de orayı kullanmadık ama bütün resepsiyonlarımızı dar şartlar altında orada verdik. Bundan sonraki süreçte olay farklı olacak. Gerek başbakanın şartları, gerek cumhurbaşkanının şartları daha farklı olması lazım. Çünkü bu Türkiye'nin vizyonudur. Türkiye bir yerlere mesajını verirken şunu unutmayalım ki bu duruş, bu vizyon bütün dünyada, ülkelerde farklı bir cazibe oluşturmaktadır. Onun için önümüzdeki süreci 2023'e kadar çok iyi işlememiz lazım. Türkiye'nin belirlediği 2023 vizyonuna da ulaşması lazım."
Cumhurbaşkanı görevine başladıktan sonra muhalefetle ilişkilerinin nasıl olacağı ve muhalefet liderleriyle haftada ya da 15 günde bir görüşmeyi düşünüp düşünmediği sorusu üzerine Erdoğan, muhalefet liderleriyle bu kadar sık görüşmeye vakti olmayacağını, fakat görüşmek durumda olması halinde davetini yapacağını söyledi. Erdoğan, "Davetlerimize toplumsal barış çerçevesinde icabet ettikleri süre içerisinde biz de 1 kere, 2 kere davetlerimizi yaparız. Bundan önce yaşanan bazı örnekler var ki bu davetlerde 1 kere, 2 kere davet edersiniz. Eğer bu davete icabet edilmezse ondan sonra cumhurbaşkanlığı makamının mehabetini de korumak durumundayız. Ondan sonra da davet edecek halimiz yok, bunu peşinen söylemek zorundayız" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı görevine başladıktan sonra ilk yurt dışı seyahatlerini Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yapacağını bildirdi.
Adli Yıl Açılış Töreni'ne katılıp katılmayacağı sorusu üzerine de Erdoğan, toplantıya katılacak kişilerin kendisi için çok önemli olduğunu vurgulayarak, Danıştay'ın kuruluş yıl dönümü toplantısında yaşadıkları olayı bir daha yaşamak istemediğini kaydetti.
Türkiye Barolar Birliği Başkanının bu toplantılarda konuşmasının bir teamül olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Eğer Yargıtay, Baro Başkanını çağırıp orada konuşturacak olursa oraya ben katılmam. Cumhurbaşkanı gelip de orada Baro Başkanını dinlemek durumunda değil. Bugüne kadar bu tür şeyler olduysa artık bunların reforme edilmesi lazım. Bütün bunlara rağmen Yargıtay Başkanı orada konuşacaksa, Yargıtay Başkanını ben de seve seve dinlerim, Yargıtay'ın başı olduğu için dinlerim" ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin törenlerdeki konuşma sürelerinin 20 dakika ile sınırlandığını anımsatması üzerine de Erdoğan, "Beni süreler hiç ilgilendirmez, katılmam. Orada Yargıtay Başkanı sadece konuşacaksa eyvallah, ödüllerine vesaire eyvallah. Zaten işin asıl formatında, yasal formatında bu yok. Neymiş teamülmüş. Bir teamül arıyorsanız, böyle bir yerde konuşması gereken Yargıtay üzerinde böyle birşey aranıyorsa orada cumhurbaşkanı konuşur" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 15 Ağustos gününden itibaren başbakan olarak imza yetkisini kullanamayacağı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine de "Bunu söyleyenler kendilerine göre mevzuat uyduranlardır. Bekara karı boşamak kolay, bunlar hala evlenemediler. Sen yasalara bak, 15'inden sonra da imzaladıklarımı görürsünüz" diye konuştu.
Erdoğan, daha sonra medya kuruluşlarının Ankara temsilcilerinin isteği üzerine hatıra fotoğrafı çektirdi.