Türkiye-AB zirvesine ilişkin açıklama
Avrupa Birliği Bakanlığı, Türkiye-AB ilişkilerine ivme kazandırılması, müzakere sürecinin yeniden canlandırılması için ortaya konan siyasi iradenin ilk somut göstergesi olarak, 14 Aralık tarihinde Türkiye-AB Hükümetlerarası Katılım Konferansının toplanacağını ve Ekonomik ve Parasal Politika Faslının (17. Fasıl) müzakerelere açılacağını bildirdi.
AB Bakanlığı’ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Reform Eylem Grubu’nun (REG) üçüncü toplantısı, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında REG üyeleri Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın katılımları ile 11 Aralık 2015 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Toplantıya, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Kasım Gülpınar, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Başkanı Ahmet Berat Çonkar, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Taha Özhan ve Başbakanlık Müsteşarı Kemal Madenoğlu da katılmışlardır. Hükümetimiz bugüne kadar gerçekleştirilen köklü dönüşümler zemininde ve 2023 hedeflerimiz doğrultusunda inşa edeceği yeni reformlar ile vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerini genişletmeye devam edecektir” denildi.
“14 ARALIK TARİHİNDE TÜRKİYE-AB HÜKÜMETLERARASI KATILIM KONFERANSI TOPLANACAK”
“Reform sürecimizin başlıca itici unsurlarından biri Avrupa Birliği’ne üyelik hedefidir” ifadesinin yer aldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
“AB’ye katılım yolundaki irademiz hiçbir zaman dönemsel olmamıştır. Tercihimiz ve irademiz stratejik bir yaklaşımın sonucudur. Mevcut sınamalar karşısında Türkiye ve AB’nin birlikteliği, sorunlara köklü ve kalıcı çözümler bulunmasını kolaylaştıracaktır. Evrensel değerlerin terörün her türlüsü tarafından tehdit altında olduğu ve yaşam hakkının insanların ellerinden alınmak istendiği kritik bir zaman kesitinde temel önceliğimiz, insan onurunu korumak ve insan odaklı politikalar üretmektir. 29 Kasım 2015 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirilen Türkiye-AB Zirvesi geleceğimizin inşasında ortak sahiplenmeyi öne çıkarmıştır. Söz konusu Zirve, sadece ülkemiz ile 28 AB üyesi ve üç AB Kurumu’nun Başkanlarının (AB Konseyi, AB Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu) katılımıyla düzenlenen bir toplantı olması açısından bir ilki teşkil etmiştir. Bu kapsamda, Türkiye-AB ilişkilerinde, karşılıklı güven temelinde yeni bir dönem açılmıştır. Bu dönemin iyi değerlendirilmesi bakımından Türkiye üzerine düşeni kararlılıkla ve sonuç alıcı adımlarla yapacaktır. Zirve’de Türkiye-AB ilişkilerine ivme kazandırılması, müzakere sürecinin yeniden canlandırılması, fasılların açılması, yüksek düzeyli diyalog mekanizmalarının oluşturulması, sığınmacılara yönelik insani yardımlar ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusundaki hazırlıklar dahil olmak üzere ilişkiler tüm veçheleriyle değerlendirilmiştir. Zirve’de müzakere sürecimizin canlandırılması konusunda ortaya konan siyasi iradenin ilk somut göstergesi olarak, 14 Aralık tarihinde Türkiye-AB Hükümetlerarası Katılım Konferansı toplanacak ve Ekonomik ve Parasal Politika Faslı (17.Fasıl) müzakerelere açılacaktır. 64. Hükümet Programı, Hükümetimiz tarafından 10 Aralık 2015 tarihinde açıklanan Eylem Planı ve bu çerçevede güncellenecek olan AB’ye Katılım İçin Ulusal Eylem Planı, 2016 yılının “Reform ve AB Odaklı Yıl” olacağının en güçlü işaretleridir. Reform Eylem Grubumuzun üçüncü toplantısı iki gündem maddesi etrafında şekillenmiştir. Toplantımızda ilk olarak, vatandaşlarımızın Schengen bölgesine seyahatlerinde Ekim 2016 tarihi itibariyle vizeden muaf olmaları hedefi çerçevesinde yapılması gerekenler ele alınmıştır. Bu bağlamda, Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması ve Vize Serbestisi Yol Haritası kapsamında hayata geçirilmesi gereken yasal düzenlemeler ile operasyonel tedbirler görüşülmüştür. Söz konusu öncelikli düzenlemeler, 10 Aralık 2015 tarihinde açıkladığımız Hükümetimizin Eylem Planı’nda önemli ölçüde yer almaktadır.”
