Tgrt Haber

Ünlü yazarlar Club Brugge - Beşiktaş maçını yorumladı

13 Mart 2015 09:59
Ünlü yazarlar Club Brugge - Beşiktaş maçını yorumladı

Avrupa Ligi 3. tur ilk maçında Beşiktaş, deplasmanda Club Brugge'e 2-1 mağlup oldu. Usta yazarlar Club Brugge - Beşiktaş maçını yorumladı

Murat Özbostan: Hocam, takımı kampa almalısın!

Beşiktaşlı futbolcular, Süper Lig'de Balıkesirspor ve Sivasspor maçında oynadıkları kötü futbolun dibe vurdurduğu özgüven ile karşılaşmaya girdiler. Siz iyi futbol oynamazsanız karşınızdaki takımın adı önemli değil.. Biraz kıpırdansalar herkes Bayern Münih kesilir işte!.. Belçika takımı Club Brugge evinde ilk yarıda Beşiktaş kalesine şut bile atamadı. Beşiktaş'ın hücumcuları da ilk 45'te Avrupa Kupası maçı oynuyor havasından çok uzaktaydılar. Gökhan Töre büyük yetenek.. Lakin sahneye çıkıp bir şarkı söyleyip inen bir sanatçı gibi.. Bir var bir daha yok! 

ÇEKİRGE SIÇRAYAMADI 
Gökhan Töre'nin güzel golünün arkasını getiremediler.. Çekirge bir sıçrar iki sıçrar misali son 30 dakikada Beşiktaş büyük baskı yedi. Liverpool maçında devleşen Cenk Gönen'i performansı nedeniyle alkışlamıştık ama dün gece o da mağbubiyetin mimarlarından biri oldu. Öyle saçma hareketler yaptı ki.. Allah'tan skor farkı çoğalmadı.. Belçika'ya giderken "2-1 mağlubiyet rövanş için iyi bir skor mu" diye sorsanız kimse kötü demezdi.. Ama dün Club Brugge'ün oynadığı futbolu gördükten sonra Bilic'in öğrencilerinin Avrupa Ligi filmini geriye sarıp rövanşı İstanbul'daki Liverpool maçının ikinci yarısı gibi oynamaları gerekiyor. Çeyrek finale kalmak için tek gol yeterli ama hepimiz biliyoruz ki bu Beşiktaş savunması yemeden durmuyor. Bir parantez de haftalardır inişte olan Demba Ba'ya.. Takımının en kritik haftalarda sezonun ilk yarısındaki halinden eser yok.. Güçsüz ve verimsiz.. Bilic, Erciyes maçından sonra takımı Ümraniye'de kampa almalı... Beşiktaş turu geçecek ve şampiyonluk şansını sürdürmesi için F.Bahçe derbisini kaybetmeyecek ise bunun yolu bu kamptan geçiyor.. Hırvat hocanın beyin yıkaması gereken hafta bu hafta.. Hayırlısı..

Fatih Doğan: Yetmez ama evet

Liverpool maçı ve zaferinden sonra Brugge maçı standartların gerisinde kaldı. AB'nin merkezi olmasına rağmen organizasyon yetersiz. Polis dahil görevliler tecrübesiz... Zemin Atatürk Olimpiyat'a rahmet okutur... Tribünlerin neredeyse 3'te 1 boş... Futbol desen Liverpool, Tottenham, Arsenal maçlarına bile yanaşamaz...

Dün Jan Breydel'de ne tanıdığımız, alıştığımız Beşiktaş vardı, ne de korktuğumuz Brugge.. Slaven Bilic'in Necipli geri dörtlüyü bozmama adına orta sahada sakat Atiba- Sosa yokluğunda Oğuzhan-Tolgay'la başlaması böyle stratejik bir deplasman maçında en çok tartışılması gereken bizce yanlış bir karardı. "Veli-Atiba" başarılı orta saha modeli Beşiktaş'ın ana omurgasını oluştururken Franco'nun stoperde başlayıp, Necip'in ön liberoda yer alması ve ilerde Tolgay-Oğuzhan ikilisinden birinin tercih edilmesi daha mantıklı bir karar olurdu.

