Tgrt Haber

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten CHP'ye tepki: Seçim sonuçlarını sindiremiyorlar

Editör: Onur Kaya / Kaynak: TGRT Haber
10 Ağustos 2023 17:34 - Güncelleme : 10 Ağustos 2023 19:05
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten CHP'ye tepki: Seçim sonuçlarını sindiremiyorlar

Son dakika haberi: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. CHP'nin seçim sonuçlarını sindiremediğini söyleyen Ömer Çelik, "Bütün vatandaşlar 'İyi ki Kılıçdaroğlu kazanamamış' diyor. Vahim bir tablo" diye konuştu. Avrupa'daki Kur'an yakma eylemlerinin ifade özgürlüğüyle ilgisi olmadığını belirten Çelik, "Hiçbir kutsal kitaba karşı eyleme izin verilmemelidir. Tevrat’a dönük eylemi engelleyenler Kur’an-ı Kerim'e aynı hassasiyeti göstermiyorlar" dedi.

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplandı. Parti genel merkezindeki basına kapalı gerçekleştirilen toplantı yaklaşık 1,5 saat sürdü. Kritik toplantının ardından kameraların karşısına geçen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.

Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

'DEMOKRASİ TARİHİMİZİN DÖNÜM NOKTASI'

"Cumhurbaşkanımız bulunduğu her platformda milletimizin iradesini ortaya koymuştur. Yıkım siyasetine karşı son derece kararlı bir şekilde mücadele etmiştir. AK Parti Genel Merkezi'miznden bir kez daha Cumhurbaşkanımızın üstün başarılarının devamını diliyoruz.

Bugün Türk demokrasisi ve AK Parti tarihi açısından önemli bir gün. Cumhurbaşkanımızın doğrudan halkın oylarıyla seçilmesinin 9'uncu yıl dönümündeyiz. Bütün bu sürece baktığımızda demokrasi tarihi açısından son derece önemli bir dönüm noktası. Siyasi hayatında yasaklarla, engellerle, siyasi suikastlerle karşılaşmış olan cumhurbaşkanımızın milletimizin desteğini alarak yürüdüğü yolda demokrasi mücadelesinin taşlanması anlamına gelir.

'CUMHURBAŞKANIMIZ MİLLETİN EMANETİNE SAHİP ÇIKTI'

Bütün bu süre içinde cumhurbaşkanımızın tüm görevlerini değerlendirirsek emanete sonuna kadar sahip çıktığını, bütün gücüyle milletin verdiği emaneti taşımaya gayret ettiğini, bunu başarıyla taşıdığını bütün dünya kabul etmiştir. Pek çok tarihi olayda milletimizin menfaatlerini düşünmüş, bedeli ne olursa olsun emanete sahip çıkmaya devam etmiştir. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak için bulunduğu her platformda en güçlü iradeyi ortaya koymuştur. Yıkım siyaseti karşısında son derece kararlı mücadele sergilemiştir. Cumhurbaşkanımızın bu çabaları milletimizin takdirini kazanmıştır.

Cumhurbaşkanımız milletimizin iradesine ve emanetine sahip çıkarken milletimiz de verdiği destekle onu hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır. Bu mücadele kişisel mücadeleden öte, Türkiye'nin büyük devrimler yoluyla dönüşümünün mücadelesi olarak, Türkiye'nin içe kapanık bir ülke olmaktan dünyada büyük roller üreten bir ülke olmaya evrilmesi olarak, bölgesel ve küresel barışın vazgeçilmek aktörü haline gelmesinin bir tarihi olarak ortaya çıkmıştır. Bu vesileyle sayın cumhurbaşkanımızın üstün başarılarının devamını diliyoruz.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK sonrası önemli mesajlar verdi.

SIFIR ATIK PROJESİ

Önemli gelişmelerden bir tanesi, sıfır atık konusundaki Türkiye'nin ortaya koyduğu inisiyatif. Emine Erdoğan hanımefendi BM'ye katılmıştı 30 Mart Sıfır Atık günü olarak kabul edilmişti. 2035 yılında yüzde 65'e ulaşma hedefimiz Hanımefendi tarafından zikredildi. Sıfır Atık Projesi yeni aşamalara ulaşıyor. Bu sıfır atığın diğer ülkeler tarafından da örnek alındığını görüyoruz. Hanımefendinin başlattığı inisiyatifin örnek hale gelmesi kıymetli bir misyonu sürdürmektedir. 

'SEÇİM SONUÇLARININ KABULÜNDE CHP'NİN SABIKASI VAR'

Muhalefetle ilgili tartışmalar var. Seçimlerin ilk turu devam ederken, muhaliflik adı altında bazı odaklar bize şu soruyu getiriyorlardı; Seçim sonuçları istediğiniz gibi çıkmazsa kabul edecek misiniz? Ben de seçim sonuçlarını kabulü açısından bizim bir sorunumuz yok demiştim. Ama seçim sonuçlarının ortadan kaldırılması bakımından, darbelere destek vermesi bakımından CHP'nin bir sabıkası var. Bu soruyu gündeme getirmeleri siyasi saçmalıktan ibaret. Geldiğimiz noktada muhalefette hala seçim sonuçlarını sindirmekte zorlanan, kabullenemeyen bir tablo var. Gelinen noktada bize destek versin vermesin bütün vatandaşlar 'İyi ki Kılıçdaroğlu kazanamamış' diyor. Ortaya çıkan tablo vahimdir.

DİYARBAKIR ANNELERİ

1438 gündür bu anneler nöbet tutuyorlar. İnsan hakları örgütlerinin bu anneleri ziyaret etmeleri gerekirdi. Halen bu derece duyarsızlık, çifte standardı göstermeye devam ediyor. Diyarbakır anneleri mücadeleyi sürdürüyorlar. İnşallah en kısa zamanda evlatlarına kavuşmalarını temenni ediyoruz.