HÜKÜMETİN EYLEM PLANINDA YER ALAN TEDBİRLER VE ATILMASI GEREKEN ADIMLAR
Vatandaşların Schengen bölgesine vizesiz seyahatini temin için Hükümetin Eylem Planında yer alan tedbirler ve bu tedbirleri tamamlayıcı mahiyette atılması gereken diğer öncelikli adımlara ilişkin “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, Siyasi Etik Kanunu, İnsan ticaretinin önlenmesi ve mağdurların korunmasına ilişkin mevzuat düzenlemesi, Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan Üçlü Temas Merkezi Anlaşması’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulma Sürecinde Bireylerin Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve 181 sayılı Ek Protokolü’nün Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, insan Ticaretine Karşı Eyleme İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, Suç Gelirlerinin Aklanması, Araştırılması, El Konulması ve Müsaderesi ile Terörizmin Finansmanı Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 7 No.lu Protokol’e taraf olunmasının uygun bulunduğuna dair kanun, Hükümlülerin Nakline Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne ek 1997 tarihli Protokol’e taraf olunmasının uygun bulunduğuna dair kanun, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik, Biyometrik veriye sahip kimlik kartlarına geçişin tamamlanması için gerekli kanun değişiklikleri, Ülkemizde geçici korumadan yararlanan Suriye vatandaşlarının iş piyasasına erişimlerini sağlayacak Bakanlar Kurulu kararı, Cezai konularda adli yardımlaşmaya ilişkin kanun, Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun, Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi, El Konulması ve Terörizmin Finansmanına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin iç hukuka aktarılması için gerekli yasal düzenleme, Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu’nda değişiklik, Siber suçlarla mücadele konusunda yasal düzenleme, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanunu, Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’ne Ek 1975, 2010 ve 2012 tarihli Protokollere taraf olunmasının uygun bulunduğuna dair kanun, Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi’ne Ek 2001 tarihli Protokol’e taraf olunmasının uygun bulunduğuna dair kanun, Velayet Sorumluluğu ve Çocukların Korunmasına Yönelik Tedbirler Yönünden Yetki, Uygulanacak Hukuk, Tanıma, Tenfiz ve İşbirliği Hakkında Lahey Sözleşmesi’nin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun, Çocuğun Desteklenmesi ve Aileyle İlgili Diğer Nafaka Alacaklarının Milletlerarası Tazmini ile İlgili Lahey Sözleşmesi’nin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun çıkarılacaktır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, hukuki düzenlemelerin yanı sıra hayata geçirilecek operasyonel tedbirler ise şöyle sıralandı:
“Ülkemizin geri gönderme kapasitesinin arttırılmasına yönelik ihtiyacın karşılanabilmesi amacıyla geri gönderme merkezi sayısının arttırılması, Düzensiz göçün önemli bir kısmının deniz yoluyla gerçekleştiği dikkate alınarak, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın kapasitesinin arttırılması, Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’nın uygulanması için gerekli olan Uygulama Protokollerinin hazırlanması ve ilgili AB ülkeleriyle imzalanması, AB üye ülkeleri ile mevcut ikili geri kabul düzenlemelerimiz çerçevesinde işbirliğinin sürdürülmesi, Neticelendirilmeyi bekleyen uluslararası koruma başvurularının ivedilikle sonuçlandırılması, Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne yönelik daha önce atılmış adımlar değerlendirilerek yeni çalışmaların başlatılması, Strateji ve Eylem Planı’nın en yakın zamanda hayata geçirilmesi.”