Gökhan Töre ile ikinci yarının başında bulunan gol Beşiktaş'ın ihtiyacı olan goldü. Slaven Bilic en azından bu golden sonra açık veren orta sahayı kapatmalı derken Brugge bu tercihlere net cevaplar verdi. Franco'nun oyuna girmesi, Necip'in öne çekilmesi, risk alacak Brugge'nin önünü kesebilirdi. Beşiktaş'ın futbolu uyuyan seyirciyi ve rakibini 58'de Demba Ba ile uyandırdı. Ba'nın harcadığı pozisyon maçın dönüm noktasıydı.

Karşılaşmanın en kötüsü Ba'ya sabretmek Bilic'in yanlış tercihlerinden biriydi. Maçı golleri atan 62'de Sutter, 78'de Rafael'den ziyade, ikinci yarı oyuna giren, penaltıyı Serdar'dan alan Felipe Gedoz ve Obbi Oulare çevirdi. Beşiktaş dün gece olduğu gibi basit hatalar yapmazsa bu turu da geçer. 2-1 çok kötü bir sonuç değil. Ancak acı olan çok rahat geçilebilecek bir turun koynuna riskin sokulması durumu var... Bilic'in tercihlerini ve takımının oyunundaki düşüşü gözden geçirmesinde herkes için fayda var.

Metin Tekin: Beşiktaş oyunu tutmalıydı

Özellikle ilk yarıya bakarsak ikinci 45 dakika hiç de bu tarz hareketli bir oyunun sinyallerini vermiyordu. Buna karşı çok iyi başladı ikinci yarı, belki de tahmin edilmedik bir şekilde 1-0'la oyuna başladı Beşiktaş. İlk yarıda pozisyon üretilememişti. Atılan klasik bir Gökhan Töre golüydü, ceza sahasına doğru kat edip attığı şutla gol geldi. Beşiktaş'ın yenilmesinin en temel sebebi 1-0'ı doğru oynayamaması oldu. Golden sonra topu tutup işi bitirebileceğiniz, maçı öldürebileceğiniz bir ortam vardı. Oyunu daha iyi tutması gerekiyordu Beşiktaş'ın.

1-1 sonrası baş aşağı giden bir maç vardı. Brugge'un bu kadrosuna bakınca 18 numaralı Gedoz'un sonradan oyuna girişi biraz garip duruyor. Oulare'nin oyuna girişi maçı Beşiktaş ceza sahasına taşıdı. İki tane uzun santrfora dönerek hem De Sutter, hem de Oulare'yle savunmayı arka tarafa yasladı. Halbuki 1-0'da al ver yapıp oyunun temposunu düşürmesi gerekiyordu takımın. Bunu sadece 5-6 dakikalık kısa bir dönem için yapabildik. Orta sahada kalite olarak daha üstün bir takım olan Beşiktaş bu pas trafiğini sağlamalıydı. 

BİLİC CEVAP VEREMEDİ 
Gedoz penaltıyı biraz süsledi ama Serdar'ın yaptığı hamle çok net ve penaltı bu açıdan doğru. Çok net bir darbe var. Bunu yaparsanız oyuncu da süsler. Ben Gedoz'un nasıl 11 dışında kaldığını çok anlayamadım açıkçası, çok yetenekli bir oyuncu. Seyircinin tempoya katılımı da dikkat çekti. Oyuna çok iyi katıldılar, oyunun sonuna kadar içindelerdi. Brugge kenar yönetimi Preud'homme önderliğinde çok başarılı işler yaptı.

Kenar oyuncusu Gedoz'un oyuna girişi, çift santrfora dönüş... İlk golde Gedoz vuruşu yapıyor, De Sutter hemen müdahale ediyor.

Bu da onun ne kadar oyun içinde olduğunu gösterir. Normalde dönen topu kovalarsınız ama bu hamleyi yapmak gerçekten başarılı. Maçta Club Brugge takımının arzusuyla maçta tempo çok yükseldi ve buna Bilic hamleleriyle cevap veremedi. Son dakikalarda yaşanan pozisyonlara bakarsak 2-1'e sevineceğimiz bir tablo ortaya çıktı bile diyebiliriz.

