Sinirlioğlu'ndan Esad açıklaması
Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, Viyana Zirvesi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Viyana'daki Suriye toplantılarını yorumlayan Sinirlioğlu, "Suriye konusunu siyasi süreçle çözüme kavuşması gerektiği konusunda bir mutabakat oluştu. Bu sürecin ne zaman başlayacağına ilişkin tarih üzerinde anlaşmaya varıldı. Tarih 1 Ocak'ta başlayacak ve 6 ay sürecek" bilgisini verdi.
Altı ay sonra yeni hükümetin kurulmasının planına değinen Dışişleri Bakanı, " Kurulacak yeni hükümet cenevre bildirisinide öngörüldüğü gibi tüm yürütme yetkilerini devralacak. Sonra 18 aylık süreç öngörülüyor; yeni hükümet kurulmasından itibaren. Yeni bir anayasa yapılacak bu süreçte, o anayasaya göre seçimlere gidilecek" dedi.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın bu sürecin hangi noktasında koltuğu bırakacağıyla ilgili olarak ise "O konu bu altı aylık müzakere döneminde, yani 1 Ocak - 30 Haziran arasında hükümet ne zaman kurulursa, kurulduğu andan itibaren 18 aylık bir süreç başlayacak. O, 18 mi 24 ay mı olur o hükümetin vereceği bir karar. Bu dönemde Esad'ın siyasi geleceği konusunda da karar verilecek. Esad'ın seçimde aday olmasını dillendirenler var, kimler olduğunu biliyorsunuz ama böyle bir opsiyon söz konusu değil." ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Sinirlioğlu şöyle devam etti:
"Esad yeni hükümet kurulup tüm yürütme yetkilerini devraldıktan sonra altı aylık geçiş döneminde üzerinde mutabık kalınan bir şekilde ve tarihte ayrılacak, seçimlerde aday olmayacak. Sonra ne olacağı konusu da onun kişisel meselesi haline dönecek, siyasi mesele olmaktan çıkacak. Bu konuda yol haritası çıktı ama yol haritasının içi nasıl dolacak, nasıl yürüyecek bekleyip göreceğiz. Önemli olan doğru yönde atılmış bir adım olması. Siyasi bir süreç neticesinde Suriye sorununun çözüme kavuşması için uluslararası alanda geniş bir mutabakatın ortaya çıkmış olması."
Esad'ın geleceğiyle ilgili tartışmaların G20 zirvesinde de yapıldığını belirten Sinirlioğlu, Paris saldırılarının da Viyana'daki görüşmelerin önemini artırdığına vurgu yaparken şunları söyledi:
"Viyana'nın başlayacağı günün sabah erken saatlerinde Paris'teki terör hadisesi yaşandı. Bu da aslında Viyana'da konuşulanların önemini daha da artırdı, çünkü sonradan DEAŞ'in bu eylemi üstlenmesiyle olayın Suriye konusuyla bağlantısı da kurulmuş oldu, bu bağlantı sadece fiziki olarak birilerinin Suriye'den kalkıp Paris'e gelmesi eylem yapması değil ama Suriye'de ortaya çıkan kaosun, umutsuzluğun, hayal kırılığınınn ve bütün bunların neticesinde meydana gelen aşırıcılık eğilimlerinin güçlenmesinin, terör örgütlerinin sayısındaki artışın oluşturduğu bir iklim var. Bu iklim insanları etkiliyor, gençleri etkiliyor, gençleri zehirliyor sosyal medya marifetiyle çok geniş bir alanda bu grupların etki güçlerini kullanmalarına imkan sağlıyor. Bir tür ideoloji savaşı meydana geliyor. Dünyanın değişik yerlerinde bir anlamda orada dünyaya kafa tutuyoruz görüntüsündeki bu barbar insanlık dışı terör örgütünün yaptıklarının etkilediği insanlar çıkıyor ve bunların sonucunda da Ankara'da, Paris'te, Suruç'ta ve Diyarbakır'da olan olaylar olabiliyor. Rus uçağının Sina Yarımadası'nda düşürülmesi de..."
Dışişleri Bakanı kendisine sorulan sorulara ise şu yanıtları verdi:
Kara operasyonu gündeme geldi mi?
Hayır. Tabiatıyla askeri mücadelede de farkı düzlemler var ama ben askeri düzlemlerden bahsetmedim. Mücadeleyi siyasi askeri ideolojik tüm düzlemlerde yürütme gerektiğini vurgulamak için söyledim. Diyanet İşleri Başkanımız Görmez'in liderlere gönderdiği mektup da var, o mektupta kullanılan fikirler ve alınan tavır da aslında farklı düzlemlerdeki mücadelenin bir parçasıdır, din adına yapılan söylemlerin eylemlerin dinle alakası olmadığını anlatmak da bu mücadelenin parçasıdır. Türkiye'nin kara kuvvetleriyle suriyeye girmesi diye bir opsiyon şu anda öngörülmüyor. IŞİD'e karşı bizim bir takım güvenlik tedbirlerimiz var operasyon da olabilir ama niteliği konusunda bilgi veremem Şu anda. Ama Türkiye'nin kara kuvvetleriyle suriyeye girmek gibi bir niyeti olmadığını şu aşamada buna ihtiyaç duyulmadığını belirtmek istiyorum.
Fransa'yla istihbarat paylaşımı yapıldı mı?
Güvenlik kuvvetlerimiz arasında bu tür olaylar cereyan ettiğinde tabiatıyla bilgi değişimi Gerçekleşiyor,Fransa eyleminden sonra da sadece bizle değil dost müttefik tüm ülkelerle bu oldu.
Esad'ın seçimlere katılmamasını Rusya da kabul etti mi, bir direniş var mı?
Direniş yok.
Yani kabul mu etti?
Kabul etti demedim direniş yok dedim.