“ÖZELLİKLE YARGI VE TEMEL HAKLAR (23.FASIL) VE ADALET, ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK (24. FASIL) FASILLARININ BİR AN EVVEL AÇILMASI AB İLE ORTAK VE ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZDİR”
REG toplantısının ikinci gündemi olarak, siyasi reform sürecinin bütün boyutlarıyla ele alındığının kaydedildiği açıklamada, “Bu kapsamda, özellikle Yargı ve Temel Haklar (23.Fasıl) ve Adalet, Özgürlük ve Güvenlik (24. Fasıl) fasıllarının bir an evvel açılması AB ile ortak ve öncelikli hedefimizdir. Her iki fasılda da, Türkiye’ye gayriresmi olarak iletilen tüm açılış kriterleri yerine getirilmiştir. Fasıllar zemininde kazanılan yeni ivme çerçevesinde AB Komisyonu ile güncel müktesebat temelinde ortak çalışmalar başlamıştır. Türkiye - AB ilişkilerinin girdiği bu yeni dönemeçle beraber, siyasi reform sürecimiz ile 23. ve 24. Fasıllar kapsamında devam edecek reform çalışmaları hızlandırılarak hayata geçirilecektir. Türkiye’nin çoğulcu, özgürlükçü ve katılımcı demokrasi hedefi çerçevesinde demokrasinin tabanını genişletecek siyasi reformlar, 12 Eylül darbesi döneminin izlerini tamamen silecek, yeni bir Anayasa ile taçlandırılacaktır. Yine bu kapsamda, ifade özgürlüğü, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile insan haklarının korunması alanındaki reformları daha da ileri bir seviyeye taşımak, geliştirmek, kalıcı ve daha sağlam hale getirmek için yapacağımız çalışmalar değerlendirilmiştir. Yargı alanında atılacak adımlarımıza, geçtiğimiz yılın Nisan ayında kamuoyuyla paylaşılan Yargı Reformu Stratejisi temelinde devam edilecektir. Temel hak ve özgürlükler kapsamında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı’nın uygulanma süreci yakından takip edilecektir. 24. Fasıl, Vize Serbestisi Diyaloğu kapsamında yürütülen çalışmalar paralelinde ele alınmıştır. Bu kapsamda, Geri Kabul Anlaşması’nın üçüncü ülke vatandaşları için uygulanma tarihi Ekim 2017’den Haziran 2016’ya alınacaktır. Ayrıca sınır güvenliği konusunda atılacak adımlar ile Organize Suçlarla Mücadele Eylem Planı konusu değerlendirilmiştir” denildi.
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
“Suriye’de devam eden kriz nedeniyle, 2011 yılında başlayan ve tırmanışa geçen göçmen krizi hem Türkiye’yi hem AB ülkelerini etkilemektedir. Bu kapsamda AB yetkilileriyle son dönemde yoğun temaslarda bulunulmuştur. Suriyeliler konusunda Türkiye bugüne kadar elinden gelenin en iyisini yapmış olup, önümüzdeki dönemde eğitim alanı öncelikli olmak üzere, sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, gıda kartı uygulamasının finansmanı, barınma imkânlarının iyileştirilmesi ve ekonomiye katılımları konularında gerekli adımları atmayı hedeflemektedir. Öte yandan, Türkiye-AB ilişkileri göç sorununa indirgenmeyecek ölçüde tarihi, kültürel ve ekonomik bir derinliğe ve zenginliğe sahiptir. Bu zenginliğin farkında olarak, bölgesel ve küresel sorunlara Türkiye ve Avrupa’nın birlikte bulacağı çözümler, bölgemizde kalıcı barışın tesisine ve insan haklarının korunmasına sağlam bir zemin hazırlayacaktır. Önümüzdeki süreçte Türkiye-AB ilişkileri, Türkiye’nin AB üyeliği hedefi doğrultusunda, paradigmanın değiştiği yeni bir düzlemde yeni bir ivmeyle daha da derinleşecek ve güçlenecektir.”