En yüksek not 7
Gedoz

En düşük not 4
Demba Ba

Rıdvan Dilmen: Forvetler bekleri dövdü

Club Brugge takımını bir kaç kez izlemiştim ama dün akşamı gerçekten çok merak ediyordum. Teknik Direktörleri Michel Preud'homme karşılaşma öncesi "Favori Beşiktaş" dedi. Preud'homme'un "Favori Beşiktaş" demesi boşuna değilmiş. Bu oyuncuların maça başlamasını etkiledi. Beşiktaş'a saygı duyarak oynadılar. Oyunun başlangıcında bakıyorum, bütün fırsatlar iyi, 'kilitlendi gidiyor' diyorum. Club Brugge risk almıyor, mavi-siyahlı oyuncuları birbirlerini gördükleri zaman oynuyorlar. Bir tek çalım atan oyuncuları var o da Rafaelov.

Beşiktaş'ın ideal kadrosundan iki önemli oyuncusu yok ancak kalesinde de tehdit yok. İlk yarı bittiğinde "0-0 iyidir" dedik ama ikinci yarının başında Veli'nin başlattığı atakta Gökhan'ın müthiş golüyle öne geçtikten sonra öyle bir 4-5 dakika oynadık ki "2'yi bulalım da bu iş bitsin" diye bekledik. Fakat oyunun son dakikalarında 1-0'a şükretmeyip, 2-1'e razı olduk.

1-1'e kadar olan bölümde özellikle Demba Ba ile girilen bir kaç pozisyon Club Brugge'ü tam çözecekti ki, rakip oyuncunun şutu asist olunca 1-1'lik skor bu kez Beşiktaş'ı şoka soktu. Uyuyan Brugge'yi canlandırdı. 1-1'e razı olduk ancak bu kez üst üste hücum ettiler. Beşiktaş, pas takımı olamadığı için oyunu tutamadı ve mahkum kaldı. Serdar'ın kontrolsüz bir şekilde (ki aslında tecrübeli bir oyuncu) sebep olduğu penaltıyla da ikinciyi yedik. Bu kez de "2-1'e bitsin bari" dedik. Çünkü Beşiktaş, rövanşı yine 70 bin kişinin önünde oynayacaktır. Yine deplasmanda attığı bu gol avantaj olacaktır.

Benim bildiğim stoperler sert oynar ve santrforları döverler, Brugge takımının maça başlayan Tom de Sutter en az 4-5 kez Ersan'a faul yaptı. Onun yerine giren Dierckx de onun kadar faul yaptı. Santrforlar Beşiktaş savunmasını dövdüler. Bunu sertlik anlamında söylüyorum. Liverpool maçındaki hakemi de beğenmiştim dünkü İskoç hakem de gördüğünü çalmaya çalıştı.

Beşiktaş'ın çıkaracağı en büyük ders; rakibin coşkusu ve sertliği. Pas takımı olmadığı için pasla oyunu başlatamayan Beşiktaş aynı coşkuyla karşılık veremiyor. Buna bir çare bulması gerek. Brugge disiplinli bir takım ama Beşiktaş'ın kalitesi ve 70 bin taraftarı ile tur şansı en az Club Brugge kadar olacaktır.

Ahmet Çakar: A2 takımı olsa maçı tutardı!

Beşiktaş manasız ve tuhaf bir mağlubiyet alarak tur şansını zora soktu. Neresinden bakarsanız bakın Brugge Beşiktaş'tan daha aşağıda bir takım. Ama Beşiktaş'ın stratejisi, son yarım saatte oyuncuların deneyimsizliği ve paniği mağlubiyeti getirdi.

İlk yarıda her iki takım da kontrollü oynadı. Brugge Beşiktaş'ı kendi yarı sahasında karşıladı, 'kontra çıkabilir miyim' diye düşündü ama çıkamadı. Bu yarıda da Ersan'ın kafası dışında Beşiktaş'ın pozisyonu yok. Devre bittiğinde Brugge'ün Beşiktaş'tan korktuğu, ondan çok daha aşağıda bir takım olduğu o kadar belliydi ki bu da ikinci yarının ilk dakikasında kendini gösteriverdi.

