Sosyal anksiyete masa başı çalışanları vurdu! Patronları bekleyen yeni tehlike belli oldu
Masa başı çalışanlarda artan sosyal anksiyete dünya çapında krize neden olma yoluna girdi. Her 2 çalışandan 1'inde görülen sosyal anksiyete patronların korkulu rüyası oldu. Çalışma koşullarını bozan ve beraberinde birçok sorunu da doğuracak olan sosyal anksiyete konusunda uzmanlardan uyarı geldi.
Dünyada küresel kriz haline gelen sosyal anksiyete plaza ortamındaki çalışanları vurdu. Virüs gibi çalışanlar arasında yayılan sosyal anksiyete hakkında tgrthaber.com'un özel haber şefi Zehra Maslak'a konuşan Memorial Bahçelievler Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Deniz Mutlu, tehlikenin tablosunu anlattı.
SOSYAL ANKSİYETE MASA BAŞI ÇALIŞANLARINI VURDU!
Yoğun iş temposu ve beraberinde gelişen sosyal ankisyete çalışanları kliniklere götürdü.
Özellikle pandemi sonrası çalışanlarda artan sosyal anksiyete artık sosyal medyada mecralarında ya da sokakta yürüyen her 2 kişiden 1'inin şikayet ettiği durum haline geldi.
Deniz Mutlu bu durum hakkında, "Cevaplanması gereken mailler, sürekli çalan telefonlar, dosyalar, toplantılar ve yetiştirilmesi gereken işler derken ofis ortamında yönetmeye çalıştığımız işler stresi yoğun bir şekilde tetikliyor. Bu durum baş edilemeyen bir hal aldığında tükenmişlik sendromları ortaya çıkabiliyor. Umutsuzluk, çaresizlik, boşluk gibi duyguları depresyondaki duygular ile benzerlik göstermektedir. Kişinin sürekli yorgun oluşu, uyku bozuklukları, baş ağrısı ve bağışıklık sistemi zayıflıkları gibi fiziksel belirtiler de artabilir. Psikolojik olarak anksiyete gelişebilir" ifadelerini kullandı.
PATRONLARI BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE!
Ünlü psikolog kişinin çalışma hayatını etkileyen sosyal anksiyetenin akabinde tükenmiş sendromunun ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.
İş veren ve patron arasında da çatışmaları tetikleyen sosyal anksiyete de kişilerin özellikle başarı noktasında takıldığının altını çizen Mutlu, açıklamalarına şunlarla devam etti:
"Kişinin çalışma hayatında verimliliği düşer ve kariyeri üzerinde olumsuz etkiler sağlayabilir. Tükenmişlik sendromunun oluşmasının nedenlerinde oldukça etkili 3 başlık dikkati çekmektedir. Rol çatışması, önceliklerine göre sorumluluklarını sıralamak yerine her şeyi aynı düzeyde iyi yapmaya çalışan kişiler. Rol belirsizliği, Kendisine model alacağı biri olmadığından nasıl başarı sağlayacağını bilemeyen kişiler. Aşırı yüklenme, kimseye hayır diyemeyerek altından kalkabileceğinden çok daha fazla sorumluluk yüklenen kişilerdir."
Sık sık insanların kendi aralarında da konuştuğu sosyal anksiyetenin tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizen Mutlu, bunun çevreye de olumsuz etkileri olduğunu hatırlattı.
Kişilerin kariyerlerini olumsuz etkileyen ve duygusal stresinde artmasına neden olan sosyal anksiyetinin tehlikesi konusundaki tabloyu ünlü psikolog şöyle çizdi:
"Anksiyete bozuklukları, kişinin yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşüren rahatsızlıklardır. Tedavi edilmeyen anksiyete bozukluğu sosyal hayatında sorunlara yol açabilir ve kişinin akademik hayatını, kariyerini de olumsuz yönde etkileyebilir. Kişinin çevresinde kaldığı yoğun stres, genetik faktörler, hastalıklar, beyin kimyası, madde kullanımı anksiyete gelişmesinde etkili olabileceği düşünülmektedir. Çevredeki yoğun stres, hayatta karşılaştığı stresli olaylar, iş alanındaki stresli olaylar, fiziksel ve duygusal strese maruz kalmak anksiyete bozukluğu oluşmasında etkili olabilir. Genetik faktörlere bakıldığında ailesinde anksiyete bozukluğu olan kişilerde görülme ihtimalinin durumunu arttırır. Beynimizdeki endişe ve korku duygularını kontrol eden kimyasal bağlantılardaki sorunların da etkisi olduğu görebilmekteyiz."
ANKSİYETESİ OLAN KİŞİYE NASIL DAVRANILMALI?
Kişi günlük temposunda konsantre olmakta güçlük çekiyor, kendisinde bulunduğunu ortamda rahatlatamıyor.
İşlerini olağan akışında tutamıyor, iş hayatında veya sosyal ortamında rutin olaylarını kaygı verici bir durum gibi hissediyor ve bununla birlikte yanlış bir seçim yapma korkusuyla kararsızlıkları oluşuyor.
En kötü senaryonun başına geleceğini düşünmesi anksiyete durumunun belirtilerindendir.
Anksiyete bozukluğunun belirtileri kişide fiziksel olarak belirti ve bulgulara da yol açabilir. Titreme, gerginlik, mide bulantısı, ishal, kas ağrıları, yorgunlukluk, uykuya dalmakta güçlük, iç huzursuzluk olarak görülebilir.
Çocuk ve ergenlerde de benzer şekilde anksiyete sorunları görülür. Bu sorunların yanı sıra, okul performanslarında, yakınlarının güvenliği konusunda, dakiklik zaman konularında ve doğal afet ( deprem, savaş ) gibi olaylar aşırı endişe oluşturabilir.
ANKSİYETE İLE BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI
Anksiyetenin kişiler üzerinde olumsuz etkileri olan bir duygu halidir. Anksiyete durumunu yönetebilmek hayata konforlu bir şekilde devam etmenin en iyi yoludur.
Anksiyete ile başka çıkmak, kişilerin yaşam kalitesini arttırmak haricinde doğru kararlar almayı mümkün kılar.
Düşüncelerin kağıda dökülmesi anksiyete, kaygı gibi durumları yönetebilmenin en iyi yöntemlerinden biridir.
Endişeye neden olan durumlar üzerinde yazı yazmak netlik sağladığı gibi kişiyinin sakinleşmesine ve yoğun duygularından arınmasına yardımcı olur.
Zihinsel sakinleşmenin yanı sıra fiziksel olarak sakinleşmek için hareket etmek önemlidir.
Egzersizler, yoga, meditasyon gibi fiziksel harekete geçiren eylemler önemlidir.
Uyku kalitesi, düzenli uykuya geçiş sağlayabilme akabinde kafein tüketimini azaltma fiziksel kaygı hissinin azalmasını sağlayacağı gibi psikolojik açıdan da zinde hissetmemizi sağlar.
