Kontrolsüz antibiyotik kullanımı sepsis hastalığının tedavisini zorlaştırıyor
Fatih Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, sağlık çalışanlarına yönelik sepsis ile ilgili farkındalık, tanı, ilk tedavi ve ileri tedavileri içeren bir eğitim semineri verdi.
Uzm. Dr. Zafer Çukurova, “Kontrolsüz Antibiyotik kullanımı sepsis hastalığının tedavisini zorluyor” dedi.
Dünyada her yıl 30 milyondan fazla kişiyi etkileyen, 5,5-8 milyon kişinin ölümüne yol açtığı hesaplanan, görülme sıklığı yüzde 8-13 arasında artış gösteren, hastanelerde gerçekleşen her yıl 2-3 ölümden birisinin nedeni olduğu düşünülen ’sepsis’, önemli sağlık problemleri arasında gösteriliyor. 26 Mayıs 2017 tarihinde Cenevre’de gerçekleşen Dünya Sağlık Asamblesinde alınan karar ile sepsis önemli hastalıklar listesine alınmış ve 13 Eylül Dünya Sepsis Günü olarak resmen kabul edilmişti. Dünya Sağlık Örgütü sepsis ile ilgili bir bütçe ayırarak üyesi olan 194 ülkeye bununla ilgili yapılacakları bildirme kararını da almıştı.
Bu kapsamda hareket eden Fatih Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, Sağlık Bakanlığı himayesinde, Türk Yoğun Bakım Derneği eğitmenlerince, sağlık çalışanlarına yönelik sepsis ile ilgili farkındalık, tanı, ilk tedavi ve ileri tedavileri içeren bir eğitim semineri düzenledi. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Op. Dr. Haldun Ertürk Konferans Salonu’nda gerçekleşen seminere yedi farklı hastaneden doktor, hemşire ve sağlık çalışanı katıldı.
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Uzm. Dr. Zafer Çukurova tarafından verilen eğitim seminerinde sepsisin önemine vurgu yapıldı. Sepsis hastalığına ilk defa 1991 yılında tanı konduğunu belirten Çukurova, “Dünya sepsis konsensüsü, sepsis tanımlamasına bir enfeksiyon odağı ile beraber sistemik inlamatuar yanıt sendromunun birlikte olması diye tanımlamıştır. Bu tanımlama çok yoğun bir sepsis tanısının ortaya çıkmasına neden oldu. Çünkü sistemik inlamatuar yanıt tek başına enfeksiyon olmadan da birçok travma veya benzeri durumda da ortaya çıkabiliyor ve çok basit sepsis tanımlamasına neden olabiliyor. Sepsis tanımlaması bir organ disfonksiyonu ile birlikte değerlendirilmiştir. Yani bir klinik şüphe veya kanıtlanmış bir enfeksiyon ile birlikte bir organ disfonksiyonun ya da yetmezliğinin birlikteliğine ancak sepsis diyoruz. Burada eğer sirkülatuar bir yetmezlik veya doku perfüzyonu da bozuluyorsa o zaman bunun adına septik şok diyoruz. Dolayısıyla enfeksiyona karşı düzensiz konak tanıtının oluşturduğu hayatı tehdit eden bir organ fonksiyon bozukluğundan sepsis olarak bahsediyoruz. Yani aslında sepsis enfeksiyona karşı oluşturduğu düzensiz immünolojik yanıttan kaynaklanan hayatı tehdit eden bir organ fonksiyon bozukluğudur. Tam olarak tanımlama bu şekildedir” diye konuştu.
Sepsisin tedavisinin zor ve pahalı olduğunu belirten Çukurova, “Sepsis en sık karşılaşmamıza rağmen en az bilinen bir hastalıktır. Bu nedenle Dünya Sağlık Asamblesi tarafından 13 Eylül Dünya Sepsis Günü ilan edildi. Bu kapsamda bize sağlık çalışanlarına bu farkındalığı anlatmak için seminer düzenledik. Tanımlanmasını ve tedavisi ile ilgili bilgiler aktarıyoruz. Ülkemiz için en önemli problemlerden biri de antibiyotik kullanımıdır. Yaşadığımız coğrafyada antibiyotik kullanımının fazla olması sepsis tedavisinde bizi çok zorluyor. Sepsise neden olan mikroorganizmaların antibiyotik direnci bulunduğumuz coğrafyada çok artmaya başladı. Bunun da en önemli sebebi kontrolsüz antibiyotik kullanımıdır” dedi.