Gökhan ikinci yarının hemen başında harika bir gol attı. Ceza alanında birkaç oyuncuyu geçip sol ayağıyla harika vurdu ve Beşiktaş öne geçti. Düşünebiliyor musunuz, Brugge gibi kendisinden daha zayıf bir takıma karşı deplasmanda golü buluyorsunuz, geriye sadece bir devre kalmış. Ama işte ondan sonra garip şeyler oldu... Beşiktaş gereksiz şekilde yaslandı. En ileri uçtaki Demba Ba'dan başlayan takım savunması eksikliği en geriye kadar yansıdı. Orta sahada rahat top yapan, topu tutan, ayağa oynayabilen tüm oyuncular neredeyse oyundan çıktılar. Tabii ki fiziki olarak değil, ruhen kafalarında oyunu bitirdiler. Bu arada Brugge, Gedoz ve Oulare gibi nasıl yedekte oturduklarını bir türlü anlamadığım oyuncuları oyuna aldı ve Beşiktaş'ı sahadan sildi. Yenilen beraberlik golüne bakın, cepheden kaleye atılan bir şutta De Sutter o ayağı oraya nasıl sokabiliyor. Defans hattı o sırada ne yapıyor? Beraberlik golünden sonra Beşiktaş'ın A2 takımı olsa maçı tutardı! Ama dedik ya, Beşiktaş darmadağın oldu ve sonlara doğru da Serdar'ın göstere göstere yaptığı penaltıyla maçı kaybetti.

Beşiktaş bu yıl Avrupa deplasmanlarındaki en kötü oyununu oynadı. Rövanşta hala Beşiktaş şanslı ama hiçbir şey kesin değil. Brugge deplasmanlarda da önemli sonuçlar alabilecek bir takım.

Gelelim İskoç hakeme... Çok yetenekli değil ama çok dürüst. Beşiktaş bir daha deplasmanda böyle bir hakemi zor bulur. İlk yarıda golde verdiği faul kararı doğru. Ama ne yazık ki Serdar'ın yaptığı penaltıda da kararı doğruydu.

Erman Toroğlu: İstanbul'da iş çok zor!

Maçın genelinde Beşiktaş mahcup oynadı. Böyle maçlarda bu tarz defans yapılmaz. En iyi defans demek; topu kalenden en uzakta tutmak demektir. Maç başlıyor, her geçen dakika Brugge'ün fizik üstünlüğü artarak devam ediyor. Yan toplarda zaten Beşiktaş defansı kayıp! Beşiktaş kalecisi Cenk yine güven vermiyor. Topu sektirmeden tutturduğu yok. Yan toplarda da zamanlaması yanlış hareketler yapıyor.

Atiba'nın olmaması bence büyük eksiklik. Demba Ba'ya kızabilirsiniz ama Ba'ya topu getirdiniz, verdiniz de kullanamadı mı? Gökhan Töre'ye topu verdiniz de kullanamadı mı? Beşiktaş'ta Liverpool rövanş maçı hariç diğer karşılaşmalarda maçın yükü futbolcular arasında eşit dağılmıyor. Bazılarına fazla yük biniyor, bazıları ise kaçak güreşiyor. Brugge öyle aman aman bir takım değil. Belli planları var. Ama takımın hepsi oyunun içindeler. Eğer dün geceki gibi olursa İstanbul'da Beşiktaş'ın işi daha da zor. Bu Brugge, İstanbul'da Beşiktaş için daha tehlikeli olacaktır. Bu nedenle Beşiktaş'ın dün akşam aldığı skor kötü değil. Ne olursa olsun İstanbul'da Beşiktaş'ın maçı kazanması gerekecekti. 1-0 alırsa yine turu geçecek. Ama Brugge karşısında İstanbul'da gol yemeden maçı bitirebilir mi? Orası zor. Serdar'ın yaptığı penaltı tam bir acemi işi. 

Kupa ayağında ilk devre 2-1 bitti, şimdi ikinci devre İstanbul'da!
İnsan kendi ülkesinin takımı yensin istiyor. Dün akşamki görüntüye göre bu zor. Ama futbolda hiçbir şey imkansız değil. Beşiktaş, İstanbul'da bu Brugge'e gol atar mı? Atar! Yer mi? Yer! O zaman siyah beyazlıların, bu ikinci cümleyi ortadan kaldırması lazım. Yani yer mi? sorusuna cevap; 'Yemez' olmalı! Böyle bir seyirci baskısı altında Beşiktaş için bundan daha iyi bir hakem olamazdı. Hakem için şu söylenebilir; bundan iyisi Şam'da kayısı!
 

 

 

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...