Tgrt Haber

Sinema ve Telif Yasaları hazırlandı

17 Kasım 2017 04:33
Sinema ve Telif Yasaları hazırlandı

​Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Sinema ve Telif Yasalarına ilişkin, "Neredeyse yüzde 100'e yakın bir büyük ittifakla yasalar hazırlandı ve bunlar zannediyorum önümüzdeki hafta içerisinde Başbakanlığa gönderilecek. Süratle TBMM'ye sevk edilmesi sağlanacaktır." dedi.

Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanlığının 2018 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesinin tek çatı altında toplanması gibi herhangi bir çalışmaları olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Gerek Sinema gerek Telif Yasası, diğer hazırladığımız yasalarda mutlaka sektörle ve o konuyla ilgili bütün tarafları bir araya getirerek bir uzlaşı oluşturmaya gayret ediyoruz. Bundan sonraki alanlarda da karşımıza çıkacak olan bakanlığı ilgilendiren konularda, o konuyla ilgili herkes tabii yüzde 100 herkesin ittifakını alamazsınız ama sonuçta özellikle bu iki yasada, neredeyse yüzde 100'e yakın bir büyük ittifakla yasalar hazırlandı ve bunlar zannediyorum önümüzdeki hafta içerisinde Başbakanlığa gönderilecek. Süratle TBMM'ye sevk edilmesi sağlanacaktır."

"Booking.com" sitesine ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, bu konuda mahkeme kararının beklendiğini bildirdi.

"FETÖ'den ihraç edilen 208 kişi var"

FETÖ ile iltisaklı olanlar ve geri alımlara ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Kurtulmuş, "Burada hakkında işlemler yapılanlar vesaire var ama ihraç edilen 208 kişi var. İhraç edildikten sonra geri alınan 34 kişi var." ifadelerini kullandı.

Bakan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasında yaşanan hırsızlık olayına ilişkin soruşturmayı hemen başlatacaklarını dile getirerek, "Böyle bir şey vardıysa ilgililer tarafından saklanmış olması hakikaten kabul edilemez." değerlendirmesinde bulundu.

"Kültür" ve "turizm" başlıklarının nitelikleri itibarıyla birbirinden farklı olduğuna işaret eden Kurtulmuş, bu iki alan arasındaki ilişkilerin birbirini etkilediğini anlattı.

Kültür ve turizm alanının her ikisiyle ilgili en büyük servetin, "Türkiye topraklarının, bu coğrafyanın zenginliği ve çeşitliliği" olduğunu söyleyen Kurtulmuş, bu zenginliğin tamamının yerli ve milli olduğunu ifade etti.

Bu topraklarda İslam medeniyeti ve İslam öncesi dönemlere ait eserlerin önemine vurgu yapan Kurtulmuş, bunların her birinin korunmasının görevlerinin başında geldiğini belirtti.

Dünyada böyle kültürel zenginliklere sahip başka bir ülke olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, Kütahya'daki Aizanoi ve Burdur'daki Kibyra antik kentlerinde senfonik türkü konserleri verdiklerini hatırlattı.

Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Sanatta ve kültürde yerli ve milli olmaktan kastettiğimiz şey, bu coğrafya içerisinde var olan bütün bu birikimin, bütün bu müktesebatın tamamına sahip çıkmaktır. Hazreti Mevlana da bu topraklarda, Eyüp Sultan Hazretleri, Ahmedi Hani de bu topraklarda, Aziz Nikola da Meryem Ana da bu topraklarda. Bütün bunların hepsi bizim kültürel, yerli, milli zenginliğimizin birer parçasıdır. Böyle görmezsek bu coğrafyadaki zenginliği daha ileriye taşımamız, hem kültür hem buna bağlı olarak turizm alanında atılım yapabilmemiz mümkün değildir. Tabii ki bu çeşitliliği, bu derinliği ve zenginliği korumak en önemli hususlarımızdan biridir."

- Kültürel, ekonomik ve teknolojik bağımsızlık

Bu toprakların yakın dönem siyasi tarihinin iki alanda yerli ve milli bağımsızlık mücadelesiyle geçtiğini anımsatan Kurtulmuş, birincisinin "kültürel anlamda bağımsızlık", diğerinin de "ekonomik ve teknolojik bağımsızlık" olduğunu dile getirdi.

Geçmişe bakıldığında, kültürel bağımsızlıklarına sahip olmayan milletlerin ekonomik ve teknolojik bağımsızlıklarını da elde ettiklerinin görülmediğine değinen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyanın çok zengin olan ülkelerinin bugün eğer teknolojik ve ekonomik olarak herhangi bir şekilde bağımsızlıkları söz konusu değilse bunun altındaki en temel nedenlerden birisi de kültürel bağımsızlıklarını ihmal etmiş olmaları ya da böyle bir konunun farkına dahi varmış olmamalarıdır. Dolayısıyla biz bu topraklara, bize ait olan ne varsa hiç ayırt etmeden, bu toprakların ürettiği bütün değerlere sonuna kadar sahip çıkacağız. Bizden sonraki nesillere bunları aktaracağız, vazifemiz de budur."

Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin "yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve Türkiye düşmanlığı" ile karşı karşıya olduğuna dikkati çekti. Bunun Almanya ve Hollanda'daki seçimlerde de karşılarına çıktığına işaret eden Kurtulmuş, "Bu etki-tepki içerisinde, Doğuda Batı karşıtlığı, Batıda Doğu karşıtlığı şeklinde ortaya çıkıyor." değerlendirmesini yaptı.

Bu konuda Türkiye'nin üzerine pek çok sorumluluk düştüğünün Kültür ve Turizm Bakanı olarak farkında olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Biz elimizdeki bu kültürel zenginliği ve çeşitliliği, Anadolu topraklarında yaşanan bizim büyük medeniyetimizin engin zarafetini, tabiri caizse Türkiye'nin yumuşak güç enstrümanı olarak kullanmayı inşallah başaracağız. Türkiye'nin daha iyi tanıtılması, turizmde karşılaşmış olduğu bu blokajların ortadan kaldırılabilmesi için de bunun önemli olduğunu, olumlu bir Türkiye algısının ortaya çıkması için de önemli olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Turizm alanlarının restorasyonu ve arkeolojik kazılara ilişkin Kurtulmuş, ellerindeki kaynağın ve bakanlık bütçesinin yeterli olmadığını, yeni gelirler elde etmek için çaba harcama mecburiyetinde olunduğunu ifade etti.

Bakan Kurtulmuş, sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde ya da bu alanların ortaya çıkarılması konusunda üretilecek projelerde paydaşlık bakımından özel sektörü düzgün, doğru bir modelle işin içine çekmeleri gerektiğini anlattı. Özel sektörün bu alanlardaki harcamalarının tamamıyla gider olarak gösterilmesinin "teşvik" olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, özel sektörde bu konuda bir farkındalık oluşturulması gerektiğini aktardı.

 "Bu çemberden kurtulacak adımları atmaya çalışıyoruz"

Türkiye'de kültür ve kültür diplomasi alanında faaliyet gösteren çok sayıda kurum ve kuruluş olduğunu ve bunlar arasında koordinasyon sağlanmasının önemini vurgulayan Kurtulmuş, "Belki bütün bu kültürel diplomasi kuruluşlarını bir araya getirecek, belki bir bakanlığın bünyesinde yeni bir yapılanmaya gidilmesi de önemlidir diye düşünüyorum." sözlerini dile getirdi.

Turizmin dış politikayla ilgisine de değinen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"2014'te Türkiye turizmi bakımından zirveye çıkmış olmakla birlikte yaşadığımız üç önemli gelişme, bir Rus uçağın düşürülmesi krizi, eş zamanlı olarak Türkiye'nin üç terör örgütüyle mücadele etme zorunluluğu ve çevresinde oluşturulan terör koridorlarının Türkiye'ye vermiş olduğu yükler ve en sonunda da FETÖ darbe teşebbüsüyle birlikte Türkiye çok önemli bir tehdidin, çok önemli bir dış politika sorunlar yumağının içerisine girdi. Bunun tabii ki Türkiye turizminin 2016'da baş aşağı gitmesinde önemli bir katkısı olduğunu biliyoruz. Şimdi amacımız dış politikada yaşamış olduğumuz, maalesef Türkiye'ye de önemli maliyetler ödeten bu gelişmelerin bir şekilde çözülmesini temin etmektir. Bununla ilgili olarak Rusya, İran ile birlikte başlatılan Astana sürecinin önemli bir başarı elde ettiğini ifade etmek isterim."

Suriye'de yaşananları da anımsatan Kurtulmuş, "Dolayısıyla dış politikadaki etrafımızdaki bu çemberden mümkün olduğunca kurtulacak adımları atmaya çalışıyoruz." ifadesini kullandı.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin bağımsızlık talebinin en azından şimdilik durdurulduğunu da hatırlatan Kurtulmuş, Türkiye'nin geçmişte gergin olduğu Irak merkezi yönetimi ve İran'la belli bir noktaya geldiğini söyledi.

Turizmi etkileyen konulardan bir diğerinin "güvenlik" meselesi olduğunu anlatan Kurtulmuş, özellikle terörün etkili olduğu bölgelerin bir an evvel terörden önceki haline gelmesini sağlayacaklarını, böylece turizme önemli bir katkısı olacağını ifade etti.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...