TERÖRLE MÜCADELE

Etrafımızdaki coğrafyayı istikrarsızlaştırmak ve bunun üzerinden Türkiye üzerinde birtakım olumsuz etkiler üretmek üzere siyaset yürüttüğünü görüyoruz. Teröristlerin bu siyasi maalesef başka devletler tarafından da destekleniyor. Burada iki tür mücadele yürütülmektedir. TSK, MİT, Emniyet teröristlerin bertaraf edilmesine yönelik çalışma yürütmektedir. Çalışma sadece bunula sınırlı değil, aynı zamanda bunların arkasındaki siyasi denklemlerin, bölgemizde yeni türedi devletçikler oluşturarak bölgesel istikrarı yok etmeye çalışan bu siyasi arayışların ve projelerin de farkındayız. Dolayısıyla o teröristlerin arkasındakileri de görüyoruz. Terörü bir aparat gibi kullanan bu siyasi denklemlerle de mücadeleye devam edeceğiz.

MUHALEFETE 'İHA' TEPKİSİ

Bireysel hatalar facialara yol açıyor, hassasiyet olmalı. Burada kullanılan İHA'lar, yangınların tespiti ve müdahale edilmesi bakımından süreyi kısaltmıştır. Dolayısıyla yeşil vatanın korunması için her türlü imkan seferber edilmektedir.

Tabii muhalefet etmenin de bir seviyesi olması gerekir. Orman yangınlarında kullanılan diğer İHA-SİHA’lara ses çıkarılamazken BAYKAR’ın İHA’larına bir kara propagandanın yürütüldüğünü gördük. Baykar'ın İHA'larına dönük olarak ortaya koyulan rakamlar ve açıklamalar yanlış. Muhalefet etmek adı altında bir seviyesiyle yürütüldüğünü gördük. İHA'ların orman yangınlarında kullanılması, güvenliğimiz açısından kullanılması dünyada bizi pozitif ayrıştıran bir tablo oluşturmaktadır. Bütün bunların desteklenmesi gerekirken, bütün dünya bunları alkışlarken maalesef Türkiye'deki hastalıklı bir grup tarafından hedef alınmaktadır. 

Ömer Çelik, muhalefetin seçim sonuçlarını sindiremediğini söyledi.

AVRUPA'DAKİ 'İSLAM' DÜŞMANLIĞI

Maalesef Kur'an-ı Kerim yakılmasıyla ilgili eylemlere ifade özgürlüğü çerçevesinde bazı ülkelerin destek vermesi ya da bunu mazur görmesinin ifade özgürlüğüyle hiçbir ilgili yoktur. Nitekim son derece doğru bulduğumuz bir yaklaşımla Birleşmiş Milletler bunun suç teşkil ettiğini ve karşı çıkılması gerektiğini ifade eden bir karar almıştır.

İfade özgürlüğü adı altında din özgürlüğü tehdit altına alınmaya başlanmıştır. İfade özgürlüğü; din özgürlüğünü ortadan kaldıran, kutsal nesnelere saldırıya imkan verecek düzeyde olmamalı. Biz bu devletlere siz üzerinize düşeni yapın dediğinizde ifade özgürlüğüne karşı bir söz söylemiş oluyoruz, görevinizi yerine getirin demiş oluyoruz.

Bir yerde Tevrat’a dönük olarak eylem yapılacağı zaman bu engelleniyor. Bu doğrudur. Hiçbir kutsal kitaba karşı eyleme izin verilmemelidir. Onun engellenmesi doğrudur fakat Tevrat’a dönük eylemi engelleyenler Kur’an-ı Kerim'e aynı hassasiyeti göstermiyorlar.

RUSYA'NIN KKTC'DE OFİS AÇMA KARARI

KKTC'ye açılan yabancı devletlerin ofisinin kıymeti vardır ama esas olan bunun ötesinde. Artık bilinen, tüketilmiş, tekrarlanan müzakere yöntemlere devam etmeyeceğiz. iki devletli çözümün artık kabul edilmesi gerektiğini ifade etti sayın Cumhurbaşkanımız. Rum tarafının Yunan tarafıyla yürüttüğü siyaset, KKTC'yi eşit bir devlet olarak görmekten uzak hatta Kıbrıs Türklerini eşit bir toplum olarak görmekten uzak. Her seferinde müzakere başlatıp kaçan onlar oluyor ama daha sonra bunu Avrupa'da başka türlü sunuyorlar. 

"AKDENİZ AB'NİN BASİRETSİZLİĞİNİN BEDELİNİ ÖDÜYOR"

Bütün bu bölge, Akdeniz, Avrupa Birliği'nin basiretsiz kararının bedelini ödüyor. O da Rumları AB uygulamalarına aykırı olarak tek taraflı olarak Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında bir korsan devlet şeklinde tutup AB'ye almaları. Halbuki sorun çözülmemiş. Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Rumlar tek başına temsil edemez, Türk tarafının bir onayı yok. Ya KKTC'yi de alacaksınız ya da müzakereleri sorun çözülünceye kadar erteleyeceksiniz. Şimdi ortaya çıkan tablo, AB'nin aldığı bu önyargılı ve basiretsiz karar, bütün bir Akdeniz'de herkesin bedel ödemesine yol açıyor. Türkiye'nin geldiği nokta, artık iki eşit devlet olarak bu sürecin yürüyeceğidir. Bundan sonrasında beklentimiz bütün devletlerin haksızlığa son verip KKTC'yi tanımasıdır."

Kaynak: TGRT Haber

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...