Vaktini spor salonlarında geçirenler dikkat!
Gündelik hayatlarında spor salonları oldukça fazla yer tutan kişiler için uzmanlardan kritik bir uyarı geldi.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Artuner Deveci, formda kalmak, zayıflamak ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için birçok kişinin vaktini spor salonlarında geçirdiğini belirtip, egzersiz bağımlılığına karşı uyardı. Prof. Dr. Deveci, aşırı sporun egzersiz bağımlılığına neden olabileceğini, bunun da depresyon, anksiyete bozukluğu, alkol ve madde bağımlılığı davranışlarıyla ortaya çıkabileceğine dikkat çekti.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Artuner Deveci, 'egzersiz bağımlılığı' diye bir hastalık olduğunu belirterek, bu konuda uyardı. Sporun aslında yararlı bir uğraş olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Deveci, "Psikiyatri hastalarımıza sporu öneriyoruz. Rehabilitasyon sürecinde mutlaka sporla uğraşmalarını istiyoruz. Ama her şeyin bir dengesi olduğu gibi sporun, egzersizin de bir dengesi var. O denge içinde yapabilmek çok önemli. Aşırıya kaçtığı zaman maalesef sorun oluşturuyor. Sporun, egzersizin fazlası da zararlı hale gelebiliyor. 'Egzersiz bağımlılığı' diye bir hastalık var. Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Tanı sınıflaması içinde olmamasına rağmen gittikçe bununla ilgili, özellikle de davranışsal bağımlılıklar kapsamında, bilimsel araştırmaların arttığını görüyoruz" dedi.
'BELİRTİLERİ MADDE BAĞIMLILIĞINA BENZER'
Egzersiz bağımlılığının belirtilerinin maddi bağımlılığındaki gibi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Deveci, egzersiz bağımlısı olan kişinin spor yapmadığı zaman kendisini huzursuz hissettiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Deveci, "En önemli belirtilerinden biri de giderek egzersiz yapma miktarının ve saatinin artmasıdır. Spor yapamadığı, egzersize gidemediği zaman kişide bir sıkıntı, gerginlik hissedilmesi, bir huzursuz olma durumu yaşanıyor. Kişide mutsuzluk oluşturuyor. Bu aynı madde yoksunluğundaki gibi yaşanıyor. Spor yaşam alanını kapsamaya başlamışsa egzersiz bağımlılığı açısından önemli. Dikkat edilmeli" diye konuştu.
'DEPRESYON VE ANKSİYETE BOZUKLUĞUYLA GELİYORLAR'
Egzersiz bağımlılığının ruhsal problemlere de neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Deveci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böyle durumlarda kişilerde depresyon, anksiyete bozukluğu gibi şikayetler ortaya çıkar. Genel olarak davranışsal bağımlılığı olanlar doğrudan doktora başvurmaz. Ek belirtiler ile geliyorlar. Genelde kişiler depresyon, anksiyete bozukluğu, alkol madde kullanım bozuklukları gibi birçok psikiyatrik bozuklukla bize geliyorlar. Biz araştırdığımızda, aslında bunun egzersiz bağımlılığından kaynaklandığını saptayabiliyoruz. Egzersiz bağımlılığı özellikle yeme bozukluğu olan hastalarda çok sık görülüyor. Alkol ve madde kullanım bozukluğu olan hastalarda da gördüğümüz önemli bir bozukluk olarak karşımıza çıkabiliyor. Kadınların fit, ince olmak istemesi, erkeklerin kaslı olma isteği bu tür bağımlılığın ortaya çıkmasına neden oluyor."
'SPOR EĞİTMENLERİ YÖNLENDİRMELİ'
Egzersiz bağımlılığının tedavisine de değinen Prof. Dr. Deveci, "Alkol, madde bağımlılığındaki tedavinin uygulanması uygun olsa da davranış bağımlılıklarında davranışı tamamen kesmek uygun değil. Çünkü egzersizi bir miktar yapmamız gerekiyor. Uygun olan miktara indirebilmemiz çok önemli. Bununla ilgili davranış terapileri yapılıyor. Spor yaptığı saati, yoğunluğu azaltma yönünde ödevler veriliyor. Beyinde ödül merkezini uyarabilen ilaçlar tedavide kullanılabiliyor" dedi.
Spor eğitmenlerine seslenen Prof. Dr. Deveci, "Spor sağlık için gerekli. Ama denge aşılmışsa bu sorun oluşturabiliyor. Egzersiz bağımlısı olan kişiler, tedavi için yardım almaktan çekiniyor. Beraber çalıştıkları beden eğitimi öğretmenleri, spor eğitmenleri, fizyoterapistler bu konuda uyanık olmalı. Çünkü onlarla birlikte oluyorlar. Spor eğitmenlerinin bu tür hastaları doktora yönlendirmeleri çok önemli" diye konuştu.
'FAZLA SPOR YAPMAK ZAYIFLATMAZ'
Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi Spor Eğitmeni Aslı Roşan da, fazla spor yapmanın vücuda yarardan çok zarar vereceğini söyledi. Roşan, egzersiz ve hareketi günlük yaşamda alışkanlık haline getirmek gerektiğini, ancak aşırıya kaçılmamasını tavsiye etti. Roşan, sporun en ideal sabah ve akşam saatlerinde yapılmasının uygun olduğunu ve yemekten 2 saat sonra yapılması gerektiğini söyledi. Roşan, "Daha çok spor yapmak, sporun süresini uzatmak daha çok zayıflanacağı anlamına gelmiyor. Tam aksine, kendinize aksine zarar vermiş oluyorsunuz. Bilinçli spor yapmak gerekir" dedi.